Önemli bir meseleyi 3 defa tekrar etmek sünneti..
Benim bir hocam vardır rahmetli Sadrettin Yüksel. Yani şu memlekette Arap dil ve edebiyatında çok güçlü bir âlimdi, bir-iki sene önce vefat etti. Bir ibareyi üç defa tekrarlardı. Birinci defa okurdu, yüzüne bir mana verirdi. Ondan sonra iki kere kırık kırık mana verirdi. Ondan sonra üçüncü defada üstünden son bir dikiş geçerdi üç defa tekrarlardı. O işte yani karakterine daha ziyade takılarak bir ibareyi bazen üç defa tekrarlıyorum. Resûl-ü Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve sellem) de benim cümlelerim üç defa tekrarlanmak suretiyle karşıdaki insanın beynine o bilgiyi dantel gibi, kanaviçe gibi işlerdi.
Gerçekten seviyorsan, gerçekten inanıyorsan aşka, aşk bulacaktır muhatabını . Tıpkı benim seni bulduğum gibi... Aşk bilir ne zaman hükmünü vereceğini. Tıpkı benim seninle ilgili kararımı verdiğim an gibi...
Reklam
Sevgiden Ötesi Yalan
Ölüm değil beni korkutan! Boş bir yaşamın ardından varacağım “o” yer sıkıyor canımı. Nedir ki? Kırklı yıllar, ellili yıllar, billahi çok değil! Hele hele çizilen bu yolda bize hiç gelir. Ne beklersin yaşamdan “çorbacı? ” Ne bekler yaşam senden? İkiniz de tüketirsiniz hoyratça zamanı. İşte geride kalanlar sıkar biraz canımı...Yedi yaşında başlarsın
Yastığının Altında Muska Mektubu
yeni uyandım/ dünyada yeni uyanma anına benzeyen bir an var/ ölemediğin/ ama yaşamaya da devam edemediğin bir zaman/ yastığının altında bir muska, üstünde birkaç yıllık gözyaşı, kenarında hüzün tanelerinin olduğu bir kanaviçe/
Her kafadan bir ses çıkacak da biri diğerini tutmayacak. Oysa benim boşlukta sallanan hayalimden başka bir şey değil ölüm.
Mecnun'a, "Leyla ölmedi mi ?" derler. "Hayır, Leyla benim kalbimde yaşıyor, ölmedi. Leyla benim." diye karşılık verir.
Sayfa 191 - TimaşKitabı okudu
Reklam
yeni uyandım/ dünyada yeni uyanma anına benzeyen bir an var/ ölemediğin/ ama yaşamaya da devam edemediğin bir zaman/ yastığının altında bir muska/ üstünde birkaç yıllık gözyaşı/ kenarında hüzün tanelerinin olduğu bir kanaviçe/ ağlayarak uyanan kaç kişi kaldı/ ağlayarak uyanıyorsun çoğu zaman/ herkesin herkesten biraz almak istediği bu çağda/ sen
"Hayır hayır! Korkuyorum ölümden!! Boşa geçen bir yaşamın ardından nasıl gidilir oraya?! Özgürce çizmeliydim yaşamımı zor da olsa, özgürce ulaşmalıydım sona. Yalnızlıkla yaşansa... Kanaviçe gibi dokumalıydım, güzellikleri, gizemleri. Tüketmek için bunca acele ettiğimiz takvim yapraklarına... Onca hızla çevirdiğimiz akreplere, yelkovanlara... İçine gönüllü daldığınız o insafsız rutin çarka... Şöyle uzaktan bir baktığınızda, ne hissediyorsunuz? "Ne kadarı benim hayatım" diye soruyor musunuz? "Ne kadarını başkaları yaşamış benim yerime? Ya da ben başkalarının? "Aynadakinin ne kadarı benim, ne kadarı oynadıklarım?" ...
Merhaba #şiirtaşı#ademturan#okudumbitti#ozlemli_kitaplar#şiir##gulceylekitaplar#alıntı İki bölümden oluşmaktadır Ateş şiirleri ve Taş şiirleri AŞK VE ÖTESİ Kurşun kime gitsin şimdi,taş kime Taş kimin başına düşsün,kim çatlasın! Ateş böcekleri kanaviçe işlerken kan kıvamında, GoBülbüller ilân'aşk ederken bahçenin güllerine, Bu rüzgâr alıp
Başarının temelleri: niyet ve beklenti
Yaşamak için zaman kalmıyor! Ölüm değil beni korkutan! Boş bir yaşamın ardından Varacağım yer olması sıkıyor canımı. Nedir ki!? Kırk yıllar, elli yıllar, billahi çok değil! Hele hele çizilen bu yolda, bize hiç gelir. Ne beklersin yaşamdan Çorbacı?! Ne bekler yaşam senden? İkiniz de tüketirseniz hoyratça zamanı, İşte geride kalanlar sıkar
Sayfa 46 - Remzi KitabeviKitabı okudu
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.