Nasibin sandığın kişi imtihanın oluyor bazen.
Bir hayat sığdıracağın sandığın kalp, mezarın oluyor.
Güvenerek tuttuğun el, itiyor seni uçurumdan.
Oluyor işte bazen, insan celladına sarılırken
ölümü aşk sanabiliyor...
Bu eseri okumadan önce, umut etmenin insanın canını bu derece acıtabileceğini ve bazen umutsuzluğun değil, umudun da insanı öldürebileceğini bilmezdim....
Kaderde senden ayrı düşmek de varmış
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim
Seni tanımadan Hele seni böyle
deli divane sevmeden
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını, kaç bu şehirden
Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara
Rüzgârın iyot kokularını taşıdığı
denizlere Git, gidebildiğin yere git diyordum
Oysa ki, senden kaçılmazmış
Yokluğuna bir gün bile dayanılmazmış
Bilmiyordum...
Ufuk,Hüseyin amca ve Yusuf 3 farklı hayat hikayesinin kesişimi bize sunuluyor. Her hikayede bir acı, bir vazgeçiş sonrasında bir umut var. Hayatta olduğu gibi...
Okurken daha acısı olmaz dediğim her yerde daha acısını okudum. Aşkın ne kadar kutsal bir şey olduğunu bir kez daha anladım bu kitapta. Okumama vesile olan Mikail balcı'ya teşekkürlerimi sunuyorum. Mustafa Tan kaleminize saglik. Ufuğun hikayesinin devamını merakla bekliyor olacağım.