Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
272 syf.
·
Puan vermedi
Türk Mektupları Yabancı bir elçi Devlet-i Aliyye topraklarına, Devlet-i Aliyye'nin kudretli padişahı kanuni Sultan Süleyman ile görüşmeye gelir. Yolda başından geçen olayları ve gözlemlerini mektup şeklinde ailesine yazar. Kitap bu mektuplardan oluşur ve dört mektup (yani dört bölümdür) mektuplar normal olarak kahraman bakış açısı ile yazılmış kitap haline getiren ve çeviren bu durumu bozmadığı için harika bir eser olmuş sanki mektuplar bize gelmiş de biz okuyor gibi hissediyoruz. Elçinin gelmesi zaman dilimi olarak şehzade Mustafa'nın katline denk gelir ve o acı olayı detaylıca anlatır. Payitahta geldikten sonra Kanuni ile görüşmek için nasıl Amasya civarına gittiğini, kendisine ve mahiyetine nasıl davranıldığını, ordugahı, askerin moral ve motivasyonuna kadar detaylı bir şekilde aktarır. Ülkenin haberleşme sistemi, yabancı tüccar ve yolcuların nerelerde ne şartlarda konakladığını hayranlık ile anlatır. Türk hanlarını o kadar beğenir ki " Sanki bir kraliyet sarayında ağırlandım " Diye açıklar. Ama genel anlamda bir Türk kini kitap boyunca mevcuttur. Arka arkaya iki yabancı yazarın hatıralarını okumak ve yapılan haksız eleştiriler bazen sinir bozuldu. Benim en çok şaşırıp takdir ettiğim yer ise Osmanlı halkının ev ve kıyaget yönünden sadece ve gösterişsiz oluşunu hayranlık ile anlatması oldu. Okunmalı hatta kesinlikle olunmalıdır. Bu kitabı okuduktan sonra bir de yurt dışı kaynaklarına baktım doğru söylüyor. Şiddetle tavsiye ederim iyi okumar.
Türk Mektupları
Türk MektuplarıOgier Ghiselin De Busbecq · İş Bankası Kültür Yayınları · 2011296 okunma
Korkularım vardı benim de en derininden muhakkak ama artık eskisi gibi kör bir zihniyete itaatkâr olmayacaktım.
Reklam
Gün olur, alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda. Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra. Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; Çiçekler gürültüyle açar; Gürültüyle çıkar duman topraktan. Gün olur, başıma kadar mavi; Gün olur başıma kadar güneş; Gün olur, deli gibi.
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
56 syf.
·
Puan vermedi
Merhabaaaa. Türk klasiği hayranı biri olarak hepsini okumaya niyet etmişçesine nerede ne bulursam okuyorum. Can yayınlarının bu lacivert klasiklerinde indirim yakalayınca birkaç Türk klasiği almıştım. Bu da onlardan biri. Kitap öykülerden oluşuyor. Beklentinizi yükseltmeden bir kahve içimlik sürede vakit geçmesi için okunabilir. Kadın erkek arasındaki ilişkileri anlatan öyküler var. Ben Türk klasiği seviyorum benim gibi seven varsa okuyabilir.
Fena Bir Gece
Fena Bir GeceHalid Ziya Uşaklıgil · Can Yayınları · 2021576 okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
Puslar İçinde - A. AY /Zaman yitik, sanki hiç yaşanmamış!
"Nasıl da istiyorum bir bilsen bir bardak su gibi başucunda olmayı." (s. 44) Hani zaman zaman canınız ansızın tatlı ister, tatlı krizine girersiniz, veyahut gece gece çiğ köfte yeme isteği gelir, yemeden bastıramazsınız, işte öyle bir anda geldi şiir okuma isteğim, ansızın, okumadan dinmezcesine. Hani der ya
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
: "Şiir yazma
Puslar İçinde
Puslar İçindeArif Ay · Muhit Kitap · 202058 okunma
Kostya, yazmışız, ya da sahnede oynamışız, fark etmez, anlıyorum ki bizim bu işlerde başta gelen şey, parıltı, şöhret filan gibi benim hayal ettiğim o şeyler değil, sabredebilme yeteneğidir... Kaderine katlanmasını bil ve inançlı ol.. İnanıyorum ben ve o kadar çok acı çekmiyorum şimdi... Bir görevim, bir amacım olduğunu düşündüğümde, hayattan korkmuyorum.
Reklam
Ben aşkı şiirlerde, romanlarda olduğu gibi bir parlak yaz gecesinin mehtabında başlayıp sabahında biten bir rüya addedenlerden değildim. Benim için sevmek bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti.
320 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Zamanı Durdurmanın Yolları
Matt Haig’in kitaplarında işlediği konuları çok seviyorum. Gece Yarısı Kütüphanesi’nde hayatımızın dönüm noktalarındaki tercihler üzerine yoğunlaşan yazar bu defa zaman mefhumunu irdeliyor. Konuyu işleyiş tarzını da çeşitli tarihlerdeki yaşamlar arasında günümüze, günümüzden geçmişe dönüşlerle çok heyecanlı hale getiriyor. Okuyucu kendine verilen
Zamanı Durdurmanın Yolları
Zamanı Durdurmanın YollarıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20226,7bin okunma
Kendime iyi bakıyorum. Ayrıca can benim canım değil mi, istediğim gibi bakarım. İnsan kendinin de hakkını verecek bu dünyada.
"Hiç kimsem yok," diye düşündü acıyla, "günün birinde köpek gibi geberip gideceğim ... canımı neyin yaktığını biliyorum, safrakesesi değil bu ... içimde büyüyen ölüm ... ben darbe yedim bir kere, artık hiçbir profesörün, hiçbir kürün yararı yok bana ... insan altmış beşinden sonra artık sağlıklı olamaz ... içimi neyin oyup deştiğini biliyorum, ölüm bu ... ve önümdeki üç beş yıllık ömür yaşamak olmayacak artık, ölmek olacak, sadece ölmek ... Zaten ben ne zaman yaşadım ki, ne zaman? .. kendim ... kendim için ne zaman yaşadım? .. Hayatım nasıl bir hayattı. Sırf para kazanmaya çalışmakla geçti, para, para, para ... hep başkaları için, peki şimdi ne faydası var bunun bana? .. Bir karım oldu, gencecik bir kızken evlendim onunla ve ilk ben sahip oldum, bana bir çocuk doğurdu; yıllarca aynı yatakta aynı havayı soluduk ... peki şimdi, şimdi nerede o kadın ... yüzünü tanıyamıyorum artık ... Benimle bir yabancı gibi konuşuyor ve benim hayatımı hiç düşünmüyor, ne hissettiğimi, ne düşündüğümü, acılarımı asla aklından geçirmiyor ... yıllar geçtikçe bana o kadar yabancılaştı ki... Nereye gitti, nerede o... ve bir çocuğum oldu ... büyüyüp yetişkin oldu ... ben de artık yeni bir hayata başlayabileceğimi düşündüm, kendimi layık gördüğümden daha parlak, daha mutlu bir hayata başlayacağım, ölümden uzaklaşacağım... ama kızım benden uzaklaştı ... geceleri gidip erkeklerle düşüp kalkıyor ... Tek başıma öleceğim ben, tek başıma ... Çünkü onlar için çoktan ölmüşüm ... Tanrım, Tanrım ... hiç bu kadar yalnız olmamıştım ... "
Reklam
"Şimdi şiir bence senin yüzündür Şimdi benim tahtım senin dizindir Sevgilim, saadet ikimizindir Göklerden gelen bir yadigâr gibi..."
Sayfa 93 - Destek
456 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Muhteşem üçlemenin son kitabı.
Esir Şehir üçlemesinin üçüncü kitabı. Baş karakter Kamil Bey 1. kitapta yurda dönmüş ve esaret altında ki İstanbul'un içler acısı durumuna şahit olarak bir şeyler yapabilmek adına milli mücadele saflarına katılmıştı. Birinci kitabın sonunda hapse düşen Kamil Bey'in 2.kitapta hapiste ayakta kalabilme mücadelesine şahit oluruz. Üçüncü
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,864 okunma
“İnsan ya muhtaçlık, mecburluk olmadan sevmeli yahut da benim senin gibi amansız, vurgun…” A. Arif
Benim bahçem gibi :)
"Arka taraftaki bahçeye nazır pencereler, çifte merdivenlerin sahanlıklarındaki ince uzun pencereleri, baştan başa mor salkımlıdır ve akşam güneşinde mor çiçekler arasında camlar birer ateş levhası gibi parlar..."
Düşünürsem, benim de hayatımın belli başlı dönemlerini, yediğim darbeler birbirinden ayırıyor. Bir tanesi, hiç kuşkusuz, lisedeyken suratıma basket topu yemem. Çok önemli gibi görünmeyebilir ama bu dünyada çevrede hüküm süren aptallıkla ilgilenmeden kendi yolunda gitmek gibi bir şeyin mümkün olmadığının idrakine ilk vardığım andır muhtemelen. Siz kendinizi dış dünyaya ne kadar kapasanız da, kimden geldiği belli olmayacak şekilde bir saldırıya uğrayabilirsiniz, üstelik bu saldırı cezasız kalabilir. Bu olasılıkla yaşamayı öğrenmek zorundasınız.
Sayfa 179 - APRIL YayıncılıkKitabı okudu
1.500 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.