Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Sayfa 531
Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Sayfa 531Kitabı okudu
Reklam
durup kendimi tanımaya ihtiyacım var. yoksa sana kendimi anlatamam. yoksa seninle tamamlanamam. eksik yanlarımı unuttum çünkü. ne kadarım bilmiyorum. ne kadar yokum. nelere ağlarım, nelere gülüyorum. nerede uyuduğum, nerede uyanmak istediğim, gözlerimi kapattığımda ne düşündüğüm, hangi şarkıyı başa sardığım, hangi şiiri rastladığım her duvara
Selim Işık’ın inthar mektubu, Günseli’ye bıraktığı…
Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Sayfa 534 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İşte bu benim hayatım...
Şu anda gaz lambasının ışığında, beni dikkatle inceleyen, yazdığım her kelimeyi yalayıp yutan bir tavırla duvara yansıyan o uğursuz gölgeyle. Her şeyi benden çok daha iyi anlayan doğru düzgün konuşabildiğim tek şey, kendi gölgem. Beni konuşmaya zorlayan da o. Beni ancak o tanıyabilir. Beni mutlaka anlar. Yaşamımın özsuyunu _hatta acı şarabını demeliyim_ gölgemin o yanıp tutuşan boğazından aşağı döktüğümde, ona şunu söylemek istiyorum, "İşte bu benim hayatım!"
Duvara düşen gölgem, bedenimden çok daha yoğun, belirgin ve gerçekti. İhtiyar hurdacı, kasap, sütannem ve karım olacak o kaltak hepsi benim gölgelerimdi, içlerinde hapsolduğum gölgelerim. Feryat eden bir baykuşa dönmüştüm ama çığlıklarım boğazıma takılıyordu, kan pıhtıları halinde tükürüyordum onları. Belki de bu baykuş da benim gibi hastaydı, bu yüzden aynı şeyleri düşünüyorduk. Duvardaki gölgem bir baykuşa dönüşmüş ve öne eğilmişti, yazdığım her kelimeyi tek tek okuyordu. Her şeyi çok iyi anladığından eminim beni sadece o anlayabilirdi zaten. Göz ucuyla bile baksam gölgem beni korkutmaya yetiyordu.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
28 öğeden 21 ile 28 arasındakiler gösteriliyor.