Sokrates'in Gemi Analojisi (Uzun biraz ama kusursuz benzetme)
❝Eğer ki deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin, geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin? Gemideki rastgele ve herhangi bir grup insan tarafından mı, yoksa deniz seyahatleri konusunda deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?” Ademantus’un cevabı çok açıktır: “Elbette ki ikincisi!” Sokrates’in cevabı ise manidardır: “Ülkemiz, bu gemi olsun. Peki, bu durumda nasıl olur da, bir ülkedeki rastgele insanların tamamının, ülkemizi kimin yöneteceğine karar verebilecek donanımda olduğunu söyleyebiliriz?❞
_İsa havarilerine, öleceğini ve 3 gün sonra dirileceğini söyledi. Onlar inanmadı. Bir bulut yaklaştı ve Tanrı: Oğlumu dinleyin dedi. _İsa, 2 körü iyileştirdi. Sonra isa'ya içine cin girmiş birisini getirdiler. İsa cini kovunca adam sevinçten göbek attı. _İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. _Kim
Reklam
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
İLAHİ İYİLİK
Sevgi sabırlıdır ve sevgi bağışlayabilir...ama Sevgi asla sevgisiz bir nesneyle uzlaşmaz... Bu nedenle asla günahımızla bağdaşmaz, çünkü günahın değiştirilmesi mümkün değildir. Ama Sevgi sizin şahsınızla bağdaşabilir, çünkü şahsınız değişip yenileşebilir. THAERNE, Centuries of Meditation, 11,30 Tanrı'nın iyiliği üzerinde düşünmeye
Sayfa 25 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
Düşünce evreninin tamamına uyarlanabilen "kültür" keli­mesi için Cicero ve Antik Roma'ya teşekkür edebiliriz. Cice­ro bu terimi, ruhun terbiyesini tasvir etmekte kullandı (cultura animi) ve bu benzetme ile toprağın sürülmesinin, yetiştirilen ürünlerin gelişimine ve kusursuz hale gelmelerine olan etkisini düşünüyor olmalıydı. Toprağa uygulanan yöntem, akıl için de pekala uygulanabilirdi.
Kişinin tam anlamıyla kusursuz bir otobi­yografik belleğe sahip olduğu sıra dışı bir durumu, "hipertimezi"yi ele alabiliriz. Böyle bir kişi, neredeyse hiçbir şey unutmaz. Geçmişinden herhangi bir tarih sorduğunuzda size o günkü hava koşullarını, neler yaptığını, ne giydiğini, kimleri gördüğünü söyleyecektir. Nörobilim alanı bu olgunun temeline (nöronal ve moleküler düzeye) inebilecek teknolojiye sahip olduğunda, bunun katmanlar arasındaki etkileşimin (katmanların birbiriyle sıra dışı bir hızla bağlantı kurması gibi) bir sonucu olduğu, neredeyse kesin olarak ortaya çıkacaktır. Toplumsal katmanlarla bir benzetme kuracak olursak, sanki moda tutkunları faz­la güç kazanmış ve son çılgınlıklarını doğrudan yönetim katmanına dayatıyormuş gibi bir şeydir bu. (Bu arada, her şeyi hatırlamak harika bir şeymiş gibi gelse de hipertimezisi olan kişiler, önemsiz olanı unut­ma becerisini de yitirmenin sıkıntısını yaşarlar. Honore de Balzac'ın bir zamanlar söylediği gibi: "Anılar yaşamı güzelleştirir ama yaşamı çekilir kılan, yalnızca unutmaktır:')
Sayfa 237 - DomingoKitabı okudu
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.