Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
Teşekkür
Bu kitap, modern Türk milliyetçiliğinin ilk dönemini inceleyen bir eserdir. İslâm dinine, Osmanlılığa, devlet ve ülkesine yürekten bağlı güçlü Türklerin ateşli milliyetçiler olarak oldukça hızlı bir şekilde değişmeleri bu milletin kendisini bile düşündürmüştür.* Bu, Türk milliyetçiliğinin temelinin daha önceki devirlerde atıldığı fikrini
Reklam
Gammaz Yürek
Evet! -asabi- hep çok, çok, dehşetli asabiydim, şimdi de öyleyim, ama kim demiş deliyim diye? Bu illet duyularımı yok etmek, köreltmek şöyle dursun, daha da duyarlı kılmıştı. En çok da işitme duyumu. Yedi İklim dört bucak her şeyi işitiyordum. Cehennemden pek çok şey işitiyordum. O zaman nasıl deli olabilirim ki? Şimdi kulak verin bana! Ve görün
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Uzun sayılabilecek hayatıma altmış civarında eser sığdırdım. Abdülhamit Dönemi’ni, Birinci Dünya Savaşı’nı, İkinci Meşrutiyeti ve Cumhuriyet dönemini gördüm fakat hiçbirisini kitaplarıma koyacak kadar önemsemedim. Çünkü Aristoteles’in söylediği gibi “İnsan nasıl yaşamalıdır?” sorusu her olaydan daha önemlidir benim için. Hiç evlenmedim. Toplumun içine karışmak, bir edebi akıma dâhil olmak ya da gündemdeki olaylarla ilgilenmek; Heybeliada’daki evimde oturup örgü yaparak ölümü beklemekten daha değerli değildi. Zaten hastalık boyutuna ulaşmış titizliğimle huysuz bir ihtiyar olmuşken beni kimse istemezdi. Ve sonunda beklenen ölüm 8 Mart 1944’te zatürre bahanesiyle buldu beni.
Sayfa 13 - Ben Hüseyin Rahmi Gürpınar, Öldüm
Geri14
44 öğeden 41 ile 44 arasındakiler gösteriliyor.