Ne durum var, ne durağım
Bir yerde yoktur kararım
Hakk'a münacat etmeğe
Belli yerim yoktur benim
Sor durduğum yeri bana
Gelirsen gösterem sana
Bir zerrece Hak'tan ayrı
Gözüm nesne görmez benim
yaz başlıyor, ne fenalık / kar yağması yasak
metruk bir gecede otobüse biniyorum / büyük cesaret
yağ sızıyor ellerime zayıf ilahlardan / önemli teferruat
yanından geçtiğimiz ilk kadında ineceğim / çok zarif karar
o her kimse söylediklerimi yorumlayıp duruyor / olur o kadar
tohumgünüm diye değiştirilsin mayıs / ağlanılacak tek komedi
kar da yağmıyor / evet, evet, yaz başlayacak
cesaret gösterdim, ona gideceğim / tehlikeli saatlerde yolcu kaçak
söyleyeceklerimi ezberledim / oysa otobüs kurşun yağmuruna tutulacak
son kararım bu, yapacak bir şey yok / kadınlar seni hep unutacak
olacak o kadar, umarım ölmez / benim yorumladıklarımsa aramızda
herkesin trajedisi mevsimsizdir / sus artık, mayıs huylanacak
hangi omzu gaz pedalı, hangisi fren - bilmeden yasladım başımı
/
şoförü tanımıyoruz ama, bu gidişle ikimiz de müsait bir yerde vuracak
“Osmanlı ülkeleri bütün bütüne parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak. İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.”
— Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk'un 1. bölümündeki “Benim Kararım” adlı kısmından.