"İnsanlara iyilik yaptıklarında duyduğumuz sevgi, hata işlediklerinde duyduğumuz nefrete kıyasla öyle küçük ki, en kolayı hiçbir şey yapmamak, hiçbir şey söylememek ve hiç kimseyi sevmemek oluyor."
"Sömürü şartlarının kendi kendine sömürünün çözümünü yaratacağına dair tuhaf, kimsenin açıklamaya lüzum görmediği bir inanış var galiba - aksini iddia edince de karşındakini küçümsediğin ya da hor gördüğün düşünülüyor, erbilmişlik taslamak gibi. Ama ya şartlar çözümü yaratmıyorsa? Ya boşu boşuna bekliyorsak, ya insanlar uğradıkları eziyete son verecek araçlara sahip olmadan eziyet çekiyorsa? Ve o araçlara sahip olan bizler de eyleme geçenler eleştirildiği için bir şey yapmayı reddediyor oluyoruz. İyi hoş da, öyle olsa bile eyleme geçtim mi ki? Mazeretim çok yorgun oluşum ve aklıma iyi fikirler gelmemesi. Aslına bakarsan benim derdim hiçbir cevaba sahip değilken başkalarında bütün cevaplar yok diye ona buna gıcık olmam. Ben kimim ki başkalarından tevazu ve açıklık bekliyorum? Dünyaya ne faydam dokunmuş ki karşılığında bunca şey isteyeyim?"
"...sonuçta hepimiz öyle ya da böyle kendimize eziyet ediyoruz. Kimse bu şekilde yaşamak istemiyor. Ya da en azından ben istemiyorum. Başka türlü yaşamak istiyorum; ya da bir gün başkalarının başka türlü yaşayabilmeleri için gerekiyorsa ölmek istiyorum. Ama internette gezdiğimde uğruna ölünecek bir fikir göremiyorum. Oradan çıkan tek fikir, gözümüzün önünde gerçekleşen insanlık faciasını seyretmeye devam etmemiz ve en sefil, en ezilmiş olanların dönüp bize nasıl engel olacağımızı söylemesini beklememizmiş gibi geliyor."
"...sonuçta hepimiz öyle ya da böyle kendimize eziyet ediyoruz. Kimse bu şekilde yaşamak istemiyor. Ya da en azından ben istemiyorum. Başka türlü yaşamak istiyorum; ya da bir gün başkalarının başka türlü yaşayabilmeleri için gerekiyorsa ölmek istiyorum. Ama internette gezdiğimde uğruna ölünecek bir fikir göremiyorum. Oradan çıkan tek fikir, gözümüzün önünde gerçekleşen insanlik faciasını seyretmeye devam etmemiz ve en sefil, en ezilmiş olanların dönüp bize nasıl engel olacağımızı söylemesini beklememizmiş gibi geliyor."
"Bugün internette fazla gezindim ve canım sıkıldı. İşin kötüsü, aslında internetteki insanların iyi niyetli olduklarını ve doğru içgüdülere sahip olduklarını düşünüyorum ama siyasi dağarcığımızda yirminci yüzyıldan beri öyle hızlı ve derinlemesine bir çürüme oldu ki, bulunduğumuz tarihi âna anlam vermeye çalıştığımızda kendimizi abuk sabuk laflar ederken buluyoruz. Herkes anlaşılır bir şekilde belli bir kimlik kategorisine dört elle sarılmış durumda ama hiç kimse bu kimliklerin neyi içerdiğini, nasıl ortaya çıktığını ve ne amaca hizmet ettiğini ifade etmeye yanaşmıyor."