Âzer, şenlikte saz çaldı, deyişler okudu. Cümle ulu sevda ozanlarından, hak aşıklarından, halk aşıklarından hikmetler söyledi. Zulme, yoksulluğa direnen kelamlar etti. Ağalar, Beyler hoşnutsuz kaldılar Âzer'in deyişlerinden, türkülerinden. Uyardılar. Onların korunaksızlıklarını, kaçaklıklarını başlarına kaktılar.
Âzer'in onlara dediğidir:
"Aşık kısmının diline zincir vurulmaz ağalar. Âşık kısmı yürektekini söylemiyorsa eğer, sazına namertlik ediyor demektir. Sazın da, sözün de hukuku vardır. Saza da, söze de yasak konulmaz. Gün gelir o yasak koyanını yer ilkin. Ve de sazın, sözün hukuku ölüme yenik düşmez. Bunu böyle bilesiniz."
Âzer de, Yadigâr da şimdi iyice yalnızlığı seçmişlerdi.
Âğalar, Beyler, onların bütün dünyayı karşılarına aldıklarından dem vurdular:
"Yasak bir sevdaya at koşturanlar, dünyanın öteki ahvaline suskun kalmalı," diye buyurdular:
Bu söz üzre, Yadigâr'ın boynun kaldırıp,
Ağalara, Beylere dediğidir:
"Sevdası uğruna dünya ahvaline göz yuman ere, ben 'erim' demem. Bir sevdanın menzilinde birlikte dizgin tutmam. Sevdamızın toprağında sade ikimiz değil, cümle bir hayat yaşar."