Kahve Kadın
@aysegulaysegulaysegul
An emotional bookworm, a competitive teacher, a pain in the neck sister/friend,a solid confidante, a coffee addict
187 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Sabitlenmiş gönderi
" Sana da şey gibi geliyor mu? "
"Ne gibi cancağızım?"
"Hayatımızın en mutlu anını çoktan yaşamış olabilirmişiz gibi."
"Neydi ki o? "
"Bilmem, belki de şu andır. "
Sayfa 32Kitabı okudu
Bilinçaltında yuvalanan geçmişin gölgelerine dikkat et, kararları senin mi yoksa o gölgelerin mi verdiğini iyi incele.
Sayfa 175Kitabı okuyor
"Bir erkeğin sevsin ya da sevmesin, cinsel arzu duymasını yadsıyor ya da anlamıyor değilim, maalesef ki bu doğanızın mekanik bir parçası. Ama bunu zararına olacağını bile bile yapıyorsan, ne denli uğraşsan da kendine itaatin dizginini vuramıyorsan, derinlerde önemli bir sorunumuz var demektir. Bana öyle geliyor ki, ruhunun bir yerinde bir boşluk, bir öfke, bir sevgi eksikliği, belki de bir hayal kırıklığı var. Bu da sürekli tatmin edilmesi gereken bir zaaf olarak gün yüzüne çıkıyor . Bence onu bulup anlamalısın, anlamak en iyi tedavi yöntemidir çünkü."
Sayfa 174Kitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
"Bazen sessizce beklemek, fedakârlıkların en zoru ve en büyüğüdür."
Sayfa 152Kitabı okuyor
Unutma, herkes korku salabilir , ama daima saygı uyandıranlar kazanır.
Sayfa 149Kitabı okuyor
Her şeye ayak diremek, inatlaşmak, uyum sağlayamamak, mevcut düzene hemen başkaldırmak, sanıldığı gibi güçlülük değil, tam tersine içsel bir zafiyet belirtisidir. Bir insan bozuk düzeni ancak onu ilk başta kabul etme tahammülünü gösterebilirse değiştirebilir.
Zamanla.
Sayfa 149Kitabı okuyor
Yıllarca zincire vurulan ruhun, nerede
ve ne zaman özünü bulacağını önceden kestirmek zordur;ama şurası kesin ki zorlu bir sınava tabii tutulduktan sonra asıl benliğimizi buluruz çoğu zaman.
Sayfa 148Kitabı okuyor
Bazı melekeler ne denli çırpınırsan çırpın sonradan edinilemiyor maalesef, eğer nesepten gelmediyse insan taklitle yetiniyor sadece.
Sayfa 148Kitabı okuyor
İnsanın en yalın ve hesapsız, en kendi olduğu zamanlarda, yani rüyasındayken bile vazgeçemiyordu ondan. Ama ne çare ki, yarı uyku halindeyken rüyada mı, yoksa gerçekte mi yaşadığını bilemediğimiz bütün bu zihninde dönen imgeler birer gerçekti ve her gecenin sabahı bunu ispatlayacaktı.
Sayfa 131Kitabı okuyor
Ama açlık ! İnsanın sağlıklı düşünmesinin önüne geçer, o an için her şey olanaklı gelir.
Sayfa 104Kitabı okuyor
Insanoğlu, kendi idrak sınırlarını aşan, akla hayale sığmayan yalanlara her daim kolay inanır.
Sayfa 68Kitabı okuyor
Bilirsin, kadınlar için bir erkeği sevmek ve öldürmek isteği birbirine çok yakın iki duygudur.
Sayfa 53Kitabı okuyor
"Ama genel kanının aksine, erkekler kadını içgüdüsel olarak kendine rakip olarak görmediğinden ve ölü bir kadın erkeğin işine yaramayacağından, onları koruma güdüsü zarar verme dürtüsünden her zaman daha baskındır. Bilirsin, batan gemilerde de kurtarılma önceliği kadınlara ve çocuklara aittir. Hatta birçok hastalık, kadınları erkeklere oranla daha az etkiler ve doğa nezdinde bile kadın erkekten daha değerlidir ve onları korumaya gönüllü erkekler her zaman bulunur. E ne de olsa bir erkek bir insandır, bir kadın ise birçok insan demektir. Sözün kısası, biz erkeklerin tek koruyucusu yine kendisidir ve hayatta bir yer edinmek için kadınlara göre çok daha çetin bir mücadele vermesi gerekir.
Sayfa 51Kitabı okuyor
Güzel diye nitelenemezdi Sonya, onda söz konusu olan güzellik gibi sıradan bir şey değildi. Hem güzellik denen şey ne güvenilirdi ne de süreğen. Onda doğuştan bulunan ve yalnız onunla var olan meziyet her ne ise, daimiydi.
Sayfa 34Kitabı okuyor
İnsanların dayanma, sorunlarla baş etme ve uyum sağlama yeteneği öyle muazzam ki, yeter ki başları sıkışmayagörsün.
Sayfa 31Kitabı okuyor
Bizim hayatımız da genelde iki seçenek arasında kalıp birini seçmekten ibaretse, şu soruyu sormadan edemiyor insan: Seçimlerimiz gerçekten bize mi ait, yoksa ilahi matematik emrettiği için mi böyle? Mesela inandığımız dinin yegâne din olduğu kabul etsek bile, dünyanın birçok yerinde ve kaçınılmaz bir biçimde birbirinden bağımsız dinler ortaya çıkıyorsa, ya da dünyanın farklı bölgelerinde yine birbirinden bağımsız ama tam da aynı döneme rastlayan tarım faaliyetleri görülüyorsa, burada insan zekâsı nerede? Eğer insan ile alakalı her şey insan zekâsının bir ürünüyse, bugün mümkün olan şeyler neden yüz sene önce değil de ancak ve ancak bugün ve mevcut koşullarda mümkün olabiliyor. O insanlar bizden daha az zeki, en azından daha mı az istekliydi. Sanmam.
Sayfa 6Kitabı okuyor