Seni az tanıyorum…Az… Sen de farkettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime var ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi… Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
Bazen, benim için tamamen bilinmeyen nedenlerden dolayı, bir takvimi olsun isterdim. Hangi gün, ay ya da yıl olduğunu bilmediği gibi bir hisse kapılmıştım. En azından hangi yıl olduğunu bilmesi gerektiğini düşünüyordum. Bunun nesi yanlıştı? 1947'de olduğumuzu bilmesi onu incitmezdi.
Reklam
Ruhumun sularında ayaklarımı yıkıyorum, Temizliyor çamurlarını ayaklarımın. yapmamalıydım...yaptım ! yapmalıydım ....yapmadım ! yapsam mı... yapmasam mı.... bilemedim.... yaşlandıkça artıyor fiillerimdeki çelişkiler. şehir ,kadın ve eylemler ! özneme baskın çıktı, yarattığım tüm zamirler küçükken hep ;fötr şapkası olan erkekleri çok kibar
208 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
'İnsan, kendisiyle ne kadar dalga geçebilir, kendisini ne kadar ti'ye alabilir?' diye düşünürseniz, bu kitap o soruya tatlı bir cevap niteliğinde olmuş ;) Gülse Birsel kendini anlatmış :))) Arada da bazı sistematik kişiliklere dokundurmuş, diyebilirim. Elbette görünen, göründüğü gibi olmayabilir. Bizim esprili, hazır cevap, kendisiyle sınırsızca eğlenip, şakalaşan Gülse'mizin içinden neler geçiyor, kaplan gibi görünen cümleleri aslında bazen nasıl süt dökmüş kediye dönüşen bir hâl alıyor, hepsi bu kitapta toplanmış gibi geldi bana. Doğru kişiye, doğru saygı; yanlış kişiye doğru hitabını anlatıyor ve yine benim onu sevmem için gerçekçi sebepler sunuyor... Bu kitap ne anı kitabı, ne de söyleşi... Bu kitap Gülse Birsel'in iç dünyasını bizlere sunduğu ve olabildiğince sevgi dolu ve tatlı, ayrıca bir konudan başka bir konuya atlarken size hiç olmazsa tebessüm ettiren hikâyeler dizisi gibi geldi bana ;) Ya da nefes almalık bir anlatı...
Beni Gözünüzde Büyütmeyin!
Beni Gözünüzde Büyütmeyin!Gülse Birsel · Doğan Kitap · 2024108 okunma
Tüm sarışınların en sıcak sarılışı ondadır bana göre.. "Nereye gidecek tüm bu ayak basmışlığın tozları ? diye naralar mı atıyordu? Ama yok; kent ölümü özlemiş gibi şöyle seslendi ona: "Bir afet-i devranı almaya geldim: Sonsuzluğu armağan edeceğim sarışın sarılışına" Beyoğlu'nun yalnızlığındaki kalabalığında, Çicekler
496 syf.
4/10 puan verdi
Bu kitabı okumayı sürekli erteliyordum fakat bir yandan da okuma isteğim vardı. Kapağı ve ismi benim ilgimi çekmişti, hoş duruyordu. Bu sebeple tatlı bir romantik roman okuyacağımı düşündüm. Ne kadar okumak isteğim olsa da nedense elim bir türlü bu kitaba okumak için gitmiyordu ama okusam sevebileceğini düşünüyordum. Ne yazık ki yanılmışım.
Bir Kavanoz Aşk
Bir Kavanoz AşkKate Canterbary · Ren Kitap · 2023373 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.