İmkânsızından bir aşk ve bilinmezlerin arkasında polisiye.
Portakal Kitap Timaş Yayın Grubu içerisinde yeni bir yayınevi. Kısmetse yakında benim de bir kitabım oradan çıkacak. Gözlerini Haramdan Sakın yayınevinin ilk kitabı. Yazarının da öyle. Yazarı demişken henüz on dokuz yaşında olan Merve Özcan’dan bahsediyorum.
Kitabın elbette edebiyat yönü üzerinde duracak değilim. Çünkü okuduğum Nazan
680 syf.
9/10 puan verdi
Ne zaman başucu kitabım sorulsa uzun uzun düşünürdüm acaba hangisi diye. Huzursuzluğun Kitabı'nı okumaya başladığım anda fark ettim ki kendisi benim başucu kitabım olacak. Anlatı türünde olması beni korkutuyordu çünkü zaten depresif ve varoluşu sorguluyor olması yeterince zorlayıcıyken bir de bu kadar kalın ve olaysız olması daha da ürkütüyor insanı... Ancak ilk sayfalardan itibaren öyle güzel bir anlatım bekliyor ki sizi, bir olayın olmasını beklemeseniz de duygu tasvirleri bile heyecanla bir sonraki sayfaya geçmenizi sağlıyor. Fernando Pessoa'nın psikolojik durumunun iyi olmadığını hatta her eserinde farklı isimler kullandığını duymuştum ancak düşüncelerinin bu kadar yoğun ve karamsar olduğunu bilmiyordum. Okurken sık sık depresif hissettim, kendimi ve çevremde olup bitenleri uzun uzun sorguladım. Ciddi anlamda sizi huzursuzluğa itecek bir kitap. Bu yüzden okumak isteyenlere önerim mutsuz olduğunuz anda okumayın, sizi daha da bataklığa çekebilir...
Kumral Ada Mavi Tuna
Kızıl göğün altında bir araba yolculuğuna çıkmışsınızdır, günlerden pazar olsun. Nereye, ne amaçla gittiğinizin bile farkında değilsinizdir. Birilerinden, bir şeylerden kaçmak istediğiniz o anlardan bir tanesidir. Kafa dağıtmak için atmışsınızdır kendinizi dışarıya. Bir müzik açayım düşeyim yollara, rüzgâr nereye ben oraya demişsinizdir. Şansınız
Geçenlerde kardesime okumasi icin Dublörün dilemmasini verdim, tabi kitabin yüzune bakmamis ortalikta geziniyor canim kitabim. Soyle altini çizdiğim sayfalara goz gezdiriken gozum kitabin ilk sayfasinda kaydi, teşekkür ediyor Murat Mentes birkaç isme. Baktim bunlardan biri de Alper Caniguz, tabi hemen aldim kitaplarini. O gun bugundur şimdiye kadar nasil kesfetmemisim buna hayıflanıyorum.
En son ne zaman bi kitabi okurken bu denli kahkaha atarken buldum kendimi, galiba Korkma Ben Varim'da. Aradan epey zaman gecmis, bu arada kitap bana Yuksek Topuklari animsatti nedense.
Bazi kisimlari tartismaya açık olacak sekilde elestirilecek olsa da ben yazarin hayal gucune verip bu konuyu cok uzatmak istemiyorum.
Kisaca ; Kahkalarla ağlatan ve hickiriklarla gulduren kitaplarin yazari olmak istiyormus Alper Caniguz. Ilk kitabinda bunu söylemek ne derece dogru bilmiyorum ama ben cok beğendim. Bi kitap bana benim bilmediğim birseyi öğretmiyorsa ya da şaşırtmiyorsa beni en azindan güldürsün istiyorum ben. Ve bu kitap bana kahakaha attirdi.
Okumayı hiç düşünmediğim hatta bir miktar bana göre değil nidası eşliğinde ön yargılı olduğum bir seriydi. Değil kitaplar filmlerine bile büyük bir kayıtsızlık duymuştum hep. Fakat uzun zamandır beni tatmin edebilen bir fantastik esere ulaşamamış olmanın açlığı ve yaptığım akademik okumaların getirdiği bunalmanın katkısıyla fantastik alanda en çok ün yapan serilerden birine başlama kararı aldım. Sonuçları benim için şaşırtıcı oldu. Nasıl oldu da böyle tutuldum ve birkaç haftadır serinin esirliğinde kaldım hala inanamıyorum.
Daha ikinci kitaptaydım ve sınav haftası çalışmak yerine elimden bırakamıyordum adeta. Uzun zamandır kitapların bana yaşatmadığı bir arzu alevlendi içimde. Filmlerini bile hep yarım yamalak izlemiştim ve neredeyse hiçbir şey bilmiyordum. İyi ki de bilmiyordum. Böylece her sayfada, her bölümde ve kitapta gittikçe büyüyen bir merak vardı içimde. Ne olacaktı?
Seriyi dün sonlandırdım. Daha şimdiden nasıl dolduracağımı bilemediğim bir boşluk oluştu. Sağa dola bakıp devam etmek istiyorum ama daha sonra bittiğini hatırlıyorum tekrar.
Harry Potter’ın neden bilmediğim bir şekilde daha masumane ilerlemesini bekliyordum. Masumaneden kastım daha tozpembe bir dünya. *Spoiler* Fakat bir anda özellikle de favori kitabım olan Ateş Kadehi’nin ardından işler hızlı ve acımasız bir hal aldı. Hala bu kadar ölümün olmasının şaşkınlığı içindeyim. Öte yandan sonunda istediğim shiplerin gerçekleşmesi sanıyorum bir ilk benim için. Bu dünyayı tanımış olmaktan mutluluk duydum.
Harry Potter ve Ölüm YadigarlarıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 201623.3k okunma
Köylere ışık taşıyan insan: Eşekli Kütüphaneci
“Eşekli Kütüphaneci” Fakir Baykurt’un son eseri iken benim yazarla ilk tanışma kitabım oldu.
Kitabın baş karakterlerinden olan Dimitrios’un büyükannesi, mübadele dönemi Ürgüp’ten Yunanistan’a göç etmek zorunda kalmıştır. Dimitrios’ta bu yerleri gezmek, büyükannesinin ve büyükbabasının izlerini sürmek ister. Böylece yolu önce Aziz Baba ile sonra onun babası “Eşekli Kütüphaneci” Mustafa Güzelgöz ile kesişir.
“Köye kitap götürmek çöle çeşme götürmek gibidir” diyen Güzelgöz, kadın-erkek, genç-yaşlı, çoluk çocuk demeden onları kitapla tanıştırmak için bir sürü emek harcar. Araç olmadığından eşek ile kitapları köylere taşır. Güzelgöz’ün fedakarlıkları, karşılaştığı engeller hatta Türkiye’yi aşan başarıları da anlatılır kitapta.
Benim için 2022’nin son kitabını okurken, dili o kadar sade ve akıcıydı ki su gibi geçti. Oturduğum yerde 100 sayfası bitti. Hiç yormuyor, sıkmıyor.
Baykurt, hasta yatağında kitabın son düzeltmelerini yapmış ve ölümünden sonra basılmıştır.
ABD tarafından “Uluslararası İnsanlık Hizmetinde Gönüllü Takdirnamesi”ne layık görülen Mustafa Güzelgöz, 2005 yılında aramızdan ayrılmıştır. Maltepe Üniversitesi’nde bir heykeli de bulunmaktadır.
Böyle değerli bir insanla okurunu buluşturan Fakir Baykurt’a ve köylere ışık tanıyan Mustafa Güzelgöz’e teşekkürler, ruhları şad olsun.
