Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Hedonizm'i benim gibi bir çok kişinin de yanlış anladığını düşünüyorum. Bu kitap hedonizm'in başyapıtı sayılabilir. Konuyla ilgili bilgi edinmek isteyenlere tavsiye ederim. Bir alıntı ile de hedonizm'in ana fikrini belirtmek isterim:
Sayfa 79:
O zaman ben hayatın amacının haz olduğunu söylediğimde, bizim ilkelerimizi anlamayanlar, katılmayanlar, ya da yanlış anlayanların iddia ettiklerinin aksine, hovardaların hazlarını ya da bir şeyden keyif almanın hazzını kastetmem. Aksine kastettiğim, bedensel acı ve zihinsel endişelerden özgür olmanın hazzıdır. Hoş bir hayat, içkili bir partiden öbürüne atlamanın, cinsel ilişkiye girmenin ya da lüks sofraların sunduğu lezzetlerin ürünü değildir. Aksine ayık bir kafanın ürünüdür.
Aile olmak nedir?
"İnsan ailesini seçemez ama hikâyesini anlatmayı seçebilir."
Miras, Norveçli bir aile, dört çocuk, anne ve babadan oluşan bir hikâye. Kitap başlarda dört kardeşin paylaşılamayan bir miras üzerine başlasa da okudukça arka perdesinde çok daha derinlerde farklı şeyler olduğunu görüyoruz. Evin büyük kızı Bergljot ve travma sebebi veren bir baba...
Çocukluğunda daha 5 ile 7 yaşları arasında babası ile ilgili yaşadığı kötü bir olay yüzünden, onu ailesinden, herkesten uzaklaştırıyor ve bütün aile bağlarını koparıyor. Ta ki babasının ölümü ve miras meselesi ortaya çıkana kadar. Her ne kadar Bergljot uzaklaşmaya , kaçmaya, seslerini duymamaya çalışsada miras meselesi yüzünden aile ile ilişki kurmaya zorluyor. Ve miras meselesi sayesinde bütün gerçekler gün yüzüne çıkıyor.
* *Norveç 'te büyük ses getiren ve çok satan, çok tartışılan bir roman olmuş. Bunun sebeplerinden biri yazarın kendi hayatından esinlenerek yazdığını söylemiş olması. Hatta kız kardeşi Helga Hjorth karşı bir kitap yazarak yazarı Vigdis Hjorth'i yalanlamış.
Ben kitabı keyifle, severek okudum :) Kitabın konusu her ne kadar zor olsa da kitabın dili oldukça yalın ve akıcıydı. Kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum. :)
Herkese iyi okumalar...
Kitap Hz. Meryem'in hayatını anlatıyor olsa da Hz. Zekeriya, Hz. Yahya ve daha çok Hz. İsa A. S. Anlatıyor. Genel bakış olarak beğendim İmrân ve Han'a yı güzel işlemiş. Hz. Meryem ile kuran dışında çok ileri sevide bilgi görmedim. Yine de verdiği bilgiler ve araştırmalar için yazara teşekkür ederim. Okunması gereken bir kitap diye düşünüyorum. Eksiklik olarak habibül Neccar olayında yunus ve Pavlus'un şehit olduğu ve kabirleri aynı yerde olduğunu biliyorum. Burada şaşırdım. Maide olayı (gökyüzü sofrası) eksik işlemiş, âyette ben o sofrayı indireceğim kim inkar ederse ona kimseye etmediğim eziyeti ederim buyuruyor orada eksik bilgi vardı. Hz. Meryem annemizin mabed günleri ile ilgili olarak şurada eksiklik gözüme ilişti ona gelen meyveler konusu meyveler kışın yaz, yazın kış meyveleri olduğu âyette geçiyor. Bunun dışında teşekkür ederim.
"Bu sefer en büyük yarayı sevdiğim adamdan almıştım. Zor olsa da öğrenmiştim. Bedenindeki yaralar bir şekilde iyileşiyordu da ruhumdaki yaralar...
Ben kimseye fark ettirmeden , ruhumdan kanıyordum..."
"Buradan kanatlanıp amaçsız uçsam, yüreğim beni bulmak istediklerine götürse , içimdeki nefret soğur muydu bilmiyorum. "
Herkese Merhaba
Serinin ikinci kitabıyla sizlerleyim. İlk kitap merak uyandıran bir yerde bitmişti o yüzden hemen ikinci kitaba başladım. İlk kitapta olduğu gibi heyecan artarak devam ediyor. İlk kitaptaki çekingen kızımız Tutku öyle bir degisiyor ve güçleniyor ki helal dedirtiyor.
İlk kitapta Dylan'ın gizlediği sırrı öğrenen Tutku ondan uzaklaşmaya karar verir . Dylan'ın düşmanı ise intikam peşindedir ve kurduğu tuzak ikisini ayırır. Tutku bombaların arasında kalmıştır. Dylan , Tutku'nun öldüğünü düşünür ve yaşadığı her gün için kendini suçlar. Oysa Tutku ölmemiştir ve onu yaşaması için çok büyük bir amacı vardır.
Tutku, yeni kimliği ile Zeynep /Zena ile yaşadıklarının intikamını almanın peşine düşecektir.
Dylan acısıyla yaşamaya, Tutku intikamı peşinde koşmaya çalışırken hayat onlara oyununu oynayacaktır.
Dylan, Tutku'nun öldüğüne nasıl inandı ?
Tutku, neyin intikamını almak istiyor?
Dylan ve Tutku karşılaşması nasıl olacak?
Soruların cevabı ve daha fazlası için kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Kitap adı ile bağlantılı olacak şekilde bir şehrin ve o şehrin insanlarının nasıl olması gerektiğini gerçek dışı bir beklenti ile anlatmış. Bir noktaya kadar okuduklarınız size keyif veriyor özeniyorsunuz. Ama bir noktadan sonra en azından ben bu yaşamın çok da hayal edilen yaşam olmadığını düşünmeye başladım şahsen. İnsanın doğasında gerçekten bu kadar kusursuz bir sistem işleyebilir mi?
Şavası akılı olan kazanır...
Kitap oldukça kısa ve öz bir şekilde yazılmış ve savaş sanatı hakkında bilgi vermektedir bunları bazen bazı örneklere bazen de bazı ilkelerle anlatıyor aslında kitabın okuyucuya katacağı en güzel ders hayatın insan için bir nevi savaş niteliğinde olduğu ve bu savaşta bazen bazı stratejilerin bilinmesi gerektiği, bilinmediği zaman ise bireyin bu savaşı kaybetmesinin kaçınılmaz olduğu üzerinde durmaktadır. Aslında kitap hakkında uzun uzun inceleme yazılabilir ama kısa bir kitap olduğu için ben bu şekilde incelemede bulunmak istedim.
İyi okumalar dilerim.
Kitaba başladığımda neyle ilgili olduğunu bilmiyordum.sadece köpekler ve kurtlar ile ilgili olduğunu biliyorum.
Bir çiftlikte rahat bir şekilde yaşayan Buck isimli bir köpek çalınarak soğuk ve zorluk kuzey ülkesine satılması ile hikaye başlıyor.
Kitap çok sürükleyici. London tamamen şimdiki zamanda kalma konusunda inanılmaz bir yetenek ile yazıyor. Bu okuyucunun ne olacağını merak ederek okumasına neden oluyor. Sinsice ipuçları eklemiyor böylece tüm yazıları o an yutabiliyorsunuz.
Buck acımasız dünya ile yüzleşiyor. Bir kurt sürüsünün lideri olmak için sonunda vahşetin çağrısına cevap veriyor. Hem dokunaklı aynı zamanda korkunç hikayeyi önce bir köpek sonra kurta dönüşmesinin ardından okuyoruz. Bu dönüşümü ve değişimi görebiliyoruz. Kitabın ilk başındaki ve sonundaki değişim çok net. İlk başta garip gelse de sonrasında alıştım. Kitap zaten ince ve hızla okunuyor. Benim Jack London’dan okuduğum ilk kitap. Beyaz diş kitabını da aldım onu da merak ediyorum. Ve keyifli bir kitaptı ben öneriyorum. Keyifli okumalar.
Alıntılar;
Sonuçta iki ya da üç aptal eksik olsa dünya yerinden oynamazdı.
Muzaffer şampiyon, egemen ilkel hayvan, öldürmüştü ve bu hoşuna gitmişti.
Ölüm olmayan her şeydi onun efendisi.
#platon(Eflatun) Antik Yunan Filozofu MÖ 428 ya da 427 başlarında Atina'da doğdu. Gramer, müzik ve jimnastikten oluşan, Atina'nın aristokrat gençlerine uygun temel eğitimi aldıktan sonra felsefe dersleri alır. Platon'u en çok etkileyen, hayatını değiştiren düşünür #sokrates olur. Onun öğrencisi olur.
Genel kabul gören bir görüşe
İnsan hep eksiktir.
Kitabın ismi aslında çoğu şeyi açıklıyor genel olarak sadece dile yazılmış okuyucuya hayatın nasıl daha akılı ve avantajlı yaşanabileceğini ve bunun da aslında aklı, kalbi, öngörüleri, inancında saklı olduğunu bunların nasıl daha iyi yönetilirse kişinin daha akıllıca bir yaşam süreceğinin anahtarını vermektedir. Kesinlikle çok kısa sürede okunacak bir kitap ve kendimize okurken şöyle diyebiliriz." Oysa ben böyle düşünmemiştim."
İşte insan da böyledir bazen kendinde eksik olanları başka insanlarla tamamlar.
"İnsan hep eksiktir. "
Yunus.
Tecrübe bazen bize geç ulaşır...
Bu kitabı alıp bir türlü okumamak ve sonundaki o pişmanlık aslında çoğu kitapta bu böyledir keşke daha erken okusaydım, geç okudum bir kitap gibi sitemde bulunanlarımız vardır bende o kişilerden biriyim lakin bazen bazı kitaplar okunmayı bekler tozlu bir rafta...
Ben bu kitabı daha yeni okudum ve aslında lise çağım da okumam bana daha çok şey katarmış dedim.
Bu kitabı okumaya başladım da beklentim çokta yüksek değildi ama okudukça gerçekten güzel noktalara değinen ve gerçekten ismi ile de deneme türünün muazzam eserlerinden biri olan bir kitap.
Çünkü yazar gerçekten birçok olumsuzlukla uğraşmış bir isim ama eseri okurken hep bir iyimser hava var belkide yazardan öğrenecem en büyük ders iyi günümü kötü günümü etkilememeli...
İyi okumalar dilerim...
