Bu hikâyeler konuşuyor!
Romandan farklı olarak bir hikâyeyi beğenmem için kısa yapısı gereği anlattığı konunun bende alelade olmayan bir şeyleri uyandırması lazım. Bunu hissettiğim her hikâyeyi ve her yazarı severim. Sırça Köşk tam da bu kriterleri karşılayan bir kitap oldu benim için. Hatta okumak için geç kaldığımı bile hissettim. Sabahattin
T.Ö.: Konyak?
Ç.Ö.: Teşekkür ederim, kullanmıyorum.
T.Ö.: Bunun yardımı olmazsa buraya dayanamazsın.
Ç.Ö.: Akıl hastanesine mi?
T.Ö.: Ben dünyayı kast etmiştim ama neticede o da akıl hastanesi sayılır. Hatta bana sorarsan başka bir dünyada delirenleri buraya yolluyorlar.
Ç.Ö.: İlahi Tezer Hanım çok hoşsunuz. Burada olmamıza sebep,
Kitapla ilgili yoruma geçmeden önce kitabı aylar önce bana hediye etme nezaketini gösteren Ferah’a teşekkür ederim. Eskiden burda sıkça gördüğümüz değerli bir okurdu. Çok güzel işler yaptı burda. Ama yordular onu biraz. Sanırım kırgın ya da küs. Artık buralarda değil maalesef.
Bazı insanlar yemek yerken bile en güzel lokmasını sona bırakır ya
Öncelikle hepinize iyi geceler dilerim sevgili dostlarım. Saat geç olduğu için şu an uyuyup da sabah bu satırları okuyacak olan dostlarıma da şimdiden günaydın :) Hadi gelin hep birlikte yaşamın ucuna kısa bir yolculuğa çıkalım ama bunu yapmadan önce "Türk edebiyatının gamlı prensesi"yle düzenlediği etkinlik sayesinde
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Öncelikle beni bu keşfedilmemiş hazineyle tanıştıran
Tacdin ‘ e teşekkür ederim. Hatta bana ilk söylediğinde okusaydım keşke bu kadar ertelemeseydim. Ertelememin sebebi ise bir türlü yenemediğim
isim takıntım. Şimdi ben ne Ayşegüller tanıdım falan demicem :D Sırası da değil zaten. (O Ayşegüller bazı boşlukları doldurup kendi