Oturuyordu, aniden kalktı, oracıktaki küçük masada duran küçük daktiloya uzandı.
- Bunu da al.
- Olmaz, onu alamam
- Al oğlum al diyorsam sebebi var.
Bu alet yanında oldukça ben yanındayım demektir. Bu aleti tıkırdatmaya başladığında ben konuşuyorum demektir.
Bu alet sustuğunda...
Gerisini getiremedi.
İkimiz de aynı anda davranarak birbirimize sarılmıştık...
Kitapta bu kısmı okuyunca çok etkilenmiştim. Zaten kitap başlı başına etkiledi beni.
#okudumbitti 
İnsanlığımı Yitirirken
farklı şeyler hissettiğim bir kitaptı; kızdım,
üzüldüm, șok oldum, anladım, içimde bir yerlerde o karakteri hissettim fazlasıyla..
yazımı, anlatımı benim çok hoșuma gitti; okuduğunuz zaman karakter içinize işlediği zaman anlayacaksınız ne demek istediğimi çünki belki içimizde bir yerde aslında o karakter biziz👀
normalde okuduğum bir tarz olmasa da bu kitabı sevdim abartıldığı kadar değil sanırım🙈
zorluklar ve başa çıkma yöntemleri, insanlardan kaçmak için yapılan bir soytarı rolü ve bu hayata ait hissedememe; hepsi çok gergekti, bunları bu şekilde okumaksa bambaşka bir dünyaya keşif için açılmak gibi bir şeydi🚢
kitap beni etkiledi evet, sonsöz ise etkilemekten çok daha bașka bir șey yaptı; inanın ne olduğunu ben de bilmiyorum🫣
kitabı okuyun, yazarı anlamak ve olayların aslını öğrenmek içinse sonsözü de okumadan geçmeyin🫡
Kitabın konusu ve yorumum
Muhteşem bir gün olsun her şey gönlünüzce olsun öncelikle herkese merhaba,
Bugün sizlere Brittainy C. Cherry’nin Yüz Karası kitabını anlatacağım.
Kitabın Konusuna gelcek olursak; 15 yıllık evliliğin ardından kocasının onu terk edip, ihanete uğramasıyla Grace ailesinin yaşadığı kasabaya geri döner. Aynı zamanda kocası Finn’de o kasaba doktorluk
Merhaba küçük dostum. Sen böyle kendi Dünyanda dolaşırken, öyle özendim ki sana bilemezsin. Resmini çektim ve hatıranı üzerimde taşımak istedim. Sırtında taşıdığın yuvan ile istediğin an kendini kabuğuna kapatabilmenin nasıl bir lütuf olduğunu bir bilsen. Yalnızlığın ile öyle mutlu ol ki, onu kimse ile paylaşma sakın olur mu...
Onu da bozar insanlar veya senin âlemde siz insana her ne diyorsanız artık. Şimdi neredesin bilmiyorum ama şunu bil ki, nerede olursan ol, bu yalnızlığın ile bizden çok daha özgür ve çok daha şanslısın. Bir kitapta okumuştum, Cüneyd-i Bağdadi hazretleri "benim bu yolda hocam bir kedidir demişti. Kedinin avına odaklanması beni öyle etkiledi ki ben de bu yola öyle odaklandım da buraya geldim" demişti. Şimdi ben de sana bakıyorum sevgili dostum. İnsanlara sorsan sen sadece kabuğu olan bir salyangoz. Bana sorsalar kendini istediği anda kapatabilen bir üstad. Öyle bir zamana ve insana denk geldik ki sevgili dostum. Sana özenmemek bana göre büyük bir kayıp olurdu. Kapanmak, kapanabilmek ne kadar büyük ve ne kadar uzak bir ihtimal oysa...
Yalnız Bir Yolcu
Sıfır Noktasındaki Kadın
Kitapta idama mahkum edilen Firdevs adında Mısırlı bir kadının hayat hikayesinden bahsediliyor.Ve konusunun gerçek bir yaşam öyküsünden alınmış olması beni çok etkiledi.
Firdevs,ataerkilliğin hüküm sürdüğü bir çağda yaşıyor ve daha çocukluk dan başlar onun için türlü türlü eziyetler...Firdevs,babasının ölümünden sonra amcasının yanına taşınır.Amcasının karısı da bir müddet sonra başından savmak için Firdevsi yatılı bir okula gönderir.Firdevs okulu birincilikle bitirir .Fakat ortaokul diplomasi iş bulmaya yetmez ve bu sefer amcasının karısı Firdevsi kendisinden yaşça büyük çirkin bir adamla evlendirir.Yaşlı adamın eziyetlerine daha fazla dayanamayan Firdevs çareyi evden kaçmak da bulur .Ve Firdevsin zor hayat serüveni aslında burada başlar .Firdevs hayatın tekmesini yiye yiye artık kendi hayatının iplerini kendi eline alır ve kendi seçtiği adımlarla bu yolda yürüyecektir.Seni bu hayatı yaşamaya mecbur kılanlar utansın be Firdevs...
Firdevsin yaşadıkları dehşet vericiydi ve okurken içim parçalandı .Kitap ince olabilir ama içerik çok derin...Ben ne yorum yapsam kitap hakkında eksik kalacak en iyisi siz okuyun ...
Bu etkileyici kitap herkese tavsiyemdir.
Sıfır Noktasındaki Kadın 
Nevâl El-Seddavi