Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Berfin
Berfin
@berfland
İstanbul
Elazığ, 18 Mayıs 1999
49 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
•
Uzun zamandan beridir okuduğum en güzel fantastik serilerden biri olan Grishaverse’in son kitabı Çöküş ve Yükseliş’i de okuyup seriye veda ettim.
Öncelikle şunu söylemek isterim ki serideki en başarılı kitap, sonuncu kitaptı. Hem yazarın dilinin gelişmesi olsun hem karakterlerin daha oturmuş ve güçlenmiş olması olsun, kitaba artı bir puan kazandırdı benim gözümde. Çünkü önceki kitaplarda müthiş bir kurgunun yanında kahramanların liseye gidermişçesine yaptığı garip ve ergen davranışları okuyorduk. Bu da kitabı benim gözümde düşüren bir olaydı. Buna son verilmesi sevindirdi beni. Onun dışında kurgu yine çok başarılıydı. Her bölümü çok sürükleyiciydi. Hatta o kadar sürükleyiciydi ki son 200 sayfayı bir oturuşta okudum :)
Finali beni hüzünlendirdi. Spoiler vermemek adına nerede üzüldüğümü söylemeyeceğim ama bence siz de aynı şeyleri hissedeceksiniz :’)
Fantastik alanında benim önerebileceğim bir seri Grishaverse. 3 değil 30 kitabı olsa da okurdum. Ki zaten yazarın aynı evrende geçen ve ortak karakterler barındıran kitapları da var. Biraz fantastiğe ara verdikten sonra onları da okuyacağım.
•
Grisha serisinin ikinci kitabı Kuşatma ve Fırtına’yı bugün okuyup bitirdim. Şunu söyleyebilirim ki ilk kitabından kat be kat daha güzeldi.
Baş kahramanımız Alina, Karanlıklar Efendisi’nin eline bir kere daha düşer. Ama sürpriz bir isim onu kurtarır. Ravka’nın geleceğini ellerinde tutan Alina, gücünü toplamak ve belki de başa çıkamayacağı
•
Grisha serisinin ilk kitabı Gölge ve Kemik yaklaşık 10 sene önce basılmasına rağmen, seri özellikle son birkaç ayda maksimum popülerliğine ulaştı. Bunun en önemli nedeni de kitapların Netflix dizisi olarak uyarlanması. Ben de hem dizisinin çekilmesi hem de kitapların yeniden baskılarının yapılmasıyla seriyi almaya karar verdim.
Uzun süre
Okur Takip Önerileri
•
“Her şeyi bitirmeyi düşünüyorum. Bir kere insanın aklına geldi mi bir daha gitmiyor bu düşünce. Sürekli hatırlanıyor. Zihinde oyalanıyor. Hayata hükmediyor. Yapabileceğim pek bir şey yok. İnanın bana. Kurtulamıyorum bir türlü. İstesem de istemesem de orada. Yemek yerken. Yatakta. Uyurken. Uyandığımda. Hep orada. Her an.”
İnanın ben ne okudum bilmiyorum. Bu nasıl bir kitaptı böyle ! Sonunu tahmin etmeyi bırakın, sonu için düşündüğüm ihtimallerin bir tanesi bile tutmadı, teğet bile geçemedim. Ağzım açık bir şekilde okudum son sayfaları ve kitabı kapattım.
Aslında çok sıkıcı başlamıştı kitap. Bir çiftin ilk kez beraber yaptıkları bir yolculukta arabanın içinde konuştuklarıyla giriş yapıyoruz kitaba. Kızın bakış açısından okuyoruz ve bu kısımlar bana göre oldukça sıkıcıydı. Bu konuşmaların felsefi olan kısımlarında çok boğdu kitap beni. Aksiyon sahnelerini iple çektim. Hatta bir ara yarım bırakmayı bile düşündüm. Ama bırakmadım ve bunun en önemli nedenlerinden biri kitapta alttan alta verilen gerilimdi. Her an bir şey olacakmış hissiyle okudum kitabı. Gerilimin dozu da ilerledikçe arttı ve sonunda patlattı bi tane kafama
Ne söylersem söyleyeyim spoiler olur. O yüzden sonsuza kadar susuyorum Kitabı okuyacaklar yorumlara dikkatli bakın lütfen spoiler olmadığını söyleyenler bile spoiler vermiş Ama okuyun bu kitabı kesinlikle. Ben tesadüfen @bkmkitapcom indiriminde görüp almıştım, fiyatı da oldukça uyguna geldi bana. Hala kampanyada mı bilmiyorum ama öyleyse kapın bi tane ( Değilse de kapın )
•
Yine herkesin okuduğu ve benim okumakta geç kaldığım bir kitap
Körlük’ü okumadan önce konusuna bakmadım, kitabın yorumlarını okumadım. Biraz bodoslama daldım açıkçası. Bence iyi ki de böyle yaptım. Çünkü oldukça değişik bir kitap ve daha önce okumadığım bir tarzda yazılmış. Biraz sürpriz oldu açıkçası okuyunca. Saramago’nun yazım tarzı çok
•
Bu kitapla beraber Korku Okulu serisinin sonuna gelmiş bulunmaktayız. İlk kitabın yorumunu girerken söylemiştim. Çocukluğumda okuduğum ve çok beğendiğim bir kitaptı Korku Okulu. O zaman serinin devamını okumamıştım hatta haberim bile yoktu devamının olduğundan. Şimdi seriyi bitirince keşke küçüklüğümde devamını okusaymışım dedim. O zaman çok şey katabilirdi bana :)
Adeta bir erdemler kitabı Korku Okulu. İçinde o kadar güzel mesajlar var ki… Ve bunlar olabilecek en eğlenceli şekilde verilmiş okuyucuya. Zaten önemli olan da bu. Kimse hele de çocuklar eğlence olmayan bir şeye fazla tahammül edemez.
Son kitabımız aksiyon dolu. Korku Okulu’nun sırlarını açığa çıkarmaya çalışan meraklı bir muhabirimiz var. Ve bu muhabiri durdurmaya çalışan 5 öğrencimiz, bir garip okul müdiremiz, 1 gelinciğimiz, yaşlı bir bulldog ve onun sahibi olan hizmetlimiz var. Bu grubun başına son kitapta deyim yerindeyse gelmeyen kalmıyor. Söyleyeceklerim bu kadar çünkü gerisi spoiler olur :)
Her çocuğun beğeneceğini düşünüyorum bu seriyi. O kadar da iddialıyım bakın Güvenle alıp okutabilirsiniz çocuklarınıza, yeğenlerinize, kardeşlerinize.
•
Fobilerimizden kurtulmak sandığımız kadar da kolay değil. Düşüncelerimizde her şey yolunda gitse ve “ yea ben artık korkmuyorum” desek de, korktuğumuz şeyle karşılaştığımızda aslında hiçbir şeyin değişmediğini görürüz çoğu zaman. Nerden mi biliyorum? Kendimden. Ve kan vermeye her gidişimde daha yoldayken korkudan bayılmak üzere olmamdan :)
Kitaptaki kahramanlarımız için de bu durum farklı değil tabi ki. Korku Okulu’ndaki ilk yazlarını tamamladıktan sonra nispeten daha iyi olsalar da, aslında tamamen kurtulamamışlardır fobilerinden. Bunu fark eden okul müdürü Bayan Wellington, muhteşem dörtlümüzü okula geri çağırır. Korku Okulu’na dönmek elbette çok can sıkıcı bir şeydir. Ama oraya döndüklerinde karşılaştıkları sürprizler daha can sıkıcıdır. Aralarına 5. bir çocuk daha katılacaktır ve okula musallat olan bir hırsız vardır. Bu yetmezmiş gibi bir de okulu kurtarma göreviyle karşı karşıya kalırlar. Üstelik başarılı olamazlarsa ömür boyu fobileriyle yaşamak zorunda kalacaklardır.
Ara sıra çocuk kitapları okuyup piyasadaki “çocuk kitabı” karmaşası içinde ebeveynlere fikir olması için değerlendirmelerimi paylaşacağımı söylemiştim daha önceleri. Korku Okulu kesinlikle önerdiğim bir seri. Bu kitabı da ilki kadar başarılıydı. Hatta daha komikti. Bir büyük olarak benim sevdiğim bir şeyi eminim çocuklar daha çok sevecektir. Serinin son kitabını da ara vermeden okuyup artık bitireceğim bu güzellikleri. Açıkçası sonunu çok merak ediyorum.
Çocuk kitabı olmasına aldanmayın büyükler, siz de okuyabilirsiniz ve eminim benim kadar seveceksiniz :)
Seneler önce kitapçılarda görüp inatla almadığım ama deli gibi de merak ettiğim bir kitaptı Asi Melekler. Bir kaç ay önce öylesine gittiğim bir sahafta kitaba denk gelince almaya karar verdim. Verdiğim nadir iyi kararlardan biri oldu
Konusunu okuyunca ve kitabın kapağına da bakınca gençliğe yönelik klasik fantastik kitaplardan biri gibi görünüyor. Ancak ben bu kitaba fantastik imgesini yakıştıramadım bir türlü. Bunda yazarın dini, sanat tarihini ve aksiyon sahnelerini çok iyi kullanmasının etkisi olduğunu düşünüyorum. Kurgu çok başarılı ve sürükleyiciydi. Sadece kitabın ilk 100 sayfasında yer yer tarihsel anlatımlar vardı ve bu kısımlar bir tık tempoyu düşürüyordu. Ama kitabın geri kalanı su gibi aktı gitti.
Kitabı okuduktan sonra yaptığım bir araştırmayla 2. Kitabı olduğunu da öğrendim. Kitaplar artık basılmadığı için 2. el olarak aldım devam kitabını. Keşke yeniden basılsa ve bu kadar iyi yazılmış bir kitap hak ettiği değeri görse sevgili @dogan_kitap .
Bu sene okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Meleklere, tarihe, aksiyona meraklıysanız bu kitabı seversiniz. Vıcık vıcık aşk sahnelerinin olmadığı ve gerilimin her sayfada giderek arttığı bu kitabı sizlere de öneriyorum.
•
“Bugünün dostları yarının düşmanlarıdır. “
1525 sayfalık Monte Cristo Kontu maceramın sonuna geldim ve kitabı bitirdim. Ben ne okudum böyle inanın bilmiyorum.
Bir kitap karakteri size nasıl bu kadar şey öğretebilir? Hayatınızda ne kadar iz bırakabilir? Ne kadar etkileyebilir bir karakter hayatınızı?
Bu kitabı okuduktan sonra bu sorulara
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202026bin okunma
Işıl Işık’ı pek çoğumuz gibi Youtube videolarından tanıyorum. Korku içerikli bir kanala sahip olan yazarımız, paranormal olaylar, açıklanamayan gizemler, şehir efsaneleri vb. olayları işliyor kanalında. Bana göre oldukça da başarılı. Yeni kitabının çıktığını duyunca, nasıl bir hayal dünyası olduğunu merak ederek sipariş verdim. Şunu söylemeliyim ki Youtube’daki başarısını yazarlıkta da göstermiş Işıl :)
Kitap korku - polisiye türünde. Polisiyeyi çok fazla sevmesem ve çoğu kitabı bu konuda klişe bulsam da bu kitaptaki polisiye kısmı oldukça başarılıydı.Bunda korkuyla çok iyi harmanlanmasının da etkisi büyük tabi ki. Paranormal olaylarla başlayan kitabın sonu öyle bir noktaya çıkıyor ki asla tahmin edemezsiniz. Ben de tahmin edemedim ve şok oldum. Çok ince bir zeka ve kurgu. Açıkçası beklentim de öyle fazla değildi ve ters köşeye uğradım. Kitabın dili de oldukça sade ve akıcı. Basımında da herhangi bir problem yok, imla hataları içermiyor. Yani kısacası dört dörtlük bir kitaptı.
Yanlış anlamadıysam kitabın devamı gelecekmiş ve 3 kitaplık bir seri olacakmış. Kitabın sonu da zaten devama açık bir şekilde bitti. Umarım da gelir. Yazarı ve bu kurguyu biraz daha okumak isterim. Sizler de bu türe ilgiliyseniz gönül rahatlığıyla alıp okuyabilirsiniz.
Bir kaç aydır Fransız edebiyatına yönelik okumalar yapıyorum. Notre Dame’ın Kamburu ile başladığım yola Monte Cristo Kontu ile devam ediyorum ve şunu söylemeliyim ki Fransızlar bu işi biliyorlar.
Notre Dame’ın Kamburu’na hayran kaldığım gibi bu kitaba da hayran kaldım. Hem dönemin Fransa’sı hem o dönemdeki yerel halkın durumu detaylıca anlatılmış. Kişiye oldukça yüksek genel kültür sağlayan bu olayların anlatımıyla beraber akışta olan ana olay ise hiçbir yoruma ihtiyaç duymuyor. Alexander Dumas kesinlikle çok zeki bir yazar çünkü bu entrikaları, bu bilgi parçalarını ilmek ilmek işlemek kolay bir şey değil.
Kimi zaman tuğla diye adlandırdığım canım kitabım 760 sayfa. Ama bu kalın kitabın tek bir sayfası bile sıkıcı, boğucu değil tam aksine okuduğum en akıcı kitaplardan biri.
Kitap 2 ciltten oluşuyor. 2. Cildi de ilki kadar kalın :) Açıkçası bu duruma seviniyorum çünkü şu an ilk cildi bitirmiş olmama rağmen aklım hala kitaptaki olaylarda. Biraz daha bu dünyayı okuyacağım için mutluyum.
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202026bin okunma
“Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini yatağında kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu.”
Kitabın bu ilk cümlesini, kitabı okumamış bile olsanız bir yerlerde görmüş bir yerlerde duymuşsunuzdur. Gregor Samsa illa ki karşınıza çıkmıştır. Ben de sürekli karşıma çıkan bu cümleye kayıtsız kalamayarak
Herkes bir şeylerden korkar. Misal ben kandan korkarım. Kitaptaki karakterlerimiz yani Madeleine, Theo, Lulu ve Garrison da sırasıyla olmak üzere böceklerden, ölmekten, dar alanlardan ve büyük su kütlelerinden korkmaktadır. Hayatlarını korkularına göre düzenleyen ve hayatı hem kendilerine hem de ailelerine zehir eden bu 4 karakterimiz, kendilerini Korku Okulu’nun 6 hafta sürecek yaz programı içinde bulurlar. Bu garip, ürkütücü ve varlığını herkesin sır gibi sakladığı okul, senelerdir fobileriyle yaşamakta olan çocuklara iyi gelip gelmeyeceğini kitabın sayfalarında okuyoruz :)
Orta okuldayken okuyup çok sevdiğim bu kitap, kimliği bilinmeyen kimseler tarafından kitaplığımdan uçurulmuştu :) Çocukluğun verdiği umursamazlıkla kitabımın nerede olduğunu sorgulamayan ben, bu olaydan 10 sene sonra yani 21 yaşındayken kitabımın nerede olduğunu sorguladım ve bulamayınca da neden tekrar almayayım ki dedim :) Tek kitap olarak bildiğim Korku Okulu’nun 3 kitaplık bir seri olduğunu da öğrenince hepsini sipariş ettim ve küçükken bayıla bayıla okuduğum bu romanı seneler sonra tekrar okudum ve yine bayıldım :)
Kitabımız, çocuk kitabı kategorisinde yer alıyor. Oldukça eğlenceli, komik ve bir yandan da macera dolu olan bu kitabı, küçük arkadaşlarımın da seveceğine eminim. Günümüzde binlerce rafı dolduran çocuk kitaplarının arasında kaybolan ve çocuklarına hangi kitabı alacağını bilemeyen ebeveynlere duyurulur :)
Kabus gibi bir dünya, geceleri insanlara karabasan gibi çöken çeteler, kaosu durduramayan hükümet...
Böyle karanlık bir ortamda, hikayemizi anti- kahraman Alex’in ağzından dinliyoruz. Alex de geceleri terör estiren çetelerden birinin başı ve tam anlamıyla bir serseri. O ve çetesinde bulunan diğer 3 kişi; adam soyma, yaralama,
•
Sisle Gelen Yolcu | Jean Christophe Grange
•
Bugüne kadar okuduğunuz tüm polisiye - gerilim romanlarını unutun ! Çünkü Grange daha iyisini yazana kadar, en iyisi bu!
•
Kitabımız geceyarısı bir tren garında bekçilerin başı boş ve hafızasını kaybetmiş bir adam bulmasıyla başlıyor. Polisler adamın hafızasını kaybettiğini
•
Haruki Murakami’den okuduğum ilk kitap olan Tuhaf Kütüphane, adından da anlaşılacağı üzere oldukça tuhaf bir öykü kitabı.
•
Amacı kütüphaneye gidip hem ödünç aldığı kitapları teslim etmek hem de yeni kitaplar almak olan kahramanımız, görevlinin yönlendirmesiyle kendini kütüphanenin daha önce varlığını bile bilmediği bir bölümüne giderken bulur. Burada onu bekleyen şeyler oldukça “tuhaf”tır.
•
Kitap 62 sayfadan oluşan oldukça ince bir eser. Yazı puntoları da büyük olduğu için oldukça kısa bir sürede bitirilebilir. Ayrıca kitapta yer alan illüstrasyonlar da hem ürkütücü hem de çok etkileyici.Bir yandan okurken bir yandan da dikkatli bir şekilde bu çizimleri inceledim ve açıkçası hayran kaldım.
•
Kitabı genel olarak ürkütücü buldum. Özellikle de gerçek hayatla bağdaştırdıkça daha da ürkütücü bir hâl aldı. Ama bu durum kitabı daha çok sevmeme yol açtı. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve kısaydı ama beklediğim, umut ettiğim etkiyi buldum. İnsanların bu kadar okuyup beğendiği Murakami’nin kalemini ben de öğrendim sonunda. Bu kitabı beğenmemle diğer kitaplarına olan merakım da arttı. Yakın bir zamanda başka bir kitabını daha okumayı düşünüyorum. Bu kitabı herkesin beğenmeyebileceğini düşünmekle beraber sizlere de öneriyorum
•
Jane Austen ile tanışmam lise yıllarında okul kütüphanesinden aldığım Emma isimli kitabıyla olmuştu. Okuyup çok beğenmiştim ve nispeten daha çok bilinen ve sevilen kitabı Aşk ve Gurur’u da alıp okuyayım diye düşünmüştüm ama görüyorsunuz ki bunu ancak 6 sene sonra yapabildim :)
Karakterler, betimlemeler, diyaloglar, o
Yürek Burgusu - Henry James
🕯
Genç bir mürebbiye, henüz mesleğinde yeniyken karşılaştığı bir iş ilanı sonucunda Bly Malikanesi’nin zengin sahibiyle iş görüşmesine gider. Ondan istenilen şey aslında basittir. Zengin iş adamının, annesi ve babası ölmüş iki küçük yeğenine öğretmenlik yapması. Tek bir şartla... Kız ne olursa olsun amcalarını rahatsız
Ustam ve Ben - Elif Şafak
16. Yüzyıl...Kanuni Sultan Süleyman hükümdarlığındaki Osmanlı İmparatorluğu... Sultana Hindistan’dan hediye olarak gönderilen beyaz fil Çota ve sırlarla dolu bakıcısı Cihan...
Cihan, Çota ile beraber İstanbul’a geldiğinde daha 12 yaşındaydı. Ailesinden, evinden çok uzaklarda olan fil ile filbaz, artık
Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Guy Montag bir itfaiyeciydi. Ancak itfaiyeciler yangını söndürmek yerine yangını başlatıyordu. Yananlar ise kitaplardı. Bu karanlık,televizyon ve teknoloji çağında kitap okumak ve kitap bulundurmak yasaktı çünkü. Ve itfaiyecilerin görevi de bu yasakları çiğneyenleri bulup kitaplarını yakmaktı. Bu hayatından memnun
Oldukça zengin bir ailenin oğlu olan ve ailesi tarafından çok sevilen Daniel, kendine bir ev bakmak için tesadüfen girdiği bir emlak ofisinde, orada çalışan Cherry ile tanışır. Cherry ise Daniel’ın aksine maddi zorluklarla büyümüş, bu zorluklar yüzünden üniversiteye gidememiş ancak hırslı ve zeki olduğundan kendini internet ve
Buram buram tarih, aşk ve nefret kokan bir roman olan Notre Dame’ın Kamburu, şair Pierre Gringoire’nin talihsiz bir akşamdan sonra sokaktaki şenliklerde yaşadıklarıyla başlıyor. Bu şenliklerde güzeller güzeli Esmeralda’nın ortaya çıkmasıyla, kitabımızın ana karakterleri Esmeralda’nın peşinden birer birer ortaya çıkıyor. Uzaktan
Anadolu Korku Öyküleri 1
.
6 farklı öyküden oluşan Anadolu Korku Öyküleri, Amerikanvari korku hikayelerinden sıkılan ve geleneksel bir yön arayan okurlar için biçilmiş kaftan. Küçükken nenelerimizden, dedelerimizden dinlediğimiz korkutucu öykülerin esintilerini içeriyor.
.
Kitabın beni çok korkuttuğunu söyleyemem ama bu benim çok uzun zamandır izlediğim, okuduğum, dinlediğim korku ögelerinin fazlalığından kaynaklanıyor.
.
Kitaptaki her öykü kesinlikle çok güzeldi ama beni hem kurgusu hem de sonuyla en çok Demokan Atasoy’un yazdığı “Kuyu” etkiledi. Tam bir geleneksel korku öyküsüydü ve çok başarılıydı.
.
Bu türden hoşlanıyorsanız kesinlikle önerimdir. Bu serinin öykülerden oluşmuş 2 kitabı daha var ve en kısa zamanda onları da okumayı dört gözle bekliyorum.
Siyahlı Kadın | Susan Hill
Genç bir avukatken iş için İngiltere’nin ücra bir köşesine gönderilen Arthur Kipps, ıssız bataklıklar ortasındaki karanlık Eel Marsh Evi’nde geçirdiği korkunç günleri şimdiye dek kimseye anlatmadı. Ona kalsa anlatmak bir yana, yaşadıklarını anımsamak bile istemezdi ama zihninin derinliklerine sürgün ettiğini sandığı hikaye artık dile getirilmeyi talep ediyordu. Böylece Arthur, ruhunun kuytu köşelerime gizlenen şeytanları çıkarmak için Eel Marsh Evi’nin, evin yapayalnız ölen sahibi Alice Drablow’un ve onun korkunç sırrının hikayesini yazmaya başladı.
Pek kimse tarafından bilinmeyen ama muhteşem bir roman olan Siyahlı Kadın, korku-gerilim türünde bir başyapıt. Kitaptan esinlenilerek çekilen filmini izlemiştim en başta ve filmi çok beğenip araştırdığımda kitabının da olduğunu ve hatta Türkçe baskısının da olduğunu görmüştüm. Uzun bir zamandır bu kitabı istiyordum sonra Nadir Kitap’ta bulunca hemen aldım ve bazı farklılıklar olmakla birlikte filmi kadar kitabını da çok beğendim. Hatta kitabı daha çok sevdim.
Kitabın kapağı filmden esinlenilmiş ve anlaşılacağı üzere filmde Arthur Kipps rolünü Daniel Radcliffe oynuyor. Filmini neden bu kadar beğendiğimi anlamış oldunuz burdan da
Tüyleri diken diken edecek ve sanki kitap okuyormuş gibi değil de film izliyormuşçasına sürükleyecek bir korku romanı arıyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum. 2011 yılında basıldığı için şu an güncel baskısı yok ama Nadir Kitap ve bu tarz ikinci el kitap satan sitelerde kitabı çok uygun bir fiyata bulabilirsiniz
Final | Becca Fitzpatrick
(Spoiler içerir!)
Hank’in Nora’ya yıktığı Nefil ordusuna liderlik etme sözü, Nora’nın hayatını tamamiyle değiştirecektir. Nefiller, Nora’nın Düşmüş Melekler ile olan savaşı bir an önce başlatmasını beklerken Nora’nın ne orduya liderlik etmek ne de savaşı başlatmak gibi bir düşüncesi vardır ama orduya liderlik etmek zorundadır yoksa sonuç ölüm olacaktır. Her ne kadar uzak durmak istese de Nora bu dünyanın içine çekilecek ve gücün tadını aldıktan sonra dahasını da isteyecektir. Sonunda Patch’i kaybetme riskinin de olduğu savaş yaklaşıyordur ve Nora bir karar vermek zorundadır.
Hush Hush serisinin son kitabı olan Final’i de bitirerek seriyi tamamladım. Sanırım seride okuduğum en kötü kitaptı Çok zorlama yazılmış. Yine aynı aksiyon ve gizem vardı ama bu kitapta tat vermedi açıkçası. Çok tahmin edilebilirdi ki önceki kitaplarda bu olmamıştı. Vee’nin kitabın sonunda nefil çıkması tamamen saçmalıktı ve öylesine yazılmış gibiydi. Patch yine bildiğiniz gibi süperdi. Kitabın son kısımlarında biraz duygusallık da vardı ve o kısım en iyi bölümdü kitapta.
Genel olarak seriye bakarsak kesinlikle okunmaya değer. Son kitabı biraz zorlama olsa da Nora ve Patch iyi bir ikiliydi. Gençlik romanları okumayı sevenler için biçilmiş kaftan.
Sessizlik | Becca Fitzpatrick
Tam her şey yoluna girdi denilirken Nora, Kara El tarafından kaçırılır. 3 ay boyunca hapis tutulan Nora, bir gece mezarlıkta uyanır ve ne nerde olduğundan ne de oraya nasıl geldiğinden haberdardır. Son 5 ayda yaşadıklarını hatırlamayan Nora, Patch’i de kapsayan bu hafıza kaybını her aşmaya çalıştığında eli boş döner. Annesi ve Vee’nin de bir şeyler gizlemesiyle hayatı iyice karmaşıklaşmaya başlar. Ama gördüğü rüyalar ve gerçek hayatta karşılaştığı bazı olaylar Nora’yı bir kabusun içine sürükleyecektir.
Serinin 3. kitabında tempo hiç düşmüyor tıpkı öncekilerde olduğu gibi İlk 2 kitapta olaylar hep Nora’nın dışında gelişiyordu ve biz sadece Nora’nın bunları öğrenmesini okuyorduk ama bu kitapta O’nun da işin içine girmesiyle asıl güzel kısım başlamış. Nora’nın ondan sakladıkları şeyleri teker teker öğrenmesi ve bunların sonunda yine pervasız hareketler sergilemesi inanılmaz tabi ki Nora’ya gıcık olarak geçirdiğim bazı kısımlar dışında harikaydı kitap. Serinin her bir sonraki kitabında gerilim daha çok artıyor.
Seriyi bitirmeme son bir kitap kaldı. Bütün bu olayların sonu nereye bağlanacak çok merak ediyorum. En yakın zamanda son kitabını da okuyup, paylaşacağım
Hala Zamanımız varken ️ Josie Silver
“Laurie, ilk görüşte aşkın sadece filmlerde olduğuna emindi. Ancak karlı bir aralık akşamı, otobüsün buğulu camları ardından genç bir adam gördü. Göz göze geldiler, Laurie’nin kalbi duracak gibi oldu ve ... otobüs yoluna devam etti.”
Bu Laurie’nin Jack’i ilk görüşü olacaktı ama son da olmayacaktı. Bundan habersiz bir sene boyunca Laurie,yeniden görebilmek için umutla her otobüs durağında, kafede, parkta Jack’i aradı ama bulamadı. Ve bir yılın sonunda, en yakın arkadaşı Sarah, Jack’i kendi sevgilisi olarak tanıttı Laurie’ye. İşler bundan sonra karmaşıklaşmaya başladı. En yakın dostuyla, aşkı arasında kalan Laurie’nin atacağı bir adım bile her şeyi mahvedebilirdi.
Bir Jack’in ağzından bir Laurie’nin ağzından 10 seneyi dinliyoruz kitapta. Yapılmaması gereken şeyler, yapılması gereken şeyler, hayalkırıklıkları ve aslında olmaması gereken bir aşkın hikayesi ancak bu kadar güzel olabilirdi . İnsanların sırf birbirini kırmamak, incitmemek için neler yaptıklarını görünce “ah be” dedim. Tam bir romantizm ve dram birleşmesiydi. Mis gibi bir aşk hikayesi okumak istiyorsanız hepinize öneriyorum.
“Ben, Helios’un kızı, Aiaie cadısı Kirke. Hayatım boyunca trajedinin beni bulmasını bekledim. Bulacağımdan hiç kuşkum yoktu çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum, isyanım ve gücüm vardı, yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar. Ve bir gün,artık bu dünyaya dayanamayacağım, diye düşündüm.Bunun üzerine denizin
