Sanırım bugüne kadar kendime en çok yakın hissettiren, cümleleriyle defalarca duraklatıp düşünderen bu denli farklı bi kitaba rastlamamıştım ya da rastladıklarım içerisinde en özel yere sahip olan bu kitap oldu. Felsefi içeriği, zaman, ölüm, arayış, kabileler, yarımlık, aşk gibi konularıyla beni resmen içerisine daldırdı bu kitap. İlgisizliğin nasıl ölümü getirdiğini hatırlattı bana(Tıpkı Yaşar Kemal'in de bahsettiği gibi.) Düşündüğüm, aklımı karıştıran, "arayış"ımda ortak olan bir çok fikire rastladım. Ve sanki ne demek istediğimi daha derli toplu bi biçimde yazar kitabında anlatıyordu.
Biraz da konusundan bahsetmek gerekirse, biri başta biri sonda olmak üzere 2 uzun öykü ve bu öykülerin arasında bulunan kısa öykülerden oluşan bir öykü kitabı Mucizevi Mandarin. Çok farklı düşüncelere değinen, zeki bir yazar (Lire dergisi tarafından 'Geleceğin 50 Yazarı' arasında gösterilen bir yazar) aklının labirentlerinde bir yolculuğa çıkarıyor sizi. Sol gözü olmayan bir kadının yarım kalmışlığının hem fiziki hem ruhi sorgulayışını, zamanın üzerimizdeki etkisini, arayış içerisinde olduğumuz mekanları, İstanbul'u, Cenevre'yi, başkaldırmış bir kadını ve daha sonrasında ilgisizliğin, vurdumduymazlığın onu nasıl öldürdüğünü, kabilelerin sesine kulak verişinin, geleneklerini, dağlarını tanıtışını ve daha bir çok konusuyla beni tatmin eden son derece güzel bir kitaptı. Mutlaka tavsiye ediyorum, iyi günler :))