Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berat Yönez

Berat Yönez
@beratyonez
Tıp Mühendisi
Karabük üniversitesi
Sivas
Sivas, 10 Ekim 1995
39 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Günümüzde şehvetin çoğu öz zevkini kaybetmiş, yerine psikolojik eksikliklerini rahat rahat giderebilecekleri bir özgürlük alanı olmuş. Çünkü toplumun şiddete ve öfkeye izin verdiği tek alan. Bastırılan her isteğin cinsellikte ortaya çıkmasının anlaşılmayacak bir tarafı yok. İnsanlara duyduğu derin öfkeyi, kini, kıskançlığı ve kibiri gibi derin travmatik olayları sex sırasında çok rahat gözlemleyebilirsiniz. Bu bahsettiğim belirtiler daha çok cinsel deneyim sırasında aktif olan ve yönlendiren taraf olurken, hayata ve insanlara duyulan pekişmiş korku, endişe, çekimserlik ise bu deneyimle birlikte daha pasif bir pozisyonda durmasıyla ön plana çıkar. Bazen dışardan bir insanın özgüvenli olduğunu görürsünüz fakat seks sırasında kontrolü partnerin de olmasını ister. Bu çelişki aslında özgüvenli olanın içinde yaşadığı ruh halinin temelinde endişenin ön planda olduğunu çıkarımını yapabiliriz. Bunun gibi çok çeşitli kombinasyonlar düşünülebilir. Sonuç olarak cinsel deneyim bizlerin ruhsal travmalarımızı ve durumumuzu ortaya çıkartan büyük bir göstergedir.
Reklam
Uzun uzun zaman önceydi fikirlerimin olgunlaşma çağıydı. Kendime, doğru şeyi düşünebilmeme rağmen neden uygulayamadığımı açıklayamazdım. Sinirlenirdim. İnsan sadece başkasına değil, kendisine de açıklama yapmayı beceremeyince öfkelenebiliyormuş. Bir abim buyurdu ki, insan geç olgunlaşan bir varlık değil, zamanı gelince olgunlaşan bir varlıktır dedi. Doğru olduğuna inandığın düşünceyi yüreğinde tutmaya devam et, bir gün mutlaka çiçek açacaktır dedi. İnsan ne kadarda tezcanlı dedim içimden. Doğru düşünceleri bulabilmek ayrı bir zahmet onun kalbe inmesi ayrı bir zahmet diye düşündüm. Offf offff diye iç çekerek hayat dedim, gerçekten çok zorsun. O da dedi ki, unutma her zorlukla beraber bir kolaylık vardır, her hal geçicidir, sen heybeni doldur sabırla. Gerçekten de o dönem bittiğinde mücadelemin tutarında değil daha fazlasını Rabbim, yüreğime ferahlık olarak vermişti. İnsan, "ben bunu hak edecek ne yaptım ki" diyor. Şimdi yeni mücadelelere yelken açıyorum. Yeni bir enerji yeni bir macera. Çünkü karşılığını alabiliyorum. Sadece benim istediğim zaman değil, O'nun istediği zaman. Tıpkı, bir çocuğun babasından bisiklet isteyip de, babası da ona bunun için biraz sabır etmeli ve ödevlerini yapmalısın demesi gibi. Babanın evladına bunu demesindeki sebepte yine evladı için olması ayrı bir duygu istediği bisikletten daha iyisini vermesi ap ayrı bir duygu. O çocuk buna inanıp, nasıl ödevlerine sımsıkı sarılmasın, nasıl zorluklara göğüs germesin ve nasıl babasını çok sevmesin.
-Bir insan bütün dünyayı güzelleştirebilir mi Zahar? -Hayır efendim. -Neden? -Çünkü buna gücü yetmez efendim. -Peki benim dünyamı güzelleştirebilir mi? -Evet efendim, güzelleştirebililir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanoğlu bir kere kötülüğe karşı iyi biri olmak için mücadele verdin mi, bu seferde iyiliğin kibiriyle mücadele etmek zorunda kalır. Şüphesiz kibir şeytanın en gözde günahıdır.
youtu.be/eKANhic0mFc?si=... Yeni şeyler güzeldir. Çünkü umut vaadeder.
Reklam
Deniz dalgalandı mı damlanın ne hükmü kalır.
İnsanı isyana sürükleyen şey çektiği acıları değildir. Acıların anlamsız olmasıdır. İnanç insanın hayatına anlam katar. O yüzden inanmalısınız. Birinin sizi sevebileceğine ya da sizin birini sevebileceğine... İnsanın ruhuna isyandan daha zararlı pek duygu bilmiyorum. O yüzden inanmak aklende inanmamaktan daha iyidir. Hele ki günümüzde güven problemi arşa ulaşmışken.
Bir Kez Gönül Yıktın İse Kıldığın Namaz Değil
Bir kez gönül yıktın ise Bu kıldığın namaz değil Yetmiş iki millet dahi Elin yüzün yumaz değil Bir gönülü yaptın ise Er eteğin tuttun ise Bir kez hayır ettin ise
Severim seni candan içeri Sözüm geçmez bu erkandan içeri Nere varır isem gönlüm dolsun Seni nereye koyam bundan içeri "Beni sorman bana ben bende değilem" Bir ben var bende benden içeri Beni benden alana ermez elim Yunus Emre
Aşırı yakınlıkta tıpkı aşırı uzaklık gibi bir perdedir. -İbnü'l Arabi
Reklam
İnsan bazen geçmiş travmalarıyla yüzleştim zanneder. Ama ta ki tekrar tetiklelene kadar, zannettiği her şey başına yıkılır. Kendisi hakkında tekrar bir hayal kırıklığı oluşturur. Bu travmaların kalıcı bir çözümü yok galiba. Sadece onun etkisini hafifletebilir insan. O yüzden biriyle bir yola çıkacaksanız bazı travmalarını kabullenip ona göre davranmanız gerektiğini bilerek çıkmalısınız.
Yeni bir gözlemimi burada paylaşıp yorumlamak istiyorum. Genelde anneler evlatlarının kendilerinden daha çok babalarını sevmesini ister. Bu bireysel nefse aykırı bir fikirmiş gibi gelebilir ama yine hizmet ettiği yer nefsidir. Karşı çıkmadan önce dinleyin. Bunu anlamak için önce tiksinme duygusunun tepkilerini bilmemiz gerekir. Tiksinti duyan
Sanatçı sanatının bilinmesini ister. İnsan eğer bir sanatçı ise attığı adım söylediği söz ve var olması bile bir sanattır ve bilinmek ister. Ne kadar çok bilinirse ne kadar çok tepki alırsa o kadar çok içgüdüsel amacına ulaşmış olur. Bu sosyal medya kuruluşlarının temel aldığı güdü budur: "Bilinmek istemek ve tepki almak". Sosyal medyanın beğeni butonları takipçi sayıları bu yüzden hepimiz için önemli bir gösterge, en önemsemiyorum diyen insan bile arada girip bakıyordur şöyle. Yenilmesi zor bir güdü kabul fakat ben yaradılış amacının bilinmek değil bilmek olduğunu fikrederim. Bilinmek, etkileşim almak insanda doyumsuzluğun vermiş olduğu hazdır, oysa bilmek açlığın vermiş olduğu hazdır. Açlığın hazzı doyumsuzluğun hazzından üstündür.
311 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.