Birilerine kendimi anlatmak gibi bir derdim yok artık benim.
Kimsenin peşinden koşmam.
Kimsenin önünden de yürümem.
Yanımdaysa eğer
Elinden, yüreğinden tutarım.
Değilse de,
Hiç kimsenin yokluğunda ölmem.
Ben hikayemin ortasına gelmişim.
Hiç kimse için tekrar başa dönmem..🪐
Tren, istasyona yaklaştığında bekleyenin de beklenenin de elleri büyümüş; yerlere, yurtlara sığmıyordu. Tren durup yükünü perona boşalttığında, beklemekten donuklaşmış gözlerle karşıladılar birbirini. Bir şey demeden uzunca kucaklaştılar; önce bakışları, sonra kollarıyla. O sırada yandaki çay bahçesinden yükselen bir ses “Ben buraya gelmezdim, alnımın yazıları…”diyordu. Yılların uzaklığıyla sevdiğine bir kez daha sarıldı. Ağarmış saçlarına bakıp “Saçlarının karasını nerelerde bıraktın sen?” diye sordu. Bu arada radyodaki ses “Gittin ki tez gelesin, tez geldiğin bu mudur?” diyordu. Beyaz saçlarını rüzgâra emanet edip, bir dağa yaslanır gibi birbirine dayanıp yürümeye devam ettiler.