"Hadi o çok sevdiğin seçim oyununu oynayalım." "Senin oyunlarını sevmiyorum." "Bence onları seviyorsun ama bunu itiraf etmekten hoşlanmıyorsun." Çılgınca kafamı salladım. "Benim ol yoksa seni öyle sert, öyle hızlı parmaklarım ki parmaklarımın her yerine boşaldığında o baktığın adam yardım çağırıyor olur."
Sayfa 138 - Elsa-Aiden.Kitabı okudu
SIFIRDAN GERİ SAYMAK
Emrah: "Yav he he!.. Moho kuşu belki gelir diye bu sarayı satın aldığına hâlâ inanamıyorum." Murat Menteş düşünceliydi: "Alper haklı bence. Zenginlik, hiçbir aşamasında muhtaçlığa son vermiyor." Emrah'ın sesi çatallanmıştı: "O halde fakirleş! Hakiki bir muhtaç ol! Bir anda servetini savurup garibanlaşabilirsin! Açlığı üşümeyi, kimsesizliği satın almak istersen, seni kim engelleyebilir?" "Milyonlardan kuruşlara geçmek, meseleyi halleder mi?" "Hangi meseleyi?! Sosyal piramidin tepesinden atlamak istiyorsun, buyur, seni tutan yok?"
Reklam
"Bir adam sadece bir şeyler hissettiği kadına sığınmak ister. İnanmak ve güvenmek ayrıdır." Gözlerini kıstı. "Bence bahsettiğiniz konunun ne olduğundan emin ol. Hayat bazen metaforlar ve mecazlarla işler. Özellikle erkekler dolambaçlı yollarla kendilerini ifade etmekten büyük keyif alırlar. Netlik açıklık onlara oldukça yabancı kavramlar."
Sayfa 210 - Pukka Yayınları
Zamana Bırakmak
İçten içe gergin ve sinirli olsam da hislerime hâkim olmak için elimden geleni yaptım. Rolümü müthiş oynadım. Ama odamızda Sena ile baş başa kalınca gösteriyi daha fazla sürdü- remedim ve gözyaşlarına boğuldum. "Çorak geçmişine böyle veda etmiş ol" dedi Sena mahzun bir ifadeyle. "Hayatımdaki en değerli şeyi kaybettim" diye inledim, çok üzgündüm. Pek âdeti olmasa da halimden anlar gibi yaklaştı: "Bence öyle değil; hem her şeyi zamana bırak."
Yapayalnızsın... Yemeğini tek başına yiyorsun, tek başına yaşıyorsun... Bundan kurtul artık. Mesela kadınlarla ilgilen... Olabiliyorsan, ki bence sende çok büyük potansiyel var, âşık ol.
Bir insanı tanıyabilmek için önce onu sevmek lazım. İlgimizi çeken insanlar kendilerini sevdirir ve böylece bize teslim ol onları tanımamıza izin verirler. Bence yalnızca sevgi atabilir tüm kalpleri.
Reklam
Kalender’de Bir Gece - Μια νυξ στο Καλεντέρι[*]
Sıcak dalgasının evde durmayı olanaksızlaştırdığı kavurucu ağustos gecelerinden birinde, temiz hava almak ve açık bulursam Andoni'nin kahvesinde bir kahve içmek için Kalender'e gitmeye karar verdim. Kalender, Boğaziçi'nin en güzel iki köyü olan -nedendir bilmem, çok beğenilen Büyükdere ya da bizim bildiğimiz adıyla Vathyrriaks bana
Dünyadaki bütün oksijen bir anda bitmiş gibi hissettiğin oluyor mu bazen senin de? Panik atak diyorlar ama tam öyle değil bence. Aşırı yüklenmeden dolayı kilitlenmek. Beynimiz, o bedenin kullanıcısı olan bize, “Hoop birader, yavaş ol! Böyle devam edersen sistem çökecek, yakacaksın hepimizi, rica ederim bir kendine gel” demeye çalışıyor. İşte öyle anlarda kendini kapatıp açmayı bir başarırsan gerisi kendiliğinden halloluyor Osman.
Dünyadaki bütün oksijen bir anda bitmiş gibi hissettiğin oluyor mu bazen senin de? Panik atak diyorlar ama tam öyle değil bence. Aşırı yüklenmeden dolayı kilitlenmek. Beynimiz, o bedenin kullanıcısı olan bize, "Hoop birader, yavaş ol! Böyle devam edersen sistem çökecek, yakacaksın hepi mizi, rica ederim bir kendine gel" demeye çalışıyor. İşte öyle anlarda kendini kapatıp açmayı bir başarırsan gerisi ken- diliğinden halloluyor..
Benim Adım Feridun
Yaşa, işe, güce, itibara en ufak hürmeti olmayan bu acıya aşk acısı diyorlar. Kim olursan ol, seni saklandığın yerde er ya da geç buluyor, gelip göğüs kafesini ateşle sıvazlıyor ve sen içeride kapkara kurum tutuyorsun. Ağzını açsan, alevler püskürüverecekmişsin gibi, ciğerlerine damla damla kurşun eritiyorlarmış gibi. Kolay kolay geçmiyor, geçtiğinde de sen geçmiş olduğunu bile fark etmiyorsun. Yağmurlu havalarda sızlayan eski bir kırık gibi şızlayıp duruyor, kendini hatırlatıyor. Bir tadı, bir kokusu, bir eti var hatta, bir kütlesi; gelip göğsüne oturmasından belli. Kokusunu, kütlesini hesap edemiyorum ama bir tadı varsa bence o genizde kalmış greyfurt tadını andırıyordur. Çok sevdiğin bir şeye benzeyen, ama o olmadığını da bal gibi bildiğin bir tat; acı, buruk, portakala benzeyecek neredeyse, değil ama işte. Hani kelime çok havalı olmasa, "kekre" diyeceğim. İstediğin kadar yut- kun, üstüne istediğini ye, iç; geçmiyor, genzinden aşağı yuvarlanıp gitmiyor. Ne yediğinden anlıyorsun ne içti- ğinden. Allah belasını versin.
Sayfa 23
688 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.