Görülüyor ki dillerin kelimeleri değil fakat sesleri millidir, her dilin kendi iç ve dış mûsikîsi millidir.
Türkiye'de bir türlü dikkat edilemeyen, büyük dil hakîkati budur. Hiçbir medeniyet dilinin bütün kelimeleri milli olamaz, fakat "sesi" mutlaka milli olur.
Bir de mimarisi milli olur.
Yâni, kelimelerin yan yana gelmesinden doğan söz istiifi, bu yan yana gelişlerin yarattığı ifâde âbidesi millidir. Kısaca, "cümle yapısı" millidir. Meselâ Türkçe "fâil + mef'uller + fiil (özne + tümleçler + yüklem) sıralanışındaki büyük "mantık millidir".
Devrik cümle milli değildir.
O kadar ki Türk ancak telaşlandığı, dili dolaştığı, acele konuşmak zorunda kaldığı, kısaca "şaşırdığı" zamanlar devrik cümleyle söyler.
Zamanımızdaki "devrik cümle"bolluğu da böyle bir şaşkınlığın ifâdesidir.
Belki düşersin oğlum, dedi. Hatta belki de ölürsün. Ama düşün, insan her an ölebilir. İstediğine kavuşmak istiyorsan düşmeyi de, ölmeyi de göze almalısın. Senin yapman gereken şey hesap.
"Cıvık heriflere öldürttüğün leşi atlayıp nereye gidebilirsin? Suikastle ele geçirdiğini, suikastla geri alırlar senden... Arada, işlemek zorunda kalacağın en rezil suçlar da cabası..."