Köle miyim sana ben sana ne sana neee
"Yaklaşık 2-3 haftadır uykularım bile gürültü içindeydi. O yüzden hiç kitap okuyamadım. Canım sıkkın ve de agresifimmm. Kitapları benden uzaklaştıran her şeye sinir olma ve belki kin besleme potansiyelim var. Bu yüzden çalışmaktan çoğu zaman nefret ediyorum. İnsanın, ne kendine ne de hobilerine vakit ayıracağı bir zaman kalıyor. Normalde 7.30-8 saat görünüyor ama hiç öyle değil. Gün 24 saat; 7 saat uyku, 7 saat çalışma desek 10 saat benim olmalı. Ama olmuyor. İnsanın 4-6 saat çalışmakla rahatça geçinebileceği bir refahlığı hak ediyor ve olması gereken de bu. Çalışmaktan yaşamıyoruz sonra! Ne kendine, ne ailene, ne hobilerine, ne gezmeye, ne okumaya, ne de başka şeylere vs. hem hiç zaman kalmıyor hem de o kadar saat çalıştıktan sonra doğru düzgün yaşamıyorsun, para da kalmıyor. Çok iğrenç, çok çıkarcı, çok boş ve de aşırı sinir bozucu b.ktan bir döngüdeyiz. Bedenimizin, ruhumuzun, zihnimizin dinlediği veya mutlu hissettiği zamanlar niye yok? Çalışıp yaşayamamak bana kendimi enayi ve aptal hissettiriyor. "Buyrun efendim, dipsiz mideniz doyana kadar hakkımı yiyebilirsiniz. Eh o kadar şeyden sonra birkaç kırıntıyı da çok görmezsiniz." demişim gibi kendime sinirleniyorum. Aklımda, onların suratlarına geçiyorum yani. "AL BİRAZ DA BUNU YE." diyerek... Ne yapacağım ya, Kokytos? Birkaç Dünya içinde birden yaşıyor gibi hissediyorum ve bu kendimi tuhaf hissettiriyor..."
172 syf.
·
Puan vermedi
-Ben ağlarken sen gülmek için mi yaratıldın? -Gönül aşk sarayını yıkılmış görmektense bazı hakikatlari çiğnemekten çekinmez... -Zaten fizyolojide "gülme" ile "ağlama" arasında, bazı hallerde, fark yok gibidir. İkiside sinir zayıflığından ileri gelir... -Eğer ağlamakla ahlak düzelseydi dünyada çocuklardan uslu akıllı kimse bulunmazdı... -Galiba o güzel çehre, bu latif endamına kaderinin göstermiş olduğu insafsızlığa karşı şikayet ediyordu... -İçimizde en talihsiz olanlar, bir erkeğe cidden gönül vermek felaketine uğrayanlardır... -Aklı pazara çıkarmışlar da herkes yine kendi aklını beğenip almış... -Bir erkeği sevmek, bizim gibi kadınların harap olmasının sebebidir. İçten seven çok kere hakarete uğrar, hıyanetle karşılık görür...
Mürebbiye
MürebbiyeHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20247,6bin okunma
Reklam
..
Çocuklukta yaşanan acılarla yüzleşememe hem dini itaat, kinizm ve ironi şeklinde hem de felsefe ya da edebiyat kılığında gizlenen kendine yabancılaşma biçimlerinde görülebilir. Ancak beden, eninde sonunda isyan edecektir. Uyuşturucuların, nikotinin, ilaçların yardımıyla geçici olarak bastırılabilse de son sözü genellikle o söyler, çünkü özellikle zihin, yabancı bir ben olarak işlev görmek üzere eğitildiyse, kendini kandırma zihne kıyasla bedende daha kolay görülür. Bedenin verdiği mesajları yok sayabilir ya da onları ciddiye almayabiliriz, ancak bedenin isyarı dikkate alınmalıdır. Çünkü bedenin dili, kendi benliklerimizin ve canımızın gücünün samimi bir ifadesidir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Sevgilimin gözleri değil güneşin dengi, Mercan daha kırmızı onun dudaklarından; Kar beyaz da ne diye onun göğsü külrengi, Saçlar simse fışkırmış kara teller başından. Ben güller görmüşümdür ya kırmızımsı, ya ak Onun yanaklarında öyle güller ne arar; Cana can katar nice kokuları koklamak, Sevgilimin soluğu güzel kokmaz o kadar. Musiki gibi gelir sözleri kulağıma, Yine de musikinin kat kat büyüktür tadı; Tanrıça nasıl yürür görmemişimdir ama, Sevgilim yürüyüp de gök katına çıkmadı: Şu var ki ozanların boş lafına karnı tok, Mecazı fos çıkaran, sevgilimin eşi yok
Sen çok güzelsin, Sen inanana kadar bunu tekrar etmeye devam edeceğim. Çünkü bilmeni istiyorum sende hiçbir sorun yok. Sen de güzelliklerden başka bir şey yok. Kendinde gördüğün ya da çevrenden dolayı kendinde gördüğün o yetersiz ve hatalarla dolu kişi olmadığını bilmeni istiyorum. Aynada gördüğün kişiyi sevmeye başla, çünkü ben yanında olabilene kadar sahip olduğun tek şey o...
"Anahtar nokta, zayıflık," dedi Fare. "Her şey oradan başlıyor. Sözü nereye getirmek istediğimi anlayabiliyor musun?" "İnsanlar zayıftır." "Genel kural olarak," dedi Fare, parmaklarını birkaç kez şaklatarak "Ama istediğin kadar genelleme sırala, gene de bir yere varamazsın. Benim şimdi burada sözünü
Sayfa 335Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.