126 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Genç Werther'in Acıları Goethe tarafından 1774 senesinde yazılmıştır. Kitapta Werther'in yaşamış olduğu yoğun aşk acısını anlatır. Kitap, aşkın hem yücelten hem de yok eden gücünü gösterir. Kitapta işlenen tema tutkularla gerçeğin içsel çatışmasıdır. Roman, mektup biçiminde yazılmıştır ve büyük ölçüde Werther'in arkadaşı
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021122.5k okunma
"Bir aşk ve hülya derecesi vardır ki oraya kadar yükselmek cinnetini gösterenler kanatlarına kaderin haşin bir darbesini yiyerek hakaret bakışını unutmayan sefil tabakalara düşerler. O kadar yükselmeseydik belki mesut olacağımız bu tabakaya tenezzül etmek öyle bir ezadır ki insanı sizin halinize sevk eder; sizin halinize, benim halime... Bütün kuşatıldığınız şeyleri ruhunuza, emellerinize denk bulamamaktan, ruhunuzun ancak kanaat edeceği şeylerin imkânsız olduğunu bilmekten ileri gelen elemlere... Ah, bunları anlıyorum... Benim de kalbimi kemiren hastalık bu değil mi?"
Reklam
➤İnsan denen makineyi hiç kimse yeterince ustalıkla kullanamaz. ➤Nedir sizin için kitap okumak? Mutluluktur. Yetmez, benim için besindir. ➤Tanrım dünya ne kadar iğrenç. Neden insanın kalbi sevginin yanında kinle de doludur. Çünkü kötülük yaşamın kendisidir. ➤Bir insanın elindekini zorla alabilirsin, ama ona zorla bir şey veremezsin. ➤Ya kitap seversiniz demek? Hem de çok. Bugüne kadar en iyi dostlarım onlardı. ➤Okur. Kafasını kitaplara sokar, okur da okur. İşte o kadar. ➤Herhangi bir giz senin içinde hapis kaldığı sürece kölendir. Ama başkasına açtığın an sen onun kölesi olursun. ➤Böyledir insanoğlu, kolunu bacağını kesersiniz; gözünü çıkarır, kulağını koparırsınız; burnunu uçurur, suratını dağıtırsınız; kör, sağır, topal bırakırsınız, o yine de yaşamak ister ve yaşar, çünkü ufacık bir şeyle yetinen sonsuzluğun küçük bir damlasıdır. ➤Pek çokları bizimle uğraşacak elbet, çünkü basit insanların en büyük zevki, başkalarının işine burnunu sokmaktır. ➤Ama kim aldırır şu garip dünyada doğruluğa, bilgeliğe? Dünya bütün bunlara gözünü kulağını tıkamış, çılgınca haksızlık yapmaya devam ediyor.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Mahmudun ölümünden bir ay sonra Meyronun evine gelen Bey: "Kızım Meyro," dedi, "sen benim öz bir kızımdan da ilerisin. Daha gençsin, istersen evlenebilirsin." Meyro: "Mahmudun üstüne erkek bana haram olsun!" karşılığını verdi ona. "Kızım Meyro, sana yüz dönüm tarla ayırdım. Senin için ekecekler, biçecekler, kaldıracaklar. Bu toprağı istediğin gibi ekecek biçeceksin. Sana üç tane de inek verdim. Git sürüden beğendiğin üç ineği seç al getir kapına." "Sağ ol, can Beyim." "Yusufu da ben yetiştireceğim. Benim şimdi bir tek oğlum var, o da Yusuf. Babasız olduğu aklına bile gelmeyecek. Ona Mahmudu aratmayacağım." "Başka kimimiz var ki..." "Mahmudun kanını da yerde koymayacağım!" "Sana can kurban Beyim." Ve Bey, Meyronun eline yüklüce bir para tutuşturup evden çıktı.
Sayfa 117
music.youtube.com/watch?v=AOAJXFA... İnsan hep bir inşa peşinde koşar, bu bazen bir eser olur, bazen bir aşk, bazen de meşru bir derdi vardır. Kimisi bunu bir ömür içinde yaşar, kimi herkesle paylaşır. Ben bir ömür içinde yaşayacak olanlardanım. Bir kervana girmişim, o kervanda en sessiz kalanı da benim, en çok ağlayanı da. Bir gün hepimiz silinip gideceğiz, bizden baki kalan bir kaç satır yazımız olsun... Zaman çok hızlı, biz insanoğlusa sevdiğimize "seviyorum"u söylemekte bir asırdan daha yavaşız. Saim PARILTI
Benim yaşadığım yoksulluk bana hıncı öğretmedi, tam tersine, belirli bir sadıklığı, bir de sessiz bağlılığı öğretti. Bunu unuttuğum olduysa, yalnız ben ve kusurlarım sorumlu­yuz, içinde doğduğum dünya değil.
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.