Türk Fırtınası diyor ki;
KİTAP KILIĞINDA Kİ GEMİMİN ROTASINI ZULMÜ BİTİRMEK OLARAK ÇİZDİM, ŞER DENİZİNDE DÜMENİ ÜZERLERİNE KIRDIM VE İŞİ BİTİRDİM Büyük atam Atatürk; Sizden sonra emperyalizmin yerli işbirlikçileri büyük bir kuyruk acısı çekerek bize çektirmedikleri acı kalmadı. Beyin savaşları komutanı olarak sizin emrinizde kitabımı Nutuk kitabınızın bir devamı ve
"Hastalığım beni özgürleştirdi. Basel'deki işimden istifa etmemin sebebi hastalığımdı. Orada kalmış olsaydım, bugün kendimi meslektaşlarıma karşı savunuyor olacaktım. Hatta ilk kitabım, Die Geburt der Tragödie' bile nispeten geleneksel sınırlar içinde bir kitap olmasına rağmen, öyle bir sansüre tabi tutuldu ki Basel Üniversitesi'ndeki öğrencilere benim dersimi almamaları öğütlendi. Orada geçirdiğim son iki yılda, Basel tarihindeki belki de en iyi hoca olan ben, yalnızca iki üç kişiden oluşan bir kitleye ders verdim. Bana anlatılanlara göre Hegel ölüm döşeğindeyken, kendisini bir tek öğrencinin anladığını, ama onun da yanlış anladığını söylemiş! Benimse, yanlış bile olsa anlayan tek bir öğrencim olmadı."
Reklam
Bütün peygamberler gibi benim de kutsal kitabım vardı. İlk üç kural Zerdüşt'ten geliyordu.O. Arap istilasından önce ülkemin ilk peygamberiydi.
Yazardan Okura
Kim olursan ol, ey okur, ister yüksek tabakadan önemli biri, ister basit halk arasından, sıradan biri ol; Tanrı sana eğer okuyup yazabilme gibi bir üstünlük bağışlamış ve benim kitabım da eline geçmişse, bana yardım etmeni rica ediyorum senden. İlk baskısını okuduğunu sandığım bu kitapta bizim toplumumuzdan birini anlatıyorum. Arabasıyla Rusya topraklarını dolaşıyor kahramanım ve soylulardan sıradan halka dek, değişik sınıf ve tabakalardan pek çok insanla karşılaşıyor. Rus insanının eksiklerini, ayıplarını göstermek için yazdım onu; yoksa üstünlüklerini, erdemlerini göstermek için değil. Yine, onun çevresini oluşturan insanları da zayıf, eksik yanlarımızı göstermek için yazdım. İyi, olumlu tiplere kitabımın sonraki ciltlerinde yer vereceğim. Kitabımda pek çok eksik, yanlış olduğu ve anlattıklarımın Rus yurdunda gerçekte olup bitenlere uymadığı kuşkusuzdur; çünkü tek başıma her şeyi bilmem mümkün değil; ülkemizde olup bitenlerin yüzde birini bilmeye bile yetmez tek bir insanın ömrü. Öte yandan acemiliğim ya da aceleciğim nedeniyle de kitabımın her sayfasının düzeltilmesi gereken pek çok yanlışla dolu olduğunu biliyorum. Senden ricam, okurum, bunları düzeltmendir. Küçük görme bu işi. Ne kadar üst düzey eğitimli ya da yüksek tabakadan biri olursan ol, kitabım gözünde ne kadar değersiz olursa olsun, rica ediyorum senden, yap bunu; hakkında görüş bildirmeye değmeyecek kadar önemsiz bulsan da kitabımı, yap.
Sayfa 1 - Nikolay Vasilyeviç GOGOLKitabı okuyor
Ben engelli insanların seçilmiş bireyler olduğuna inanıyorum ve ben de onlardan biriyim. Yazılarımı sadece sol elimin işaret parmağını kullanarak yazabiliyorum. Bu kitap benim ilk kitabım. Ben bu kitabı kullanabildiğim tek uzvum olan sol elimin işaret parmağı ile iki yılda yazdım.
Benim de ilk kitabım o idi.. Siz sizinkini hatırlıyor musunuz?
“Kusuruma bakma,” dedi. “Benim, hayatta okuduğum biricik kitap Denizci Sinbad’dır. Pek bir yararım görmedim ama...”
Reklam
Mazoşistik kandırmacaya dair güzel bir Lacancı örnek istersek, kralın aptal olduğunu açıkça söyleyen herkesin kafasının kesildiği bir ülkede yaşayan vatandaşta buluruz: Eğer bu özne/tabi rüyasında kafasının kesildiğini görecek olursa, bu rüyanın herhangi bir ölüm isteğiyle uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur, sadece kralın aptal olduğunu düşünüyordur, o kadar - ızdırabın sıkıntısı, kralın haysiyetine saldırmanın verdiği hazzı maskelemiştir...44 44 İlk kitabım hakkında yazdığı bir eleştiride Jean-Jacques Lecercle şöyle demişti: 'eğer o (Zizek) çağdaş felsefeyi bilmiyorsa ben de Ulan Bator piskoposuyum.' Şimdi bir an için, bana duyduğu bağlılıktan ötürü benim çağdaş felsefeye dair bilgilerimde ciddi eksikler olduğunu bir türlü kendi kendine itiraf edemeyen bir takipçim olduğunu düşünelim - eğer bu kişi Lecercle'i Ulan Bator piskoposu kıyafetleri içindeki haliyle düşünüyorsa, bu durum basitçe benim çağdaş felsefeye dair bilgimin hatalı olduğunu düşündüğü anlamına gelir.
NADİR'İN GÜNCESİNDEN Yeni yıl. Yeni umutlar ve günlüğümün ilk satırı... Sokak nöbetçileri masal karakteri demişti Mutlu abim. Biz günlüklerimize masallarımızı yazarız. Buda benim masalımın ilk cümleleri, belki de ömrüm masalımı devam ettirmeye yetmeyecek ama benimde kendime ait bir masal kitabım olsun istedim... Uzun zamandır acı çekmiyorum, kimse beni istemediğim bir şeye sürüklemiyor. Ferda gülümsüyor o, çok güzel gülümsüyor... Ve ben yaşamak istiyorum. Masallarda kimse ölmez değil mi? Değil mi Ferda? ~NADİR
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Mimar yazar Aydın Boysan işin doğrusunu gayet net anlatmış: "Hayattan aldığım en önemli ders, hiçbir şey için, hiçbir zaman geç kalınmadığını öğrenmektir. Yabancı dili 30 yaşımdan sonra öğrendim. Mimar olarak önemli yapıtlarımı, ki bitiştirerek iki yüz futbol sahası doldurur, 50 yaşımdan sonra gerçekleştirdim. Gazete yazıları yazmaya, 61 yaşımda başladım ve 13 yıl sürdü. İlk kitabım (şimdi 32 oldu) 63 yaşımda yayımlandı. Artık geç olduğu tembelliğine düşseydim, şimdi hiçbiri yoktu. Ancak, bazen de çabuk ölünür, benim gibi bunca yıl yaşanmaz. İnsan olarak, en onurlu görevimizin; öleceğimize göre değil, hiç ama hiç ölmeyeceğimize göre yaşamak ve çalışmak olduğunu öğrendim."
Sayfa 195Kitabı okudu
69 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.