Ey göz beni gör ey kulak beni dinle Şimşekle yazılmış kitapları oku Ateşle biçilmiş ekinleri topla
Sayfa 159Kitabı okudu
Onbir
Ben utangaç tabiatlı bir adamım, Küçük kızım Su'ya bakmayın siz, --O n a göre ben, o'oohh!.. yumuşakbaşlı bir [kaplanım!— Ciddî söylüyorum, fena halde utangacımdır. Hele biri beni eskaza övmeye başlasın, Resmen kızarır, bozarırım... Delikanlıyken daha da berbattı ya: Babam sofrada, Şu yazdığın ş iiri am calarına oku, bakalım ,
Sayfa 126 - PDF
Reklam
Mevlâna 'dan Şems'e
"Düşüncelerim, ipliği kopan tespih taneleri gibi dağılıveriyor sensiz. Şimdi gözyaşlarımdan inci yapmak isterdim sana, keşke yanımda olsaydın. Kelimelerim bir şelale gibi akıyor ne zaman sana dair bir şeyler yazmaya kalksam. Beni ne kadar ateşe versen de, hiçbir hatıramız küllenemez, bunu bilesin. Zümrüdüanka gibi kendi külümden doğar ve katar katar turnalar gibi kanat vurarak, yine revan olurum yollarına! Bir de üşümedir işliyor ruhuma apansız, kanım donuyor, sıcağın yok ki yanımda! O ayrılıktan kahroluyorum ve ardından sabah oluyor, yine bin cefa ile kahroluyorum işte! Kelebekler senin yüzünün değdiği bahçelere yayıyor kanatlarını. Sonsuz genişliklerin sırrı iki dudağının arasında saklı. Bir kelam söyle ne olur! Her hecenin tınısında duymak istiyorum. Gittin ya, kalsan ne güzel olurdu, gitmişsin neye yarar? Sen gittin ama bak seninle ilgili olan bir şey bende, sessizlik bende. Gittin, heyhat, pervaneye döndü narin yüreğim sensizliğinde. Her yalnız âşık değildir, ama her yanmış aşkın kuyusunda yalnızdır. Ateşinden değil, ateşsizliğinden yanmışım. Ey aşkın sesi, nefesi, gel bir an evvel. Dinsin artık kıyametin gürültüsü! Senden önce kitaplarda arıyordum derinliği. Kitaplardan utanıyorum. Sen bütün kitaplardan daha derinsin, sana yazdığım mektuplardan utanıyorum, kendi kendini oku ey Şems."
Bir yazar için, yakın çevresinde bulunan ahmaklar oldukça sinir bozucu olabilir. Eserde yazarın hayatına ilişkin bir ye buldular mı, aaa, hep yaşadıklarını yazmış, derler. Ulan örneğin Oğuz abi de yaşadıklarını yazmış; ama sen onun hayatıni bilmediğin için, hep kurgu sanıyorsun. Dostoyevski abi de yaşadıklarını yazmış; ama șen onun hayatını
Sayfa 278 - İz YayınlarıKitabı okudu
"Ey vefasız sevgili, Ben senin için çölleri mekân eyledim. Kendimi zincirlere vurdum. Aklım yitip gitti. Kays idim, Mecnun oldum. Yürüdüğün tozlu yollara yüzümü sürdüm. Sen bir gonca güldün. Ben seni koklamaya bile kıyamadım. Sen ise başkasına açılıp saçıldın. Demek ki bana olan aşkın yalanmış. Derdin benim yüzümdenmiş. Şimdi benden kurtulduğun için derdin de kalmamıştır. Ben senin yüzünden babamdan, annemden geçtim. Beylikten, reislikten geçtim. Tahtı tacı bıraktım. Sense bir sandık dolusu mücevhere beni değiştin. Aşkını unuttun. Seven böyle kolay unutur mu? İbni Selâm, Leylâ'ya ben kavuştum demesin. Gördüğü hayaldir. Leylâ Mecnun'dadır. Boşuna. sevinmesin. Askerim var diye, zenginim diye sevinmesin. Devran döner, taht yıkılır. Zenginlik de bir kuş gibi uçar gider. Ey sevgili! Bu yazdıklarım sinene bir ok gibi saplanacak biliyorum. Yazdıklarımı tekrar tekrar oku. Ama şunu da bil ki İbni Selâm sana kavuşsa da senin hayalin daima benimledir."
“Gerçek bir hayat hikayesi olarak değil,gülüp geçtiğin basit romanlar gibi oku beni. Bir iz kalsın ardımda,ama okunduğu anda unutulacak bir iz. Unutulmayacak bir iz bırakan adamlardan değilim.”
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.