Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanın öldükten sonra çürümesi hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Benim uzmanlığım başkaydı. Çürümenin başka bir türü ile ilgiliydi. Bir bakışta tanıdığım çürüme, toprağın üstünde olandı. İnsan hâlâ nefes alıp verirken, kalbinde ya da beyninde küflenme ile başlayan o çürümeyi biliyordum ben. Hayat tarafından ensemden tutulup sokulup çıkarıldığım
"Kim bilir ne gibi sebeplerle tesadüf bizi birleştirdi. Sen beni sevdiğini söyledin, ben buna inandım. Ben de seni seviyordum... Hem nasıl seviyordum... Hislerimde bugün de bir değişiklik yok. Fakat niçin seviyordum, işte bunu bulamadım ve beni düşündüren, seninle olan hayatımızın devamından şüphe ettiren bu oldu. Seni niçin sevdiğimi bir türlü bilmiyordum. Huylarını, yaptığın işleri, beğenmiyordum demeyeyim, fakat anlamıyordum. Sen de benim birçok şeylerimi anlamadığını inkâr edemezsin. Böyle olduğu halde nasıl garip bir kuvvet bizi birbirimize bu kadar sağlam bağlamıştı? İlk andan itibaren tamamıyla başka dünyaların insanları olduğumuzu anladığım halde beni burada tutan ve seni gördüğüm zaman içimi sevinçle dolduran neydi? Acaba şu senin her zaman bahsettiğin ve her hareketinin kabahatini kendisine yüklediğin şeytan mı? Son günlerde ben de bundan korkmaya başladım. Şimdiye kadar daima, düşünüp doğru bulduğum şeyleri yapmaya alışmıştım... Bu sefer hiçbir doğru ve akıllıca tarafını bulamadığım bu hayata beni bağlayan kuvvetin, içimde saklı bir şeytan olması sahiden mümkündü."
Reklam
"Eğer bir peri gelip bana tüm dileklerimi gerçekleştirmeyi teklif etse,ben ne isteyeceğimi bilmiyordum."
Ben onu görmeden evvel hayatın manasını bilmiyordum, bulamamıştım.
Ben onu görmeden evvel hayatın manasını bilmiyordum, bulamamıştım.
Sayfa 109 - Yapı Kredi Yayınları | 69. BaskıKitabı okuyacak
Plan (Kalp hastasıysanız okumayınız gülmekten öldü demesinler.)
(Amaç Gardiyanı oyalarken odasından önemli bir şeyi almaktır.) Emily "Bana hemen hesap vereceksin." "Cevap versene bana" Deborah "Edward (Emily) doğru söyle senindemi göğsünde böyle kıllımı?" Emily "Ne kılı be" diyerek arkasını döner. "Kahretsin gözlerimin ırzına geçtin." Gardiyan "Sizin burda ne işiniz var?" Emily "Demek benim sevgilime asılırsın ha" Stew "Benmi sevgiline asılmışım kime Deborah'mı?" Deborah "Sevgilim dedin inanamıyorum, Edward beni kıskanacak kadar çok sevdiğini bilmiyordum." Stew "Onu gerçekten bendenmi kıskanıyorsun?" Gardiyan "Biri bana burda neler olduğunu açıklasın? Akşama kadar hepiniz hücre cezası almak istemiyorsanız konuşun?" Emily "Şimdi şöyle oldu." "Sağdaki." Emily "Ne duruyorsun yapsana!" Gardiyan "Yapmak ne yapmalıymışım?" Emily "Yap artık şu lanet şeyi" Deborah "Gardiyandan sana ne yapmasını istiyorsun? Umarım düşündüğüm şeyi yapmasını istemiyorsun." "Kahretsin Edward gay olmadığını söylemiştin!" Emily "Kes sesini Deborah." "Sana yalvarıyorum yap artık." Deborah "Edward o san bir şey yapamaz buna izin vermem." Gardiyan "Ben evliyim ama" deyince Stew kahkayı basar. Emily "Sen yinede yap gitsin." Gardiyan "Başka biri yapsın karım beni öldürür." Emily "Yap lan artık yap" (en sonunda Yesşil arkada aradığı şeyi bulur ve yapar)
Reklam
“Ben usandım.” “Sigaradan mı?” “Her şeyden. Her şeyden. Hiçbir şeyin anlamı yok. Hiçbir şeyin. Bilirsin, bazen bir yere gidersin ve kendine, neden buradayım, diye sorarsın. Ben sürekli böyle hissediyorum. Bir an önce gitmek istiyorum. Bulunduğum yerden başka bir yere. Hiç bitmiyor. Yemin ediyorum, ödleğin teki olmasaydım kendimi çoktan öldürmüştüm.” . Zor bir dönemden geçiyordum. Kendimle ne yapacağımı bilmiyordum. Yalnızdım, bütünüyle yalnız. Büyük bir aşk yaşama özlemi içindeydim. Böyle olduğumda genellikle kendime bir hobi bulurum - resim, gitar, ne olursa. Sonra, kaptırabilirsem, kendimi daha iyi hisseder, dünyada kimsem olmadığını unuturum. Fakat bu sefer hiçbir makrame kursunun bana yararı olmayacağını biliyordum. İnanabileceğim bir şeye ihtiyacım vardı. Beni hiç terk etmeyecek büyük bir aşka.
“Daren,” dedim yemiden. “Hım?” “Gerçekten yolu bana gösterir misin?” “Gerçekten yolu sana gösteririm.” Ben de başımı onun başının üzerine yasladım.Belki hataydı ama ona inandım.Çünkü ilk kez gerçek anlamda yolu bilmiyordum. Dönüş yolunu bilmiyordum.
Ne dolandırıyorsun işte ya,sevgi yokmuş .
Ben endişeli, korkak ve tutkusuzdum. Farklılığımızı simgeleyen gri bir çiçek açmıştı aramızda sanki. Tam olarak bilmiyordum ne olduğunu.
Sayfa 65 - ParantezKitabı okuyor
Belki de ben şimdiye kadar sahiden sevmenin ne olduğunu bilmiyordum.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.