200 syf.
7/10 puan verdi
Berber Hayri'nin kara mizahla idama giden öyküsünü mükemmel anlatmış yazar. Aziz Nesin bir konuşmasında şunları söylemiştir: “Oyunlarımın değeri ben öldükten sonra daha iyi anlaşılacak. Neyse ki, ‘Surname’ romanımı anlaması gerekenler anladı, yaşarken gördüm bunu…” Kitabı sıkılmadan okuyacaksınız ve ağlanacak durumumuza güleceksiniz. Mesajları da alabilirseniz alacaksınız.:)
Surname
SurnameAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 2017925 okunma
376 syf.
6/10 puan verdi
Aslında kitabı dün bitirdim, bugün de Türkiye geneli elektrik kesintimiz nedeniyle ancak şimdi güncelleme yapabiliyorum. "Umut Dolu Bir Kalp" annemin kitap listesinde olan kitaplardandı. Distopya-bilimkurgu-fantastik (benim deyimimle muhteşem üçlü♥) kitaplarıma biraz ara verip farklı bir şey okumak isteyince elime aldım. Hikaye
Umut Dolu Bir Kalp
Umut Dolu Bir KalpKim Vogel Sawyer · Sonsuz Kitap Yayınları · 201271 okunma
Reklam
''Bir hayalete yenildim ben. O hayattayken zaten yeterince çaresizdim öldükten sonra da değişen bir şey olmadı. Gördüğün gibi, ölüler yaşlanmıyor. Hep genç ve güzel kalıyorlar. Ve de kusursuz.
Sayfa 291Kitabı okudu
‘’Evin yaşlı sahibesi yaşlı gözlerle cevap verdi. Dedi ki ‘’Bu sosyalist rejim 65 yıldan beri İslamiyeti ve ezanı yasakladı. Minarelerimizden ezan okunmuyor. Ben artık ömrümün son yıllarını yaşıyorum. Bu kese kağıdının içinde, Türkiye’de ezan sesi duyan toprak var. İstiyorum ki ben öldükten sonra çocuklarım, üzerime ezan sesi duyan toprak serpsinler. Sevincim, heyecanım, bahtiyarlığım bana Türkiye’den ezan sesi duyan toprak getirilmesidir.’’ Bu sözler beni de çok duygulandırdı. Akif ne güzel söylemiş: Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.’’
Beni anlamalısın. Çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum. |Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay
beni anlamalisin cunku ben kitap degilim cunku ben oldukten sonra kimse beni okuyamaz yasarken anlasilmaya mecburum. O.A.
Reklam
Yoksullar yaşamları boyunca yalnız bikez kolaylık görürler, o da öldükten sonra; cenazeleri hemen kalkar, çabucak.
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.