Bu kitabı tertemiz , bir sayfayı ya da bir paragrafı tek seferde (çoğu yerde 3/4 defa okuduğum bölümler oldu) okuyup anlayan var ise o arkadaşa burdan saygılarımı iletiyorum cidden , bir çok bölümünü tekrar okumama rağmen , bu kitabı muhakkak 2-3 sefer daha okuyacağım , aşka ve kadınlara dair fikirlerini çok farklı bir felsefi tez ile ele almış dayı , ancak çoğu yerde “şerefsizim bu benim aklıma gelmişti” repliğiyle sizi baş başa bırakabilir benden söylemesi .
Son iki yüz yılda, bir başka yaratığa dönüştük, biliyor musunuz? Özellikle de son yirmi yılda olup bitenler çok enteresan; televizyon ve internet sayesinde ucube tipler türedi. Valla gidişat kötü, benden söylemesi...
Deha'nın insan hayatına yansımasını gözler önüne seren bir polisiye romanı mı arıyorsunuz? Karınızın sizi anlamadığını düşündüğünüz, çocuklarınız arasında ayrım yaptığınız korkunç bir ebeveyn misiniz? Ya da sonuçlarına katlanmaya?
Otopsi tam da sizlere göre. Ana karakterimiz Dr. Frank Clavenger en keskin zekalı psikopatların dahi zihnine girebilen ve onların düşünce yapısını analiz edebilen bir psikiyatristtir. Karşılaştığı vaka ise bilim insanı John Snow'un ölümüdür. Acaba ölüm sadece bitiş mi yoksa bir sonraki yolculuğumuzun başlangıcı mı?
Yüksek IQlu, çoklu düşünebilen ama ailesini dahi gözü görmeyen bir mucit düşünün. Para bu adama özgürlüğünü verdi mi?
Keith Ablow a göre vermemiş. Yazar, hayatın bir kurşuna bağlı insan göğsüne isabet ettikten sonra dahi sona ermeyeceğini okurlarına anlatıyor. Bu kitapta en sevdiğim detaylardan biri de epilepsi hastalığına yer verilmesi ve konunun detaylandırılması.
Karmaşık bir olay örgüsüne sahip bir kitap, bu yadsınamaz. Ama soluğunuzu tutup kitabın sonuna ulaşabilirseniz siz değerli okurları büyük bir sürpriz bekliyor benden söylemesi.
tek kelimeyle bayıldım!
bana okuduğumu unutturdu ve çok keyif aldım. kitaptan beklediğim ne varsa bana verdi. bazı yerlerde heyecandan okuyamadım. karakterlerin arasındaki iletişim o kadar hoşuma gitti ki! çığlık atarak okudum. ba-yıl-dım!! karakterlere âşık oldum <<özellikle de kai>> uzun zamandır bir kitabı okurken böyle hisler
Sahibinden sahlık
Hasarlı
Bir Hayat
1958 model
Kaçıncı el olduğu bilinmiyor
Bana geldiğinde bundan beterdi Yedirdim içirdim giydirdim
Alkolle çalışır - ÖTV hariç
Sırhnda şişe taşımaktan beli büküldü Ha, bir de egzoz niyetine cigara içer Kanserli
Bir de ülser
Tekerleri laçka, benden söylemesi Memleketin bütün yollarında Bunun yazısı var
Dünyanın en çaresiz çocuklarına en büyük hayalleri kurduran, umut denilen o doğal felaketten nefret ediyordum!”
“Çünkü her ne kadar, geçen onca süre içinde hayli değişmiş olsam da, daha iyi bir insan değilim. Sadece, o günlerde her neysem, onun dahasıyım!”
Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak
Nilüfer ve Kartal’ı severek hatta çokça eğlenerek okudum Birbirlerine olan bağları kıskanılacak cinsten. Kartal ve Nilüfer’in babaları çok yakın dostlar. Çocukluk arkadaşı Kartal ile birbirlerine çok aşıklar ama bunu ikisi de birbirine itiraf edemez. Birbirlerini çok iyi tanıyorlar, her yerde her anda birlikteler, (böyle çocukluktan tanışıp,aşka doğru giden kitaplar içimizi daha da sıcacık yapmıyor mu ) Bizim ikili aslında birazda bu sebepten dolayı çekinip kendilerine dahi bu aşkı konduramıyorlar. Ya bu güzel dostlukları birinin itirafı yüzünden bitirse Kitabın başında aslında Nilüfer nişan hazırlıkları içinde ancak her kız nişanlanacağı için ayrı bir mutluluk yaşarken, bu mutluluğun kırıntısı yok Nilüfer’de. Bunun sebebini kitabı okudukça anlıyoruz. Birbirlerinden habersiz yaşadıkları aşk, Nil’in nişanı ile kızışmaya başlıyor
Yazarın kalemi o kadar naif, o kadar içimizden ki her bir sayfasını tebessüm ederek okudum. Hem gençlerimizin anılarını hem de günümüz de yaşadıklarını okuyoruz. BEŞİKTAŞ’lı olarak detaylara ekstra bayıldığımı belirtmek isterim Reading slump’tan çıkarır bu kitap benden söylemesi Kitabın devamını merak ile bekliyorum
İlk kitabımız o kadar heyecan verici bir yerde sonlanmıştı ki 2. kitabı büyük bir sabırsızlıkla bekliyordum Evet güzel kızımız Mayso diyarının veliaht prensesi Myra, kızı Veranın hatırasına seneler sonra kavuşan Perihelden mutlusu yoktu. Peki ya ardında bıraktığı Godwin hiç mi aklına gelmiyordu Meyranın,aslında hiç çıkmıyordu ama kalbindeki sancı onu uzak tutuyordu kendisinden. Üç diyar yöneticileri bu kitabımızda sık sık bir araya geliyor. Godwin prangalarla örülmüş aşklarını kurtarabilecek mi dersiniz? Kitabın bazı bölümlerinde hadi Myra bu kadar da soğuk olamazsın diye yedim kendimi doğrusu, ama tabi ki bunun nedenleri de var okuyup göreceksiniz. Myra tüm gerçekler ile yüz yüze gelecek.. Doğrusu çok çok şaşırdığım yerler oldu. Pederin yerine geçen Godwin,Tefken kentinin yeni Kralı olurken,Mu uygarlığının Kralı Daniel ile Myra arasındaki bağ kitabın sayfalarını hızlı hızlı çevirmenize sebep olabilir benden söylemesi bakalım bu üç diyarı Dünyadan nasıl haberler bekliyor?
Sonuç olarak çok çok beğendiğim serilere bir yenisini daha ekledim ben, sizlerde merak ediyorsanız bence geç kalmayın... Perihel sen harika bir kadınsın ya bunu da söylemeden geçemeyeceğim. Sürpriz olsun çok fazla da kitabın heyecanını kaçırmak istemiyorum.. Yazarımızın kalemine sağlık...
Çok tatlı bir #gençkurgu hikayesi ile geldim. Bu hikayeyi neden daha önce okumadım, bilmem. Tertemiz bir hikaye ve okuru motive edici, heveslendirici bir sekilde kurgulanmış. Ayrıca #kpop idollerinin yaşadığı bazi sorunlara göndermeler de var. Eh nikayetinde hikayedeki esas oğlan bir idol grubunun başsolisti.
Jenny, annesiyle birlikte Los Angeles’ta yaşayan Güney Koreli bir genç kızdır. Hayali de iyi bir müzik okulunda okumaktır -Kendisi çello sanatçısı. Jay amcasının karaoke barında gizemli bir müşteriyle tanışıp birazcık atisiyor ve o gece aynı otobüse biniyorlar. Otobüste ortalığı karistip -söylemicim ne yaptilar- geceyi Kore festivalinde eglenerek geçiriyorlar. Unutulmaz bir gece tabii
Neyse sonra esas oglan Jaewoo bizim kıza cevap vermiyor, görüldü yapıyor neyse bizim kız da umudu kesiyor tabii -ben olsam engeli basardim- Neyse Jenny ve annesi, anneannenin sağlık sorunu nedeniyle Kore'ye gitmeye karar veriyor ve sonra müzik okuluna yazılıyor.
Ee kim var bu okulda? Esas oğlan ama burda bir sorun var çünkü esas oğlan bir idolmüş
"Oppaaağğ!"
Biraz değil baya ortalık karisiyor benden soylemesi. Çok keyif alarak okudim ve birkaç saat içinde okuyup bitirdim o kadar sarıyor anlayın. Kızın anasına biraz sinir oldum. Kendi anası onu gönderdi diye kendi kızına soğuk davranıyordu. Jenny'nin Kore'deki arkadaşları da çok tatlıydı. Sıcacık bir hikayeydi devamı olsa...
Epope, dehşet ve ibretle tavsiye eder
AZGIN VAR
NİLAR GÖK
Anadolu’nun yaşayan yüzünü anlatan öyküleri okumaya ne dersiniz?
"AZGIN VAR" Anadolu insanının her türlü çaresizliğinin, dertlerinin, mutluluklarının çeşitlenerek sayılıp döküldüğü , gülüşlerinizin yanına hüzünler bırakan bir solukta, derin iç çekişlerle okuyacağınız birbirinden muhteşem on dört öyküyle Türk
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF
Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.