... Kuyucaklı Yusuf ile İnce Memed arasında da ilginç benzerlikler bulunduğunu söylemiştim. İşte bunlardan birkaçı: Kuyucaklı Yusuf da İnce Memed de babasızdırlar; ikisi de evlat edinilirler; ikisinin de sevdiği kızı zengin kötü adam oğluna (yeğenine) almak ister; Yusuf da Memed de sevgililerini kaçırırlar; ikisi de rakipleri olan erkeği silahlı bir çatışmada tabancayla öldürürler; ikisinin de karıları bir silahlı çatışmada ölür. İkisini de romanın sonunda yalnız olarak atını dağlara sürerken bırakırız.
Sayfa 107 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okuyor
Farklılıklar ve benzerlikler
İnsanlar arasında farklılıklar hemen göze çarpar. Cinsiyet, ten rengi, boy, giyinme tarzı gelenekler, dil farklılıkları gibi. Benzerliklerse, hemen fark edilmez. Onları bulabilmek için genellikle çaba harcamak gerekir. Göze görünmeyen ve bütün farklılıkların ötesinde insanları birleştiren şeyi bulmak, kimi zaman emek ister.
Sayfa 17 - Günışığı Kitaplığı
Reklam
352 syf.
·
Not rated
Empusyon yazarın Nobel Ödülü’nü kazandıktan sonra yazdığı ilk eseridir. Çevirmen Neşe Taluy Yüce’nin ön sözde genişçe yer vererek açıkladığı üzere esere çatı olarak Büyülü Dağ hakimdir. Konu, olayın geçtiği yer, ana kahramanın özellikleri bakımından Büyülü Dağ ile neredeyse birebir aynıdır. Ancak yazar Büyülü Dağ’ın üzerine mitoloji, gerilim dolu
Empusyon
EmpusyonOlga Tokarczuk · Timaş Yayınları · 202413 okunma
141 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 62 days
Kitaba ismini veren “Sırça Köşk” içindeki hikayelerden yalnızca biri, kendi yaptığımız dayanıksız köşklere yüklediğimiz anlamlarla kendimizi ne kadar zora soktuğumuz hangi pencereden bakarsan o yerden anlamlı olan bir hikaye. Hepsi bir birinden kıymetli fakat nedense beni en çok etkileyen bir hastalığın insanı ne derece çaresiz bırakabileceği ve insanın en çaresiz anlarda bile ondan fayda sağlamayı bekleyen insanların hep var olabileceğini gösteren “böbrek” hikayesi oldu. Aynı zamanda hem sırça köşk hem de koyun masalı bir nokta da benzerlikler bulutu altında anlamlandı benim zihnimde, ikisi de neye ihtiyacı olduğunu en baştan anlayan insanlar ve koyunların, karşısına çıkacak yanıltmacalara bu kadar kolay aldanamayacağını söylüyor…
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056.6k okunma
Tümüyle. Her parçasıyla," dediğinde söylemek istediği buydu. Din insanlar tarafından yaratılmadı. İnsanlar din tarafından yaratıldı. İnsanlar, Niteliğe yanıtlar yarattılar ve bu yanıtlar arasında kendilerinin ne olduğu hakkında bir anlayış da vardı. Siz bir şey biliyorsunuz, sonra Nitelik uyaranı geliyor, sonra da Nitelik uyaranını tanımlamaya çalışıyorsunuz, ama onu tanımlamada kullanmanız gereken şey, bildiklerinizden ibaret. Yani sizin tanımınız, bildiğiniz şeylerden oluşuyor. Yani o, sizin zaten bildiğiniz şeylerin bir benzeri. Öyle olmak zorunda. Başka türlü olamaz ve mitos böyle gelişiyor. Daha önce bildiklerinizin benzerleriyle. Mitos, benzerliğin üstüne benzerliğin konduğu bir benzerlikler yapısıdır. Bunlar bilinç treninin vagonlarını doldurur. Mitos, aralarında bağlantı bulunan tüm insanoğullarının kolektif bilinç treninin tümüdür. Her parcasıyla. Nitelik. treni yönlendiren raydır.
Her birimizde, hiç durmadan gelişen ve ancak hayatın büyük altüst oluşlarında sarsılan zekamız, alışkanlıklarımız ve kişiliğimiz konusunda benzerlikler vardır.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
"Birbirine benzeyen şey benzerlikler değil, farklılıklardır diyebiliriz."
Her insandaki benzerlikler ve ayrıcalıklarla eşsiz bir varlık olduğumu anlatabildiğimde ve bunu kabul edebildiğimde, kendimi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçebilir, böylece kendimi yargılamayı ve cezalandırmayı bırakabilirim.
Ma'rifetnamede aşağı-yukarı sekiz sahifede kadar tutan bu kıyafet bahsi, insanın bütün organlarını ihata etmektedir Evvelde söylediğimiz gibi, biz konuyu oldukça kısa tuttuk. Hamdullah Hamdi'nin yazdıklarıyla ı ile, İbrahim Hakkı 'nın yazdıkları arasındaki benzerlikler şaşırtıcıdır. İşte burun konu­ sunda İbrahim Hakkı'nın yazdıkları: Burnu uzun olanın anlayışı az . olur.. Burnunun ucu ağzına yakın olan adamdan sakın.
Sayfa 86 - Panama yayıncılık mayıs 2017Kitabı okuyor
Günümüzde insanlar, alışveriş edecekleri mekânlara sadece maddi ihtiyaçlarını karşılamak için değil, alışveriş merkezleri bir hayat tarzının merkezi olduğu için, alışveriş merkezleri bir hayat tarzı inşa ettiği ve hatta bireyi psikolojik açıdan rahatlatan bir inanç merkezine dönüştüğü için gitmektedirler. Hatta geleneksel dinlerin ritüelleri ile tüketici ve alışveriş in merkezi arasındaki ilişkilerde tesadüfi olmayan benzerlikler vardır. Bir dinin inanmışı ile hac nesnesi arasındaki ilişki bu benzerliklerden en göze çarpanıdır; tavaf etmek, el sürmek (mesh etmek), karşısında durup tefekkür etmek gibi. Bu benzerlikler arasında haftalık ibadet ritüelini de eklemek gerekir. Bireyler hafta da bir kez olsun alışveriş merkezine gitmeden bir rahatlayamamakta, arınamamaktadır. Bugünün dünyasında alışveriş merkezleri birer tapınak, tüketim kültürü de bir dindir, üstelik insanların tüm hayatlarını etkileyen, yönlendiren son derece kapsamlı ve derinlikli bir din. Bu tüketim dininde pazarın güzelliği ve çekiciliği ahlaki ve geleneksel dini değerlerle irtibatsızdır. Her şey bireylerin ona talep göstermeleri doğrultusunda bir fiyata sahiptir; çünkü her şey sonuçta tüketilmeye aday bir metadır. Bu pazarda her şey pazarlanır ve her şey tüketilir; insanın onuru, bedeni, dini değerleri, tarihi değerleri, geleneksel kutsalları, Allah, peygamber, Kâbe, cami, hac, umre, sahabe, ... ama her şey.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.