Atsız ile nasıl tanıştım?
Pek çok kimse gibi ben de, Nihal Atsız adını ilk defa 1944 yılının Mayıs ayında duydum. Ancak o yılın o ayında ben hem mesleki hayatım, hem özel hayatım bakımından çok meşgul bir insandım. Gazetelerin ancak manşetlerine göz atabiliyordum. Bu manşetlerde o sırada sık sık Sabahattin Ali ile Nihal Atsız adları geçiyordu. Bu iki insan arasındaki
Tam yirmi yıl önce bu şehirden ayrılmış, karnı burnunda bir eşimi bırakmıştım. Hindistan'dayken duydum ki bu eşimden bir erkek çocuk doğmuş. Hemen kayınpederime kırk dinar Hint altını göndermiştim. Kayınpederim, Mağrip'in Miknâse ahalisindendi. İşte bu kez Dımaşk'a ulaşır ulaşmaz heyecanla oğlumu sordum. Mescide vardığımda hoş bir sürpriz oldu, Malikîlerin imamı ve temsilcisi olan Nûreddîn Sahâvî'ye rastladım, selâm verdim. Adam beni tanımadı! Kendimi tanıttım, hemen yavrumu sordum; "12 yıl önce göçtü dünyadan!" dedi. Sözlerine devam ederek, Tancalı bir fıkıh bilginin Zâhiriye Medresesi'nde kaldığını haber verdi. Alelacele yavrumdan, ailemden bir şeyler duyayım diye Tancalının yanına koştum. Karşımda iyice ihtiyarlamış, çökmüş bir adam buldum; selâm verdim ve nesebimi tanıttım. Babamın 15 yıl önce öldüğünü, anamınsa henüz hayatta olduğunu söyledi.
Reklam
.. sana biraz bakma fıtsatı buldum, aslında dış görünüşünün benim için en ufak bir önemi yoktu, beni tek ilgilendiren sözlerindi.
”Bana bak,” dedi gözlerimin içine bakarak.Gözleri gecenin içinde alev alevdi ve içlerinde bir zamanlar bir ulusun tamamına kafa tutan aynı abimi gördüm.”Kalbini açmak zayıflık demek değildir.Yardım istemek erkekliğinden bir şey götürmez.Savunmasız olduğun zaman birinden yardım istemek.Ağlayacak bir omuza ihtiyaç duymak.Hiçbir şeyin ağırlığını tek başına taşımak zorunda değilsin.Beni anladın mı? Bir şeyi tek başına yapmaya zorlanmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum.Senin kendini asla böyle hissetmeni istemiyorum” Kendimi gözyaşlarımın arasından başımı sallarken buldum,keşke ona daha önceden gitseydim,keşke her açıdan onun gibi olabilseydim.
Sayfa 259 - Daniel ve EdenKitabı okudu
Çimenlerin efendisi
Ben canımı sokakta buldum efendim! Ben çimenlere yaslamışım ömrümü Birbirinin önünde yamulanlar varken Beni dize bilmez sanma Beni dize gelmez san! Çaresizlik ki kırk kir ile sıvanmıştır hikayemize Bir balığın yaralı ağzıyla konuşuyor olmamız bundan
Sayfa 27 - Metis Yayınları
Benim, hiçbir zaman bir anlamım olmadı ki. Görev adamı olmaktan başka.
Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım. Bana acımayın. Ben kötüyüm; sizlere karşı kötü duygular besledim içimden. Beceriksizliğimden uygulayamadım kötü düşüncelerimi. Sizleri kıskandım, küçük gördüm, bayağı buldum: bana yapılmasını istemediğim kötülükleri sizlere yapmak istedim. Fırsat bulunca da yaptım. Dün gece rüyamda biri beni öldürdü. İçimin boşaldığını hissettim. Ben de ne işkenceler düşünmüşümdür bana kötülük edenler için. Beni de öldürmelerini istiyorum artık. Çünkü, artık olduğum gibi kalmaya dayanamıyorum. Sayfa 594-595
Sayfa 594 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.