Rabb'im, benim güzel Allah'ım. Kendimi sana şikayet etmeye geldim. Ben güçsüzüm, yorgunum sen imtihanlarımı kolaylaştır Ya'Rab. Ben Yusuf (as) değilim bu kuyu derin, ben İbrahim (as) değilim bu ateş beni yakar, ben Yakup (as) değilim bu keder beni tüketir, ben Yunus (as) değilim bu karanlık beni boğar, ben acizim, ben güçsüzüm yardım et Allah'ım..🌼
Cahit Zarifoğlu'nu 4 Mayıs 1987'de Yusuf Ziya Özkan ve Âlim Kahraman'la birlikte Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne götürmüştük. Ramazandı ve sıcak bir gündü. Hüsrev Hatemi Hoca yardımcı oldu bize; dört kişilik bir odaya yerleştik. Cahit Bey ikindi vakti benden bir rica da bulundu: Sezai Karakoç Bey'e gitmemi, ondan helâllik dilediğini ve onu görmek
hamile kaldığını öğrenen kadının mutluluğunu gösterip tecavüze teşvik eder sermaye ..
halkın egemenliği ama hangi halk
tecavüz eden mi edilen mi
çobanla kurdun veled-i zinası bu sistem ..
dinleme onları
bu sürüden ayrılan hiçbir koyun kurdu özlemez ..
bu ülkenin aklı belinin altında çalışan kimselere ihtiyacı yok
pariteleri belirleyen suç oranları değil
tecavüzler ve cinayetler piyasada hükümsüz
gözyaşı hiçbir kurda para etmiyor ..
beyinlerinin dekoltesi midemi bulandırıyor
namusu bacak arasına saklayanların
namussuzlukları banka hesaplarında
kötüler iyileşmiyor merhamet ilaç değil
insan olmanın doğal farklılıkları dışındaki tüm ayıraçlar yok edilmeli diyorum
ben insanca erdemlerin peşindeyim
ne cilveli bir kadının yanında Yusuf
ne de canı yananın yanında Nemrut
çok duydum adımın şeytandır kelimesinin başına konulduğunu
Cennetlik ya da Cehennemliğim
ama beyninizde koyduğunuz yerde değilim ..
Bu kitaba inceleme yazısı yazıp yazmama konusunda çok kararsız kaldım. Nedeni herhangi bir linç girişimi ya da şikayet değildi. Gerçekten hakkını verebilecek miyim acaba düşüncesiydi.
İnanç sahibi birisiyim. Ama bu demek değildir ki inançsız insanlara lanet ediyorum; ya da farklı inanışta olanları hor görüyorum. Ben vicdanıma göre hareket
Kendimi sana şikâyet ediyorum Allah'ım;
Ben Yusuf (a.s ) değilim bu kuyu derin.
Ben İbrahim (a.s) değilim bu ateş beni yakar.
Ben Eyyüp (a.s) değilim bu dert beni yıkar.
Ben Musa ( a.s) değilim bu çöl beni aşar.
Ben Yakup ( a.s) değilim bu keder beni tüketir.
Ben Nuh (a.s ) değilim bu tufan beni boğar.
Ben Yunus (a.s) değilim bu karanlık beni boğar.
Ben Bilal değilim bu bagrimdaki taş beni ezer.
Ben Asiye değilim bu yanlızlık beni bittirir.
Ben Meryem değilim bu suskunluk beni lâl eder.
Ben acizim Allah'ım!
Yardım et. Sana ihtiyacım var Rabb'im...
" Her baba, aslında bir imadir oğluna.
Mevsimler, yıllar ve hayat,
Ah, böyle böyle geldim huzura,
Çiğnedim babamın sancı sırtını,
Gittim raylarda unutulan hikayelerin kahrına.
Ben o dişi taşların oyuklarında duaydım artık..
Alışır, alışır diye düşünürken,
Merak oldum ona.
...
Anneler erken,
Ölümlerine yakın sevilir,
"Son ana kadar ümit etmekten vazgeçmezmiş meğer insan. Tüm ümitlerin tükendiği bir an ise mutlaka gelirmiş"
Tıpkı Hüseyin amcanın çaresiz kalışı gibi.
"Sen hangi aralıklarla güneş tutulması gerçekleşir bilir misin? Ben söyleyeyim sevgilim; yoksa iki illa beş güneş tutulması gerçekleşir. Peki, sen hiç güneş tutulmasının hayalini
BİZ ÜÇ KİŞİYDİK..
On yedi yaşının bütün güzellikleri gözlerimizde güneş gibi pırıl pırıl..
Dünyayı biz kurtaracağız, kaçarı yok. :)
Serin bir Mart öğleden sonrası, hızlı adımlarla dar bir patikadan tırmanıyorum. Saatime bakıyorum arada. Kestirme olsun diye bu yolu seçtim, zorlanıyorum ama keçi gibi inatçıyım.
Elimde sıkı sıkı sarıldığım şiir