Kedimin gözlerine döndü gözlerim Aynalarda yüzümü görmem için önce bir başkası olmam gerek. Hep böyle odaların eşiğinde kalan ben, çokça daldım kendime. Şimdi kim merak eder ki beni? Ah! Yazık, kimsede kimsenin ahı yok. Yazık ki , artık yok! Gitmeli miyim?
Bensiz Aynalar
Bensiz Aynalar Yaşamın bütün dillerde unutulduğu bir gün olmalıydı. İçerden ve dışarıdan darmadağınık gelen sesler karşılığını bulamadan başka sözcüklere kıvrılıveriyordu. Her şeyi bildiğini düşünen çocuk yaşamaya ne kadar yakınsa, ben o kadar uzaktım işte. Sus şehrinde çanlar çalınıyordu. Yüksek irtifada duman duman ateşler yakılmış, yer altı
Reklam
ÖLMEK ve DİRİLMEK ARASINDA İhtiyar, elinde eski bir tahta sopası, sırtındaki rengi solmuş hırkasıyla geçip gidiyordu. Aniden hayır! diye bağırdı yaşlı adam. Daha fazla nefes alamadığım bu dünyada yaşamak istemiyorum derken gözlerine yaşlar doluyordu. Hayatın kitabını okuduğunu düşünürken, hayat onu çoktan okumuş ve bir köşeye fırlatmıştı.
⭐👉 KENDİNİ YENİDEN TASARLA.! ⭐ Tüm insanlık tarihinde genetik aktarım diye bir durum var. Bu aktarımla beraber dünyaya gelen çocuk, yaşam enerjisinin yüzde ellisini anneden, yüzde ellisini de babadan alır. Daha sonra buna çevre de eklenince kişinin kendi olmaya çalıştığı tasarımı ortaya çıkar. ⭐ Çocuk dünyaya geldiğinde mukayese gücü olmadığı
128 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
#Düşünce
"Sana ,beni asla tanımamış olan sana." Bu cümlede ne çok hatıra biriktirmiş, ne çok dert ve bir kadının çarpınışını   ne güzel ifade etmiş. Stefan zweig neden her kitabın da kadını ön plana çıkarmış diye düşünmüyorum bile kadını en iyi anlatan yazarlardan olması beni bu romanlara daha çok bağlıyor... Biri bizden habersiz bir yerlerde bizden bir parça alarak yasiyormudur sizce,bu romandan sonra kendime sordum. Ben bir bütün değilim herkeste bir parçam vardır kiminden haberdar kiminden habersiz. Burdaki suçlu her zaman ben miyim? Zannetmiyorum... Ben asla suçlu değilim çünkü benim olan bana ulaştı. Bir kadının "çocuğum öldü, çocuğumuz." Cümlesinde acının tarifi bile olunamazken kitabı okurken kimi suçlayacağımı bilemedim gerçekten, ordaki suçlu kim? Yıllarca saklanan meçhul bi kadın mi yoksa yılardır habersiz kalan o beyfendi mi? Her şeyden habersiz olan o çocuk mu? Kimki bu suçlu!! Yoksa o küçük haliyle kendinden yaşca birine âşık olan o masum kız miydi?! Evet evet kessinlikle oydu ve ardından gelen bekleyişleri,susuşlari ve gizli gizli bakışları... Günah keçisini seçmek işte bu kadar basit... Bu kitaptan sonra neyi anladım,kimse suçlu değil ve kimsede masum da değil ,olması gereken olmuş,olmamislarin yassini tutmak neye çare,baş ucunda bi ölü yan tarafında bi mum geçmişe yolculuk ve hüzün dolu anılar... Böyle bitemeliydi bu hikaye, kavuşmalıydı meçhul kadın ve her şeyden habersiz beyfendi....
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Bir Kadının Hayatından 24 Saat
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Bir Kadının Hayatından 24 SaatStefan Zweig · Can Yayınları · 201732 okunma
Onun sireti, iç âlemi nasıldı?
Mevlânâ Mesnevî de şöyle demektedir: Acaba, ben kendi yüzümü nasıl görebilirim? Acaba, benim nasıl bir rengim var? Ben ak yüzlü biri miyim? Yoksa kirli, günahkâr yüzlü bir kişi miyim? Bu hâli nasıl görebilirim? Böylece ben, iç yüzümü, can suretimi görmek için çalışıyor, araştırmalar yapıyordum. Fakat iç yüzüm kimseden görünmüyordu. Hiçbir şey,
Sayfa 88 - Kurtuba KitapKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.