Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

senem bıçkıcı

senem bıçkıcı
@bendisinabis·Bir kitabı okumaya başladı
Kanlı Bir Kış Gecesi
Kanlı Bir Kış GecesiMarcus Sedgwick
7.6/10 · 123 okunma
Reklam
2024 OKUMA HEDEFİ
0/50 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
50 kitap
0 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
5 günde 1 kitap okumalı.
“Seninle yeniden karşılaşacağız ve bu kez insan bedenleri yükümüzden kurtulmuş olacağız. “

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver. ”
Önümde iki seçenek vardı: ya yakınacak ya da olan biteni kabullenecektim. Bu dürüst bir değiş tokuş muydu? Sahip olabildiğim bir iki parça karşısında, nesnelere bağımlı olmamayı böylesine kısa süren bir dersle öğrenmiştim. Bana, belki de sele karşın çıkınımı yitirmeyebileceğimi, ama Tanrısal Birliğin enerjisinde, hâlâ madde tutkunu bir insan olduğumun ortaya çıkmasıyla bana böyle bir ders verilmiş olabileceği açıklandı. Acaba artık maddeyi değil, deneyimi hazine saymayı öğrenebilmiş miydim?
Reklam
Aklıma kendi memleketimdeki, Amerika’daki insanlar geldi: amaçsız ve anlamsız bir yaşam tarzı ile oradan oraya sürüklenen gençler, topluma sunacakları hiçbir şeyin olmadığına inanan evsiz berduşlar, bizimkine benzemeyen bir gerçeklik dünyasında işlev kazanmak isteyen uyumsuz insanlar... Keşke onları buraya getirebilseydim de bunu görebilselerdi; toplum içersinde işe yaramak, hayır yapmak öylesine kolay, işe yaradığını hissetmek öylesine harikaydı ki!
Soylu Kara Kuğu, bana bu kişilikler dünyasında her zaman bir ikilik olduğunu söyledi. Ben bunu kötülüğe karşı iyilik, köleliğe karşı özgürlük, uygunluk ve tersi gibi yorumlamıştım. Ama onun söylemek istediği bu değildi. Beyaz ve siyah yoktur, her zaman grinin tonları vardır. Ve en önemlisi, bütün gri, aşama aşama kaynağına doğru ilerleme halindedir. Ona takılarak yaşlarımızdan söz ettim ve sadece anlayabilmek için bir elli yıla daha gereksinim duyduğumu söyledim.
Ooota bana öteki arkadaşlarımın söylediklerini de çevirdi: “Bir olmak, hepimizin aynı olması anlamına gelmez. Her varlık biriciktir ve özgündür. İki varlık asla aynı mekanı kaplamaz. Yaprağın bir bütüne varabilmesi için tüm parçalarına gereksinme duyması gibi, her ruhun varacağı özel bir yeri vardır. İnsanlar çeşitli hileler yapabilirler ama sonunda her şey doğru yere gelecektir. Bazılarımız düz bir yol ararken, bazılarımız da dolambaçlı yollar katetmekten hoşlanırız. “
“Her şey yolunda. İşte bu yaprak parçaları gibi insanlar da birbirlerinden ayrı parçalar gibi görünürler, oysa biz hepimiz bir bütünüz. İşte bu nedenle oyunun adı ‘yaradılış’ “
senem bıçkıcı
@bendisinabis·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Monsieur Proust
Monsieur ProustCeleste Albaret
9.1/10 · 157 okunma
Reklam
Fiziksel olmayan görünmez duygular bizlerin o sonsuz parçasını oluştururlar ve iyi ile iyi olmayan arasındaki farkı onlar belirler. Eylem, duygunun ve niyetin dile getirilmesi ve deneyimlenmesi için kullanılan bir kanaldan başka bir şey değildir.
“O halde sana başka bir şey daha söyleyebiliriz. Tüm insanlar bu dünyayı sadece ziyaret eden ruhlardır. Tüm ruhlar daima yaşayan varlıklardır. Öteki insanlarla tüm karşılaşmalar deneyimdirler ve tüm deneyimler sonsuza dek sürecek bağlantılardır. Gerçek İnsanlar her deneyimin çemberini kapatır. Mutantlardan farklı olarak bizler hiçbir çemberi açık bırakmayız. Eğer yüreğinde başka insanlara karşı kötü duygularla yürüyüp gidersen ve bu çember kapanmamışsa, bu yaşamın başka anlarında yinelenecektir. Bir kez değil, dersini alana dek defalarca acı çekersin. İncelemek, öğrenmek ve olanlardan ders alarak bilgelik kazanmak iyidir. Minnet duymak, senin deyiminle kutsamak ve huzur içinde yürüyüp gitmek iyidir. “
bu mücevherleri değerli yapan para mıydı yoksa anılar mı?
O gün, tatlı bir genç kız bir tutam çalının arasına daldı ve uzun saplı, adeta sihirli bir biçimde, sarı renkte güzel bir çiçek bularak ortaya çıktı. Çiçeğin sapını boynuna bağlayınca sarı çiçek, göğsünde dünyanın en değerli mücevheri gibi durdu. Tüm üyeler onun çevresine toplandılar ve onun ne denli güzel göründüğünü, ne kadar harika bir seçim
en büyük öğreti kendini affetmekti
Ya ben, bana karşı yanlışlar yapan herkesi acaba affedebilir miydim? Neden olduğum tüm kırgınlıklar için kendi kendimi bağışlayabilir miydim? Keşke, günün birinde, Aborijinler gibi tüm zihnimi bir masaya yatırabilseydim ve tüm davranışlarım sergilenip incelenebilseydi.
Çok sonra anlayacaktım ki, maddi nesnelerden ve bazı önyargılardan kurtulmak “varolmaya” doğru yapacağım o yürüyüşün gerekli ve vazgeçilmez bir adımıydı.
122 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.