Bozkırın dehasından yine güzel bir öykü okumanın hoşluğu içindeyim. Aytmatov denince akla ne geliyorsa bu eserinde de onlardan var. Emek, halk, bozkır, toprak, bereket, umut, acı ve hayalkırıklığı...
Betimlemelerinden hiç bir şey kaybetmemiş bu eserinde. Yine insanı bozkırlara, uçsuz bucaksız toprağa, rüzgara, çimene, doğaya ait olan bütün güzelliklere götürüp bizzat yaşatıyor insana bu güzellikleri.
Aydın kesim yani okuyan kesimle halk yani çalışan okuyamayan ve dünyadan bir haber bir kesimin savaşımını da konu aldığı eserinde, aytmatov üslubu insana huzur vermekle kalmıyor ayrıca inancını ve hayallerini de paylaşırken okura destek oluyor.
Aytmatovun bu eserine 8 puan altı verenlerin de ayrıca ne amaçladıklarını anlayabilmiş değilim. Aytmatovu anlamayan, su gibi akan eserlerine kapılmayan insan ben kitap okuyorum diyemez.