Neyim ben? Zeki mi, ahmak mı? Duyarlı mı, kaba saba mı? Acımasız mı cömert mi? Bencil mi diğerkâm mı? Hiçbir fikrim yok galiba herkes gibiyim. Bunlar arasında gidip geliyorum.
FLAUBERT
Hosça kal! Değerin çok yüksek, tutamam seni,
Biliyorum kendine ne paha biçtiğini;
Özgürlüğe kavuştun alıp değer belgeni,
İptal ettik sendeki hakkımın senedini
Nasil tutarim seni, sağlamadan iznini,
Neyim var hak edecek senin zenginliğini,
Bu eşsiz armağana kim layık görür beni?
Bana verilmiş berat, donup buldu vereni.
Sen vermiştin kendini, bilmeden değerini
Ya da bana vermekle hata islediğini,
Bir yanlış anlamanın sonucu hediyeni;
Ama, o yine buldu hatayı düzelteni
Sen benimdin: rüyanın görkemleriyle doldum.
Ben uykuda sultandım, uyanınca hiç oldum.
Ağlamak istiyorum
Buna benzer bir dizeyi
Bir şiirde daha kullanmıştım ben
Ama olsun değiştiremem, çünkü
“Geberiyorum kederden”
Ağlamak istiyorum
En siyah sesiyle şiirimin
Hiç kimse bilemez, hiç kimse
Nerdedir yaram
Ne kadar derin
Ağlamak istiyorum, bulanık
Bir ırmak gibi taşmayı
Yorgunum, yoruldum acı çekmekten
Sürekli erteliyorum bu yüzden
Hayatla yeni bir hesaplaşmayı
Bazen çözemiyorum kendimi
Ne bu keder kasırgası, neyim ben
Yanlış sorulmuş bir soru mu
Ağlamak istiyorum, ancak gözyaşlarım
Doldurabilir içimdeki uçurumu
Ger men men isem sen nesin ey yâr
Ger sen sen isen neyim men-i zâr
-Fuzûlî-
(Eğer ben bensem, sen nesin ey yar
Eğer sen sensen ağlayıp inleyen ben neyim?)
seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin
nazlanırsın ama bir gün gelirsin'
düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa
paralı asker miyim neyim ben
ekleyip duruyorum sabahları akşama
ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor
gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim
nasıl bir dostluk ki bu,hem