Durmadan avuçlarım terliyor, İnildiyor ardımdan Girdiğim çıktığım kapılar. Trenim gecikmeli, yüreğim bungun, Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar.
Elimde bavulum bu dar yokuşu kim bilir kaçıncı kez çıkarken ben, yaşlı bir kadın olmuş, tıknefes bir halde kendi arkamda kalmıştım.
Reklam
Sağ elimde bavulum, sol elimde elma şekeriyle boş sokakta yürürken, beyaz kar bütün güzelliğiyle etrafı kaplamıştı. Kartpostallık bir görüntü vardı ve ben bu kartpostalda yalnızdım. Yalnız değildi bence bu kelime, tam anlamıyla yanlızdı, tıpkı yansız der gibi yani. Yanında kimse yok demek gibi.
Nazım Hikmetle üç buçuk yıl hapishane arkadaşlığımızın acı tatlı hatıraları buraya kadar yazdıklarımdan ibaret olamaz şüphesiz. Fakat benim kafam bundan fazlasına kadir olamadı. Defterlerim vardı, onun en tipik hareketlerini günü gününe not ettiğim, ona dair kocaman kitap yazmaya yetecek yığınla belgeyi kaydetmiş olan defterlerim… Onlar
Kimi zaman çocuğum, Bir müzik kutusu başucumda Ve ayımın gözleri saydam. Kimi zaman gardayım Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar. Bekliyorum bir kapının önünde, Cebimde yazılmamış bir mektupla. Bana karşı ben vardım Çaldığım kapıların ardında, Ben açtım, ben girdim Selamlaştık ilk defa.
Evde Yoklar
Durmadan avuçlarım terliyor, İnildiyor ardımdan Girdiğim çıktığım kapılar. Trenim gecikmeli, yüreğim bungun, Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar. Dolanıp duruyorum ortalıkta. Kedim hımbıl, yaprak döküyor çiçeğim, Rakım bir türlü beyazlaşmıyor. Anahtarım güç dönüyor kilidinde, Nemli aldığım
Sayfa 56 - Türkiye Yazıları Yayınları / 1979
Reklam
65 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.