Sen neymişsin be Arkadaş!
Bazı yazarlar/şairler karşımıza tesadüfen çıkar ya, Arkadaş da benim karşıma, hiç de aklımda olmayan bir anda çıktı. Okumak istedim, okumakta olduğum birden fazla kitap olduğu halde. Farklıydı üslubu, hikayesi zaten derinden etkilemişti ilk tanıdığımda, hikayesini az çok bilerek (öldü-rüldü-ğünde gencecik olduğunu mesela) başladım okumaya.
2000'li yılların başında sinema dünyasını kasıp kavuran bir film vardı hatırlar mısınız? İsmini vermek için acele etmeyeceğim çünkü sizi temin ederim ki hatırlamak zor olmayacak. Film; oyuncuları, aksiyon sahneleri, efektleri, müzikleri ile sinemaseverlerin hayranlığını kazanmış ve sinemada yeni bir çığır açmıştı. Ama hepsinden önemlisi neydi
144 syf.
10/10 puan verdi
Bitmemiş Türkümüz
“Kızıl cooluk alcalım” adlı eser 1963 yılında Povesti gori stepey/Dağlardan ve Steplerden Masallar adlı kitapta yer aldı. Ancak öncesinde 1959’da “Dolondun kan colunda” adıyla Kırgızistan’da yayımlanmıştı. Delbirim adıyla 1981’de tek kitap olarak da basılacaktı. Türkiye’de de farklı adlarla yayınlandı. Ancak en bilineni Al Yazmalım, Selvi
OKUMAYIN
En son ne zaman böyle yapmacık bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum kitapları yarım bırakmaktan nefret ederim ama daha 400 sayfa var vaktime gerçekten yazık boş duvara baksam daha iyi en azından sinirlenmem. Bu kitaba sağolsun arkadaşımın şiddetli tavsiyesiyle başladım bir de daha önce eroinle dans kitabını okumuştum,yıllar oldu ama gayet güzeldi ya da ben öyle hatırlıyorum. Belki bunu da 15 yaşında filan okusam beğenirdim. Üniversiteye gidiyolar ama bu bildiğin lise hatta ortaokul aşkı Ayrıca Canan Tan bu kadar gıcık bir karakter yaratmak için çok mu düşünmüş acaba salaklık ego iticilik ne istersen var maşallah yapmacıklık zaten had safhada. Kahramanımız çiğköfteden öksürük krizine girdiği için ona aşık olan diğer kahramanımız kızımızın başını omzuna koyup saçlarını filan okşuyor böyle romantiklik başka yerde göremezsiniz vallahi (öfnjsfbdkffn) neyse kitap klasik; kız görmeden çocuktan nefret eder çocuğun açılma çabalarını kız bir türlü anlamaz hatta kendisine verdiği aşk şiirinden bile şüphelenmeyecek kadar gerizekalıdır her neyse 10 sayfa sonra aşık olmuşlardır bir 10 sayfa sonra da sevgili, zaten ilk üç sayfa sonra gidişatı anlamak zor değildi 5 yaşındaki kardeşim daha iyi bir kurgu yapardı şuan kitaptan tek kazandığım bir kaç güzel şiir dizesi (neyse ki çocuğumuzun şiire ilgisi varmış) ve güzel bir -alıntı- söz.
“Orhan Veli / Yalnız Seni Arıyorum”
"Orhan Veli'nin "Yalnız Seni Arıyorum" kitabında ne vardı ? Tek cümle ile, şairin sefaleti. Yazdığı mektupta, bir sonraki mektubu gönderebilmek için, sevdiği kadından pul parası isteyen, şairin bütün zaafları ile, yaşadığı dramı. Üstelik Nahit hanım, şairi sevdi mi gerçekten, onu da bilmiyoruz. Çünkü yazdığı tek bir mektup var. O mektupta da dostane sevgiden, öte bir şey yok. Diyeceğim o ki ; Orhan Veli'nin hazin hayatı yanında, onun kaderini paylaşan bütün sanatçılara üzülüyorum. Belki de o hayatları yaşayabildikleri için üretebildiler, yazabildiler, kim bilir. Ama ben sevdiği kadın karşısında küçük düşmeyi göze alacak kadar aşık bir şairin, kırık aşk hikayesini öğrendikten sonra hem onu daha çok sevdim, hem de ona tüm kalbimle üzüldüm. 36 yaşında göçüp gitmese, kim bilir neler yapardı. Denk geldiği, hayat şartlarına üzüldüm. Sonra, iyi ki bu dünyadan Orhan Veli geçmiş, dedim !
Tamam şimdi öncelikle bu yıl kitap yılım mı nedir hediye üstüne hediye. Lütfen tüm dilek hakkımı buna harcamış olmayayım. Neyse.
Bu kitap da tesadüfi gelmiş olamaz. Nora benim yaşadıklarımı yaşıyor bugünlerde. Bir çıkmaza girdim adeta. Ha şöyle de bir durum var. Bestseller diye oturup okumam bir kitabı. Bazıları hayal kırıklığına uğratması ile
