Evet, onlar da insandır! Pavlenko'lar, İvan'lar, Kostyük' ler, Vasil Dimitrovic'ler, Stepan'lar, belki bunu gülünç gö- recekler; ama nasıl görürlerse görsünler, ben eserimi tek- rar sakin bir dua ile bitirmek istiyorum. Romanımı kapa- tirken: "Allah'ım!" diyorum. "Onlar da insan! Acı onlara! Kendileri gibi, başkalarının da insan olduklarına inandır onları!"
Ötekiler, o hayvan gibi sürülüp götürülenler... Onlar da insandı!
Namaz, bizim kimliğimizdir.
Namaz, her gün 5 kere umudumuzu tazelemenin, hayallerimizi Sonsuz Kudret Sahibi'ne arz etmenin diğer adıdır.
" Namaz, günde 5 kere yapılan vücudumuzun virüs taramasıdır, bedenimize atılan formattır."
Bakın Allah'ın Resûlü (s.a.v.)'ne; daha küçücük bir çocukken hem annesiz hem babasız kaldı. Mekke'de çektiği çileler, Medine'ye hicreti, üç yıl boyunca aç susuz bir çölde yaşamak zorunda kalması... Bahsettiğimiz kişi Peygamber, arkadaş! Akrabalarının, arkadaşlarının tek tek şehit edildiklerini gördü. En önemlisi de nedir biliyor musunuz kardeşlerim? Efendimiz acıların en büyüğünü altı kere yaşadı. Evlatlarının altısını da dünyada iken elleri ile defnetti ve yatağında "Oh, mis!" diyerek ölmedi; acılar içinde, hastalık çekerek ağrılarından, acılarından dolayı bayılarak Rabbine kavuştu.