Sen yoktun o zamanlar,
çocukluğumda en çok yağmuru severdim ben…
Ne zaman bir dert gelse bana,
yağmur yağar,
dinler,
dokunur,
ve topraktan kalkan
o kokuyu koklardım…
Ateşim sönerdi..
Sonra büyüdüm..
Gözlerini gördüm,
yandım,
yağmur yağdı,
ve ilk kez sönmedim…
Ben yağmurdan daha fazla bi seni sevebildim…
“İki sigaram kaldı bu gece için, Maviş Anne,
iki muhabbet kuşum.
iki kendim varmış, Maviş Anne,
biri benmişim, biri Mutsuz.
Ben ölürsem Maviş Anne,
Mutsuza kim bakacak?
Dünyaya bile bir dünya anne lazım.
Biri sen ol, Maviş Anne, biri ben.
Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da
birlikte gidelim, Maviş Anne.
Bana da kendi serüvenimden bir yer
İmla hatalarımı görmezden gelin. Mecalim yok yazdıklarımı okumaya
Merhaba 1k. Artık günaydın diyemiyorum. Çünkü gün bir süre benim için aymayacak. 2 yıldır buradayım. Bu süreçte bir çok insan tanıdım. İyi kötü dakikalsrımız oldu. Bazen kahkahalar attık, bazen ağladık. Bir seslenişimle yanımda olanlar oldu, çığlık atsam bile duyarsız kalanlar oldu. Dostluklar, küslükler. Hatta manevi evlatlar edindim ben burada.
Dicle Türküsünün Sesi
Mezopotamya’yım ben;
Damarlarım su ve nehir,
Hayatım kavga, mevzum kan,
Dilim edebi, sözüm ebedi.
Her zaman bir şairin, bir vakanüvisin sözünden çok
Gılgamış’ın dudaklarında bir zaman, kadim nehrin kenarında
Müjde Bilir'e
İki sigaram kaldı bu gece için maviş anne
İki muhabbet kuşum.
İki kendim varmış maviş anne
Biri benmişim, biri mutsuz
Ben ölürsem maviş anne, mutsuza kim bakacak?
Dünyaya bile bir dünya anne lazım.
Biri sen ol maviş anne, biri ben.
Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da birlikte gidelim maviş anne
Bana da kendi serüvenimden bir