Ferhan Abi'nin kendine has anlatımı ile Küba tarihiyle bezeli "Şans Kapıyı Kırınca" filminin anıları. 2005'te sinemada filmi izlemiş, oldukça da eğlenmiştim. Yıllar sonra çekim sürecini okumak, filmi izlemekten daha keyifli oldu. Manifest de yaptım okurken, inşallah yaza Küba'dayım. =)
Hacı KomünistFerhan Şensoy · Ortaoyuncular Yayınları · 2005759 okunma
Yine birtakım eğitimler ve kimyasallarla özel güçler kazanan çocuklardan biri olan uçan çocuk Ariel'in hikayesi, "Su Adamı" kadar etkilemedi beni. Kendince bir güzelliği var elbette ama olay örgüsü beni sarmadı diyeyim. Bilimkurgu deyince de İthaki bu arada. Çevirileri yormuyor, keyifle okutuyor kendini. =)
Hava Adamı ArielAleksandr Belyaev · İthaki Yayınları · 2021328 okunma
Şermin Hanım artık benim "ne yazsa okurum" listemin baş köşesinde. "Keşke bitmese" diye diye okudum. Ne güzel bakmış yine içimize. Bazen söyleriz derdimizi, bilirler ama anlamazlar. Bazen söylemeyiz, bilseler de anlamazlar diye. Nurten'den alıntı yapayım yine de: "Yeter bildiklerimiz be Ethem. Çok bilmek de iyi değil. Söyleme, bilmeyeyim." Bilince seni anlayacak insanlara söylemek lazım derdini. Onu kendine dert edinecek, sana omuz verecek insanlara... Allah karşımıza böyle insanlar çıkarsın, ne diyeyim.
Sorunun altındaki sorunu bulmak, çatlağı sıvamadan önce altyapıyı incelemek. Benim kitaptan aldığım mesaj bu oldu. Konu itibarıyla pek bana hitap etmedi ama Beyhan Hoca'yla sohbet etmek, onu dinlemek, okumak her zaman büyük keyif... Benzer konularda sürekli okumalar yapmak bir yerden sonra hafiften bıkkınlığa neden olabiliyor. O sebeple bir süre için psikoloji/kişisel gelişim türüne ara verip romanlarıma dönmeye karar verdim. =)
Senin Suçun DeğilBeyhan Budak · İnkılap Kitabevi · 20205,7bin okunma
Gerçekten çok etkiliyici ve herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Bağlanma modelinizin ne olduğunu öğrenip (güvenli bağlanmıyorsanız şayet) bunu değiştirmek için yapabileceğiniz şeyleri anlatıyor, önerilerde bulunuyor yazarlar. Oldukça etkilendiğim bir kitap oldu. Tavsiye ederim.
BağlanmaAmir Levine · Aganta Kitap · 20182,955 okunma
Partnerimizle yakınlaşmayı ihmal ettiğimizde kendi oksitosin salınımımız da azalıyor ve çevremizle anlaşmaya hazır olmuyor, çatışmalara karşı daha kırılgan oluyoruz.
Hakkınızı savunun, özür diler bir tavrınız olmasın. İlişki ihtiyaçlarınız meşrudur. Nokta. Farklı bağlanma stilindeki insanlar çekincelerinizi mantıklı bulmayabilir ama bunlar sizin mutluluğunuz için gereklidir ve onları kendinize özgü ifade etmek etkin iletişim için hayati önem taşır. Bu, özellikle kaygılı bağlanma stiline sahipseniz önemli bir nokta, çünkü kültürümüz ihtiyaçlarınızın çoğunun mantıksız olduğu fikrini destekler. Fakat başka biri için mantıklı olup olmaması mesele değil. İhtiyaçlarınız sizin mutluluğunuz için gerekli ve önemli olan da bu.
Kaçıngan biri olarak, genellikle mesafe ve ayrılık ihtiyacınızın farkında olmazsınız - gitme isteği duyarsınız ama nedenini anlayamazsınız. Bu his geldiğinde partnerinizi eskisi kadar çekici bulmamaya başladığınızı düşünürsünüz, bu durumda da zaten konuşacak ne kalmıştır ki? Karşınızdaki belli ki "o kişi" değil, o zaman bu acıyı neden sürdüresiniz? Fakat kendinizi birbiri ardına başarısız ilişkilerde bulursunuz, aynı döngüyü defalarca tekrarlarsınız. Kaçıngansanız, ilk adım çok yakınlaştığınızdaki alan ihtiyacınızı -fiziksel ya da duygusal- kabul etmek ve bu ihtiyacı ifade etmeyi öğrenmektir. Partnerinize çok duygusallaştığınızda yalnız zaman geçirmek isteyebileceğinizi, bunun onunla ilgili olmadığını, hangi ilişkide olursanız olun (bu kısım önemli) buna ihtiyacınız olduğunu önceden açıklayın. Bu onların endişelerini bastırır ve bağlanma sistemlerini bir şekilde sakinleştirir. Böylece size yaklaşmak için çabalamaya (ki bu sizi en rahatsız hissettirecek şey) çalışmazlar. Ayrıca partnerinizle kaçma-kovalama dinamiği dışında bir ilişki kurma şansınız olur.