ŞEREFSİZ İSTANBUL
Huzursuzum hemde çok, Çıkmak istemiyorum dışarıya. Hep aynı insanlar içinde, Ruhum daralarak hep bir yerde, İstemiyorum bunca amaçsız insan durduk yere. Hep aynı tantana, hep aynı ve değişmez safsata, Yeter diye haykırdığım da boşa. Hep ve hep insan bir yerden sonra sıkılır, Bana felâket bir bıkkınlık geldi, İstemiyorum dışarıda
En büyük erdemlere muktedir Yüce zihinlerin aynı zamanda en soysuz ahlaksızlıklara zaafı vardır ağır adımlarla ilerleyenlerin doğru yola takip ettikleri takdirde koşarken yolunu kaybedenlere göre daha ileri gidebileceği söylenebilir. . 3 kuralım Kader yerine kendimi yenmek dünyanın düzeninden çok kendi arzularıma değiştirmek ve genel olarak
Reklam
Bütün bunlarda şaşılacak bir şey yoktur, herkesin bir şeye heves ettiği gibi, ben de hocalığa heves ettim. Gönlümün rızasıyla bu vilayette çalışmak, memleketin çocuklarına hizmet etmek istedim. Hayatımdan memnunum, herhâlde yelkenli kayık ile dünya seyahatine çıkmak kadar tehlikeli bir kapris değil. Şaşırıyorum bunun ne kadar tabii bir şey olduğunu bir türlü anlamak istemiyorsun.
Sayfa 304Kitabı okudu
724 syf.
1/10 puan verdi
·
Read in 13 days
Ben ne okudum??!!
Kitabı çoğu kişinin yaptığı gibi ben de yarım bırakmıştım ama geçenlerde bir hırs yüklendi tamam dedim ne olursa olsun bitiricem bu kitabı. Nasıl bitirdim, ne okudum, ne kattı gerçekten hiçbir şey anlayamadan bitirdim kitabı. Nasıl bir iskenceydi bu? Kusura bakma Oğuz Atay ama bu nasıl bir kitaptır ne deli saçmasıdır? Bu edebiyat falan olamaz, bu kitap bir eserse gerçek eserlere hakarettir. Kitapta bir konudan başka konuya geçişler insanın dikkatini aşırı dağıtıyor. Bir kere bir konu bütünlüğü yok gecisler çok kötü atlaya atlaya en son nerde ne anlatiyor yakalayamiyorsunuz. Canım çıktı bağlantıları kavrıycam diye insana işkence etmek için yazılmış bir kitap sanki.Çok doluyum çünkü zaten kıymetli ve kısıtlı olan vaktimi böyle bir kitapla hiç ettim. Daha fazla gömmek istemiyorum ama hiç heves yapmayın merak ediyorsanız da etmeyin. Okumadiysaniz hiçbir kaybınız yok bu hataya düşmeyin!
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062.4k okunma
Bütün bunlarda şaşılacak bir şey yoktur, herkesin bir şeye heves ettiği gibi, ben de hocalığa heves ettim. Gönlümün rızasıyla bu vilayette çalışmak, memleketin çocuklarına hizmet etmek istedim. Hayatımdan memnunum...
Sayfa 303 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Sayar: Geçenlerde okuduğum bir makalede çok enteresan bir benzetmeye denk geldim. Eskiden insanlar kendi sığır sürülerini diğerlerinden ayırt etmek için ateşte demiri ısıtıp hayvanların sırtına basarlarmış. Biz de aynı bu şekilde üzerimize basılmış markaları gururla taşıyor ve bununla birbirimizden ayırt edilebileceğimizi zannediyor ama aslında tek tip hâline geliyoruz. Ökten: Varlığınızda gizli olan yetenekleri fark edemiyorsunuz, ona zamanınız kalmıyor ve fark ettiğiniz anda görüyorsunuz ki o marka çok önemli değilmiş. Tabii ki aldığınız şey sağlam, dayanıklı ve güzel olacak; ama marka takıntısı onların çok ötesinde bir şey. Ben bir zamanlar İngiliz markası bir atkıya heves ettim, gözüme çok güzel göründü, fiyatını öğrenince, "Allah muhafaza." dedim. Baktığınızda tasarımı çok güzel ama o fiyat bana göre değil. Param var, alabilirim ama o fiyata almam.
Reklam
140 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.