O gün masada nereden ve nasıl açıldığını hatırlayamadığım konu üzerine herkes insanları nasıl tanıdığını dile getirmişti. Ama işin aslında hepsi oldukları insanı bir başkasına benzetmeye meyil etmişti...
Vedat; '' Ben kötü insanı gelişinden tanırım! '' Demişti.
Yasemin; '' Ben iyi sessizliğinden tanırım! '' Demişti.
Aslı biraz gırgıra vurarak; '' Vallahi ben çapkın erkeği ilk görüşte tanırım! '' Demişti.
Cengiz; '' Yahu ben, sorumsuz insanı tavırlarından tanırım! '' Demişti.
Sıra bana geldiğinde ise, hepsi merakla bana dönünce ne diyeceğimi bilememiştim. '' Ben... '' Diyerek duraksamıştı'm. Kısa bir sessizliğin ardından devam etmiştim.
'' Ben'de yalnız ve kafası karışık insanları ilk görüşte tanırım! '' Demiştim. Cengiz bıyık altı sırıtarak '' Yapma yahu! Nasıl tanıyor muşsun peki? '' Diye sorunca, istifimi hiç bozmadan cevap vermiştim.
'' Kendimden tanırım, Cengiz... Kendimden! ''
Cevabım Cengiz'i fazlasıyla tatmin etmiş olacak ki, çıtı dahi çıkmamıştı. Onun yerine Aslı '' Bak, buna içilir işte! '' Diyerek kadehini kaldırmıştı...
Dilsiz Şair