Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben hayatımda kimseye haksızlık ve fenalık etmemeye çalışmış ve başkalarına yapılan haksızlığa bile kendimeymiş gibi üzülmüş bir insanım.. Nefsime hiç müstehak olmadığı bir şey yapmak, bu ağır ve tamiri imkânsız haksızlığı reva görmek bana ağır gelecek
Sayfa 236 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bay Ölüm ile uzun süre aynı pansiyonda kalmak kafa karıştırıcı; özellikle de ölümle yaşam arasında tercih yapmakta zorlanan benim gibi insanlar yönünden. Üstelik adam kimliğini de inkâr ediyor. Sözümona sıradan bir mirasyedi olduğu savında. Sürekli siyah kıyafetler giymesinin, ölüm meleği ya da şeytan gibi bir şey olmasıyla uzaktan yakından alakası yokmuş, sevdiği tek renk siyahsa ne yapsınmış yani? Ayrıca ne güzel kir de göstermiyormuş siyah, daha zayıf bir görünüm veriyormuş ona. “Hayal gücünüze hayranım ama unutmayın ki bu her zaman haklı olduğunuz, isabetli tahminlerde bulunabileceğiniz anlamına da gelmez elbette,” diyor bana. Arada bir kısa süreli kent dışı seyahatlere çıkmamı, pansiyon dışından yeni insanlarla tanışmamı, birkaç farklı hobi edinmemi, kısacası yaşama alanımı genişletmemi, kendimi, duygularımı bu yollarla yenilememi öneriyor babacan tavırlarla. “Kusura bakmayın ama sizin ruhunuz kararmış hatta kokuşmuş azizim,” diyor. Oysa ben onun kim olduğundan adım gibi eminim. Etrafımda ustaca dans ediyor, çemberi köpekbalıkları gibi giderek daraltıyor. Gerilimi sinsice artırıyor. Ondan kaçsam mı yoksa soluğumu tutup kendimi onun karanlık koynuna mı teslim etsem bilemiyorum, karar veremiyorum. Acaba benim açımdan hangisi daha mantıklı?
Reklam
Ben daha çok kendi içimde yaşayan bir insanım. Bunun için size nazaran birkaç misli fazla yaşamış sayılırım.
Kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen da hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil… İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile… Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımdan küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birilerini arıyorum. Bütün bu beynimde geçenleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman nasıl hazin bir hal aldığımı tasvir edemezsiniz.
Toplum mu? İşte en nefret ettiğim şey! İnsandan taleplerini sürekli artırır, ama olağan, engelsiz gelişme imkanı vermez ona ... Arkadaşlarımın yüzlerinde "İnsan her şeyden önce yurttaş olmalı! " diye haykırıyor bana toplum. Ben de yurttaş oldum işte... Şeytan alsın onları...
Bu insanlar Yezidi değil Ezidi'dir. Altı bin yıllık bir dinleri vardır, Yahudilikten de öncedirler, Hıristiyanlıktan da, Müslümanlıktan da. (...) Ezidiler günde üç kere güneşe dönüp dua ederler, bazıları köklerinin eski güneş dinine dayandığını söylüyor. O kadar esli bir din ki herkes başlangıcını unutmuş. (...) Bunların inancına göre Tanrı ve yedi melek vardır. Baş melek de Melek Tavûs'tur yani onların söyleyişiyle Tavusê Melek. Evet, tavuskuşu biçiminde bir melek, başmelek, Tanrı insanı yaratıp da ona secde etmesini istediği zaman bunu reddetmiş, ben ateşten yaratıldım, o topraktan; ona secde etmem, o bana secde etsin, dediği için cennetten kovulmuş. İşte şeytan lafı buradan çıkıyor. daha sonra gelen dinlerde şeytan da cennetten kovulduğu için Melek Tavus'un şeytan olduğunu sanmışlar. Bunları da şeytana tapar ilan etmişler. Oysa Melek Tavus cennetten kovulduktan sonra yaptıklarına pişman olmuş, yedi bin sene gözyaşı dökmüş, dünyadaki bütün ateşleri söndürüp bütün denizleri doldurmuş. Bunun üzerine de Tanrı yani Ezd onu affedip tekrar yanına almış, başmelek yapmış. (...) Ezidilerin inancı böyle oğlum. Melek Tavus'u kutsal sayarlar, şeytan lafını ağızlarına almazlar. Melek Tavus'un iyi mi kötü mü olduğunu sorarsan, hem iyi hem kötüdür cevabını alırsın, yani hem İyiliğin, hem kötülüğün meleği. İyi insanlardır ama şeytana taptıkları sanıldığı için tarih boyunca zulüm görmüşler, bir türlü iflah olmamışlardır, soyları azalmıştır. İnsanlık ağacının kırılmış dalıdır bu zavallılar.
Reklam
Hayat dediğin başka nedir zaten ? Ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız.
Ah, bu manasız dalgınlık! Birdenbire dünya ile alakam kesiliveriyor ve ben boşluklarda uçmaya başlıyorum...
“Durun tahmin edeyim.” Pherl koltuğunda sabırsızca kıpırdandı. “Geminizde taşıdığınız o şeytan işi küçük aygıtlar sayesinde bana servet ve güç sunmayı öneriyorsunuz, değil mi?” “Farzedelim ki öyle. Bunu neye dayanarak reddederdiniz? Sadece iyi ve kötü ölçütlerinize mi?” Pherl olumsuz yönde başını salladı. “Hiç de değil. Bakın, benim yabancı dostum, dinsizliğinizden ileri gelen cehaletten dolayı hakkımızda istediğiniz gibi düşünebilirsiniz... ama her ne kadar öyle görünsem de, ben halkımızın mitolojisini sorgusuz sualsiz kabullenmiş değilim. Ben iyi eğitim almış biriyim, bayım ve aydın bir kişi olduğuma da inanıyorum. Dini geleneklerimizin derinine inildiğinde, bunların halk kitleleri için ahlaki bakımdan çok törensel olduğu görülür.” “O halde teklifime itirazınız nedir?” diye kibarca bastırdı Ponyets. “Söyledim ya işte. Kitleler. Sizinle anlaşmaya varmak isteyebilirim, ama küçük aygıtlarınızın işe yaraması için kullanılmaları gerek. Sözgelimi bir şeyi... adı neydi... bir usturayı ele alalım; onu elim titreyerek gizli kapaklı kullanmam gerekecekse ben bundan nasıl yarar sağlayabilirim ki? Belki çenem daha temiz ve güzel traş edilmiş olur, fakat bu beni zengin etmez. Hem bunu kullanırken yakalanırsam gaz odasına atılma veya kitleler tarafından linç edilme korkusuyla nasıl yaşarım?”
Sayfa 226 - 227Kitabı okuyor
Halbuki ben unuttum bile... Hayır, unuttum diyemem, fakat üzerimde bir tesiri kalmamış...
Reklam
Ben Maskülist'im Benim maskülen anlayışım senin femen anlayışını kapsamayı bırak dahası kadını kadından korumaya yöneliktir. Unutma ki cehenneme kadar kadın kadının düşmanıdır. O tontoş masumane asbablı şeytan annen en başta olmak üzere... Kendine bir iyilik yap ve anneni terk et!
Çok doğru maalesef :D
Kadınlar öyledir ki birader, dertleri şeytan başına, hiç değilse bunları bilirim ben! Hele birine, "Suçluyum, kusura bakma, affet!" demeye kalk, sitemlerinden soluk alamazsın! İçtenlikle, kolayca affetmez, paçavraya çevirir seni, olmamış şeyleri de hesaplaşmaya katar, her şeyi toplar, bir şeycik unutmaz, kendinden ekler ve ondan sonra bağışlar seni. En iyisi bile böyledir, en iyisi! Kıyıda bucakta ne kalmışsa kazıya kazıya toplar, kafana boca eder. Hepsinde, hayatı onlarsız mümkün görmediğimiz şu meleklerde var bu canavarlık!
256 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki Şeytan Kitabı okurken gerçekten içimde çok farklı duyguları aynı anda hissettim: üzüntü, acıma, heyecan, mutluluk ve huzur… Bir kitabı okurken bu duyguları içimde hissetmek benim için gerçekten çok kıymetli. Macide Ömer’le ilk tanıştığı zaman gerçektende ikisinin de birbiri için yaratıldığını düşünmüştüm ancak Macide ve Ömer ile
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,7bin okunma
İçimizdeki ben sizce ne olabilir ?
Bütün fenalıkları yapanın asıl ben olmayıp içimde saklı duran ve fırsat arayan başka bir ben olduğunu sezer ve bana acırdın …
Sayfa 232
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.