Berîtan

Birdenbire onun bütün hakim olma çabasının aslında bir yararlı olma isteği olduğunun bilincine vardı.
Reklam
Eğer bana uymasaydı, ona verdiğim rolün dışına çıksaydı, o zaman bir başkasını aramam gerekecekti, gözlerimi kapar oradan kaçardım.
Kadına her zaman, kocası yanına geldiğinde kendisine de onunla birlikte bir yaşam enerjisi akıyormuş gibi gelirdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mükemmel bir daire çizilemeyeceği gibi,  Aklın ve tecrübenin de insanı idaresi kolay değil.  Tanrı çizmiyor her zaman kaderimizi; Madde ve ruh arasına çizilen sınırdaki kesinlik yok.  Büyük ihanetler pençesinde tutuyor insanı,  Büyük karışıklıklardan kaçtığı yerlerde bile.
“Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim." dedi: “Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."
Reklam
Kişisel değer saydığımız şeylerin, toplumun baskısıyla edinilmiş sahte nitelikler olabileceğini de hiçbir zaman akıldan çıkarmamalıyız. Örneğin, soyut ahlak kavramlarını ele alalım. Namus, iyilik, iş ahlâkı gibi her toplumun temel dayanakları sayılan kavramlar vardır. Bu kavramların her toplum için aynı olduğu ve bunlarla ilgili kurallara her toplumda uyulması gerektiği belirtilmiştir bizlere. Biz, ancak kendi özlediğimiz toplumda uymalıyız bu kurallara. Onlar ise, şartlar ne olursa olsun toplumu ayakta tutmak için bizi soyut kavramlarla uyutmaya çalışırlar. Ben, sadece namuslu olmakla övünen kişiyi adamdan saymıyorum; toplumu iyiye, güzele götürmek için kendi gibi namuslu insanlarla birlikte bir çaba harcamamışsa, çevresindeki uygunsuz gidişe başkaldırmamışsa, o kişi namussuzdur benim için. Benim de değerlerimin arasına bu çeşit nitelikler karışmışsa atmalıyım onları; onlarla övünmemeliyim. Bu nitelikler, amacımı gerçekleştirirken bana zararlı bile olabilir. Gerekirse bir ülkü uğruna hırsızlık da yapmaz mı insan? Kendi aramızdaki ilişkilerde ahlâklı olmamalı demek istemiyorum; bize bu çeşit iftiralar atılmamalı. Fakat onların düzenini korumak için gerekli olan böyle sahte değerlere de hiç önem vermeyelim.
hayattan ne istiyorum biliyorsun ben sen olayım, sen, tepeden tırnağa sen bin defa gelmek mümkün olsa dünyaya her defasında sen, her defasında sen bir denizdir bende saklı olan ne zaman güç bulacağım saklamaya kendimi keşke sana bu korkulu tufanı anlatacak gücüm olsaydı
evet, sevmenin başlangıcıdır bu gerçi belirsizdir yolun sonu ama ben artık düşünmüyorum sonu sevmektir güzel olan çünkü
Seni yalnızlığından tanıdım Kirpikleri kırık çocuk Çiğneyip durduğun dudaklarından. Gözlerin küllenmiş yangın yeriydi Bir eylül göğünün bulut kümeleri Donuk bakışlarında; Hüznün nasıl da benziyordu Benim ilk gençliğime
Reklam
Hayat irade ya da niyetle yönetilmiyor. Hayat bir sinir ve lif sorunudur, hücre sorunu. Düşüncelerimiz bu ağır oluşan hücrelere girip gizlenir, tutkularımız buralarda barınıp düşler kurar. Sen kendini güvenlikte sanırsın belki, güçlü olduğuna inanırsın. Gel gör ki bir odada ya da sabahleyin gökyüzünde gözüne rastgele çarpan bir renk tonu bir zamanlar sevdiğin bir kokunun beraberinde getirdiği gizli anılar, çoktan çalmadığın bir müzikten bir ezgi, unutulmuş bir şiirin yeniden karşına çıkan bir satırı... İnan bana, Dorian, hayatımız böyle şeylere bağlıdır.
Dorian’a öyle geliyordu ki kendisi müthiş rüzgârlarla, kapkara bir uçurum ağzındaki yalçın kayalara doğru sürüklenirken, zaman kurşundan ayaklarla emeklemekteydi.
Kibrinin yakarışı karşılığını bulmuş. Pişmanlığının yakarışı da karşılık görecektir. Seni fazla göklere çıkartmıştım ben. Şimdi bunun cezasını görüyorum. Sen de kendini fazla göklere çıkardın. İkimiz de cezalandırılıyoruz.
Geçmişin tek çekiciliği geçmiş olmasındadır. Oysa kadınlar perdenin ne zaman kapandığını asla bilemezler. İlle de bir altıncı perde isterler; oyunun hiçbir ilginçliği kalmadığı anda onlar sürdürmeyi önerirler. Onlara uysam her komedi trajik bir sona bağlanır, her trajediyse farsa dönüşürdü.
Kişinin kendi kendini suçlaması doyum verici bir lükstür. Kendimizi suçladığımız zaman başka hiç kimsenin bizi suçlamaya hakkı yokmuş gibi gelir. Kişiyi günahtan arındıran itirafın kendisidir, yoksa günah çıkartan papaz değil.
447 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.