Selamlar, ben Leyla.
Ben bu yazarın dilini seviyorum, ne yazsa okuyacak gibiyim. O yüzden bu kitabına da bayıldım. Daha önce neden okumadım bilmiyorum. Misha’nın (erkek) kimliğini gizlemesi büyük saçmalıktı, ama gizlemeseydi de kitap olmazdı.
Ryen’ın (kadın) çektiği yalnızlığı anlıyorum. Okuldayken ben de çok zorbalığa uğrardım ve hiç arkadaşım yoktu. Büyüdüm, hâlâ yok; bazı şeyler ufak yaşlarda aşılanıyor sanırım. Ryen’ın amigo kız olması hoşuma gitti; sanırım en azından kötü hissettirse de başarmış. Benim Misha’m ya da Masen’im yoktu. Kitaplarım vardı; onlar da beni buraya getirdi.
Su gibi akıp giden ve yetişkin okuyuculara özel bir kitap. Ancak bu kadın, bir şekilde insanın sinir ucuna basmayı seviyor. Dikkatli olmanızı öneririm. Bana 2000’ler zamanında izlediğim Amerikan filmlerini anımsattığı için okurken ekstra keyif aldım.
Misha ve Ryen ilkokuldan beri mektup arkadaşlarıdır, ancak 7 yıllık süreçte birbirlerini hiç görmemişlerdir. Çünkü bu anonimlik ikisinin de ihtiyacı olan bir şeydir. Günün birinde Misha aniden mektup yazmayı bırakır. Ryen’ın mektupları artık hiç karşılık alamıyordur ve okula yeni başlayan Masen adında bir serseri Ryen’a zorluk çıkarmaya başlamıştır.