Amak-ı Hayal, hayalin derinlikleri demek. Okuruna hayaller alemini yaşatırken sorgulatan, kısa zamanda okunup, uzun sürede sindirilecek tarzda ve hiç bir cümle yersiz değil hepsi yerli yerinde.Özellikle Aynalı Baba ve Raci'nin 9 gün süren yolculuğunda varlık amacımızı sorgulatıyor her cümlesinde. Varlık-yokluk arası geçişler, ezel-ebed arasında zaman yolculuğu... kısaca ruhumu beslediğim kitap oldu, es geçmeden okunmalı diyorum... !
Ben öyle bir ruh oldum ki benim için uzak yakın, katı yumuşak, yoğun hafif kalmadı. Maddi alem benim emrimin mahkumu, mana alemi de irademin eseridir. Durum böyle olduğu halde ben yine açım. Hala arıyorum. Ruhum kendisini doyuracak yeterli gıdayı henüz bulamadı. Arıyorum, "neyi diye soracaksın?" Cevabım sadece "HİÇ!" olacaktır.
Ey, avare yolcu ! Yürü ! Durma, yürü ! Bu geçici âlemin zevkleri seni Allah'a kavuşmaktan alıkoymasın. Bu eşsiz manzaraların, bu güzelliklerin hepsi yalnızca bir rüya ve hayaldir.