"Müthiş bir Doğu-Batı sentezi!" derler sonunda; yokluğun dayattığı mecburiyetler, varlıklının gözünde böyle egzotikleşir, böyle arzulanır hale gelir işte.
“Bu bir eve varma hissiydi;temiz ve dinlenmiş olma;güvenli ama özgür olma;asla bir yere kaçmayan bir sevgi…insanı rahatsız etmeyen,canından bezdirmeyen bir sevgi.”
“Bir soru sormak yokuş aşağı taş yuvarlamak gibidir.Sen tepede oturursun ve taş yuvarlanır,başka taşlara çarpar,onlar da yuvalanır ve en sonunda bahçesinde oturan yaşlı birinin kafasına düşer.”