İki derviş, yolculuklar sırasında bir dere kenarına varmışlar. Genç bir kadın dere kenarında karşıya nasıl geçeceğini bilemez halde ağlamaktaymış. Dervişlerden biri, genç kadına yardım etmeyi teklif etmiş, kadını kucaklayıp suyun öteki tarafina bırakmış ve yoluna devam etmiş. Öteki derviş, arkadaşının bu davranışını hiç hoş karşılamamış, ancak bir şey de söylememiş. Bir süre dere kenarından yürümüşler, belki bir saat geçmiş; diğer derviş daha fazla dayanamamış ve arkadaşına hışımla dönmüş: - Sen, böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Biz dervişiz! Bırak bir kadını kucaklayıp karşıya geçirmeyi, onlara bakmamız bile yasaktır! Hatta seni baştan çıkarabilirdi! Öteki dervis oldukça sakin karşılık vermiş: - Dostum, ben o kadını 2 kilometre geride bıraktım. Sen? Sen ise hala onu zihninde mi taşıyorsun?
Sayfa 69
Dünyanın Bütün Çiçekleri
"Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin!" Köy Öğretmeni Şefik Sınığ'ın son sözleri. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum Bütün çiçekleri getirin buraya, Öğrencilerimi getirin, getirin buraya, Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer Bütün köy çocuklarını getirin buraya, Son bir ders vereceğim onlara, Son
Sayfa 297
Reklam
" Nasıl unuturum seni ben, Vesikalı Yârim ?"
Sayfa 95 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bartu Sarca'nın güncesinden... 30.06.2013 Bugün seni uyurken izledim, üzerine örttüm, kabuslarını dinledim, sonra biraz daha seni izledim. Birisini ilk gördüğüm anda aşık olacağımı düşünemezdim ama seni gördüğümde ikimiz de çocuktuk, ben seni o çocuk kalbimle sevip aşık oldum ve sen o çocuk kalbimle bana hem anne, hem aile oldun. Yoluna taşlar düştü, o taşları itekledim. Yürüdün, yürürkenden dengen sarsıldı, senin dengen oldum. Benden ne istersen onu yaptım. Ve sen bugün benden Yankı'ya ihanet etmemi istedin, kendin için. İlk önce kendime izin vermedim sonra ihanetimi bile senin için gerçekleştireceğimi fark ettim. Başımı önüne eğitim, ipi geçirmeni bekledim ve sen o ipi geçirdikten sonra ben ilk ve son ihanetimi Yankı'ya senin için yaptım. Sen ise seni izlediğimin ertesi günü, yankı ile beraber beni bırakıp gittin. Yine de Lal, yine de günlüğümün her sayfasını sana feda edeceğimi bir gün dönmen umuduyla her gün seninle geçirdiğim anılarla dolduracağım. Nerede nasıl mutluysan öyle kal, benim ilk cümlem sensin, son cümlemde sen olacaksın. Birinci Sokak Nöbetçisi, Bartu Sarca
Çünkü sen..
Kendini bıraktığın günü hatırlıyor musun, Yonina? Seni tutamadığım günü. Kollarıma değilde kendini boşluğa bıraktığın günü. Ben hiç unutmadım sevgilim. Çünkü o gün yırtıldı zihnimden takvim. Sonra o yırtıktan geçti bütün zaman. O günden bu güne beni getiren zaman. Teninin kokusunu hatırlıyorum. Teninin kokusunu taşıyan kanını hatırlıyorum. Başının
"Kim bilir ne gibi sebeplerle tesadüf bizi birleştirdi. Sen beni sevdiğini söyledin, ben buna inandım. Ben de seni seviyordum... Hem nasıl seviyordum... Hislerimde bugün de bir değişiklik yok. Fakat niçin seviyordum, işte bunu bulamadım ve beni düşündüren, seninle olan hayatımızın devamından şüphe ettiren bu oldu. Seni niçin sevdiğimi bir türlü bilmiyordum. Huylarını, yaptığın işleri, beğenmiyordum demeyeyim, fakat anlamıyordum. Sen de benim birçok şeylerimi anlamadığını inkâr edemezsin. Böyle olduğu halde nasıl garip bir kuvvet bizi birbirimize bu kadar sağlam bağlamıştı? İlk andan itibaren tamamıyla başka dünyaların insanları olduğumuzu anladığım halde beni burada tutan ve seni gördüğüm zaman içimi sevinçle dolduran neydi? Acaba şu senin her zaman bahsettiğin ve her hareketinin kabahatini kendisine yüklediğin şeytan mı? Son günlerde ben de bundan korkmaya başladım. Şimdiye kadar daima, düşünüp doğru bulduğum şeyleri yapmaya alışmıştım... Bu sefer hiçbir doğru ve akıllıca tarafını bulamadığım bu hayata beni bağlayan kuvvetin, içimde saklı bir şeytan olması sahiden mümkündü."
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki Şeytan
Reklam
Ah o gece o gece Nasıl anlatmalıyım seni Işıklı gözler takınmışken sen Hastalandım bak ben Sana umarsızca bakmaya çalışırken Çare yarabbi bu pir-i faniye………….
Sayfa 523
Zaten aradan çok zaman geçti, on beş-on altı, hayır, artık bilmediğimden eminim sevgilim, fakat ben, ah evet, ben her ayrıntıyı tutkuyla hatırlıyorum, senden söz edildiğini ilk defa duyduğum, seni ilk defa gördüğüm günü, hayır, hatta saatu bile bugünmüş gibi hatırlıyorum, ve nasıl hatırlamayayım ki, benim için dünya (hayat) ilk o zaman başlamıştı.
Kusura bakma ben bu halini kabullenemiyorum, ama yine de seni sevmekten vazgeçemiyorum. Bir insan katilini ve acılarını nasıl sevebilir? Bilmiyorum ama yine de seni seviyorum...
El ele olmadan olur mu aşk, olurmuş… Yürek yüreğe değermiş… Ne mesafeler engel olabilirmiş buna, Ne sınırlar, ne yasaklar… Bir bakışa hasret kalır mı insan? Kalırmış… Aynı düşü kurar mı iki kişi?
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.