Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çok geciktin, Ben beni buldum. Hüzünle bakan, Anlamlı gözlerde. Sözü sözüme değdiğinde Ben o, o benmişim dedim. Çok geciktin Ben beni buldum... Tunebuni
Allah'ım! Sen beni yoluna aldın, ben yoldaşın haline bakıp, hayal kırıklığına uğradım, bir yol buldum nefsime belki de, yoldan çıkmaya meylettim. Yolu unuttum, yoldaşı yol edindim. Yolcunun en kavi yoldaşının yol olduğunu bilemedim. İlk sana gelmek yerine en son sana geldim. Bilmem neden, mahcubiyetimden belki, yüzüm olmayışından belki gelemedim.. Derdimi açamadım sana. Halbuki biliyordum dertlerin ancak seccadede gözyaşları ile sona ereceğini.. Gelemedim.. Güvenmek için, dertleşmek için başka birilerini aradım. Halbuki biliyordum ancak daima diri olana dayanmam, güvenmem gerektiğini.. Beceremedim.. Bilemediklerimi, gelemediklerimi, beceremediklerimi affet Rabbim.. Doğrusu ben indireceğin her hayra çok muhtacım..
Reklam
Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. Şükrü Erbaş
Üzülmiceksin dedi doktor, içimde tutuşturdugunu bilse söyler miydi? Eskiden küçük şeyler bile günlerce mutlu ederdi beni. Şimdi kendimi ben bile tanıyamıyorum. Vücudumdaki gün geçtikçe büyüyen mor lekelerin de sebebi de oydu. Ne diyeyim ki kendim ettim kendim buldum. Ne mutlu bana.
Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. Bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki? Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama... Değil mi yoksa? Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, va- rolmaya, 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Bir hafta önce iş yerinde sadece işe odaklı bir halde mahkeme suratlı bir şekilde çalışıyordum. Bir müşteri " biraz gülsene ya " diye bir şeyler söyledi Ve çok ufak sohbet etme şansı buldum . En sonunda ismimi ogrenip görüşürüz dedi ve yerini tarif etti. Tabii ki de gittim ve hayatımın sohbetini ettim . Tüm karakterimi ruhumu bana anlattı ve beni yalnızlığımdan tanidigini dile getirdi. Hiç tanımadığım vir insanın beni bu kadar tanımasına mı sevineyim.. Buz gibi duran yalnızlığıma mı üzüleyim
Reklam
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Ben seni karanlıkta buldum da sevdim, İçindeki acıyı paylaşmak için, Yaşadığın kaderi paylaşmak için sevdim.Ben seni derdine ortak olmak için, Her kalp atışımda içimde hissetmek için sevdim. Yüreğime yakışan tek insan olduğun için sevdim. Ben, senin gözlerinde mutluluğun resmini çizebilmek için sevdim. Göz bebeklerime her baktığında kendini görebilmen için sevdimBen seni damarlarımda kan yerine sen dolaştığın için sevdim. Ben seni yalnızlığın ile yalnızlığıma geldiğin için sevdim. Kimsenin iyi gelmediği yerden geldiğin için sevdim. Sevgin hafızama nakış edildiği için sevdim. ALLAH'tan dilendiğim tek duam olduğun için sevdim.Ben seni bir gün bir ömür sevebilmek için sevdim. Ben seni soğuk kış mevsimlerinde hayalinle beni ısıttığın için sevdim.Ben seni gecenin en koyu karanlığında önümü aydınlatan ışık olduğun için sevdim. Ben seni tam çaresizliğin ortasında sıkışıp kaldığımda yüreğime çare olduğun için sevdim.Sevgime layık olabileceğini bildiğim için ve sevgine layık olabileceğimi bildiğim için sevdim. Ben seni geçmişinde her ne yaşadın ise kabullenerek, Yeni bir geleceğe geçmişten bir iz bırakmamak için sevdim.Ben seni; Gözlerine huzuru, Yüreğine mutluluğu, Ömrüne ömrümü adamak için, Ben seni sadece sevdim... Sen beni sevsen de sevdim, sevmesen de sevdim
Hadi kov beni yüreğinden Hiçbir yere terk etmem Seni zar zor buldum ben Aşktan vazgeçmek yok Ölsem de terk etmem Seni zar zor buldum ben Gideceğim çok yer yok Aşktan vazgeçmek yok
ONU SEVMEK BANA SENİ HATIRLATIYOR ALLAH'IM
Münacat Şiiri "Acı eşiğim mi yükseldi, Bu nasıl bir acı Allah'ım, Sen yücesin, büyüksün, Buncasını görüyorsun, duyuyorsun, Sınıyorsun hep bizleri biliyorum.
Reklam
CEVRİYE... Cevriye bir hayat kadınıdır. Her gün bir veya birkaç adamla birlikte olarak, hayatını kazanmaktadır. Yine böyle bir gün birlikte olduğu adam tarafından çok kötü dövülerek gecenin bir yarısında sokağa atılır. Baygın bir vaziyette kaldırımda yatarken bir adam bunu fark eder ve yardımcı olmak için kaldırmaya çalışır. Cevriye
kaptan 5
"hep aynı manzarayı kullanmaktan bıktım usandım bir yumruk vurdum dünden kalma bir şarkıyı dağıttım van gogh bana bakıyordu deli gözleriyle bakıyordu ellerim titriyordu bir dakar yolculuğu kuruyordum güya bir şilebin kıç güvertesinde durmuştum nabızlarım bir deniz fenerinin gözlerinde atıyordu asor adalarında on sekiz mısraımı unutmuşum onlar
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.