Günler sakın geçiyordu. Benim içimdeki fırtına da diniyordu yavaş yavaş. Asla unutabilmiş değildim, unutamıyordum. Hatta zaman geçip de acım demlendikçe, içimin taaaa derinlerinden öyle ince bir sızı vuruyordu ki yüreğime, anlatılır gibi değil. Ama alışıyor insan. Hani, "Zamanla geçer," derler ya, hiçbir şeyin zamanla geçtiği yok. Yalnızca, alışıyor insan ve duruluyor, o acıyla beraber yaşamaya alışıyor.